"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, annesi olan muris Melahat'in tapuda adına kayıtlı dava konusu taşınmazları ölmeden önce tapuda satış göstererek davalılar Ali ve ölü Ahmet mirasçılarına devrettiğini, murisin amacının mirasçılardan mal kaçırmak olduğunu, yapılan işlemin gerçekte bağış olduğunu ve muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunu belirterek dava konusu taşınmazın tapusunun miras hissesi oranında iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, açılan davanın murisin ölüm anındaki hükümlere göre çözümlenmesi gerektiğini, 743 sayılı T.M.K.'nun 513. maddesi gereğince davanın zamanaşımına uğradığını, murisin taşınmazları satarak devrettiğini, satış işleminin geçerli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece; davacının muvazaa iddiası sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın dava dilekçesinde; aile konutu olan gecekonduyu davalı eşinin diğer davalılara gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, taraflar arasında gerçekleşen satış vaadi sözleşmesinin olası bir boşanmanın sonuçlarından kurtulmak için mal kaçırmak maksadıyla yapıldığını, gerçek bir devir iradesi olmadığını, bedel ödenmediğini, yapılan işlemin TBK uyarınca muvazaalı olduğunu, TMK m. 194 uyarınca da rızası olmadan yapılan devir işleminin geçersiz olduğunu bu sebeplerle taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece diğer eşin rızası olmaksızın aile konutunun devredilemeyeceğine...
Somut olay ele alındığında; davacının dava konusu 115 ada 11 parsel sayılı taşınmaz üzerinde paylı malik olduğu, iptale konu satış işlemine yönelik süresi dahilinde ön alımdan kaynaklı tapu iptal ve tescil davasının açıldığı sabittir. Davacı, önceki paydaşların davalıyla gerçekleştirdikleri satış işleminde amacın önalım hakkını engellemek olduğunu, satış bedelinin de muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini beyanla davalı adına kayıtlı payların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna göre satışa tabi tutulan payların değerleri arasında aşırı bir fark bulunmadığı gibi bu konuda dinlenen davacı tanıkları da işlemin niteliği konusunda görgüye dayalı bir açıklamada bulunmamışlardır....
Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen 2007/472 ve 2007/485 esaslarda kayıtlı davaların kabulü ile 09.03.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiştir. Hükmü, asıl davanın davacısı birleşen davaların davalısı ... ... temyiz etmiştir. Bilindiği üzere, kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri taşınmaz malların satımına ilişkin değil, ileride satış işlemi yapılmasına dair sözleşmelerdendir. Sözleşmenin vaat borçlusu olan tarafı edimini yerine getirmezse Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanacak olan vaat alacaklısı mülkiyetin tescilini dava yoluyla isteyebilir. Asıl davada dayanılan 09.03.2004 tarihli satış vaadi sözleşmesi şekil koşullarına uyularak yapıldığından hüküm ve sonuç meydana getirir. Kuşkusuz, satış vaadi sözleşmesinin de muvazaalı olarak yapıldığı ileri sürülebilir. Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır....
Davalı ... vekili yargılama oturumunda, tanık dinlenmesine muvafakatlarının bulunmadığını, taksiminde söz konusu olmadığını, tarafların normal satış sözleşmesi yaptıklarını muvazaanın taraflarca birbirlerine karşı ileri sürülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar, ..., ... ve ... davaya cevap vermedikleri gibi yargılama oturumlarına da katılmamışlardır. Mahkemece, miras paylaşım sözleşmesinin TMK.nun 676/son maddesine göre yazılı olarak yapılmadığı, TMK.nun 6.maddesine göre davacının davasını ispat edemediği kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muristen intikal, miras paylaşma sözleşmesi, hile ve muvazaa iddialarına dayalı olarak MK.nun 676., BK.nun 18. ve 28. maddeleri gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali tescil davasıdır. Davaya konu, ... İli, ......
Öğretide nispi muvazaa olarak tanımlanan; tarafların gerçekte bir hukuki işlem yapmak isteyip bunu saklamak için başka bir hukuki işlem gerçekleştirmeleri halinde; görünüşteki işlem tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığından ve tarafların iradeleri görünürdeki işlemin hukuki sonuçtan yoksun olmasına yönelik olduğundan sonuç doğurmayacağı için; gizli işlem ise şekle aykırılık nedeniyle geçersizdir. Bu husus 01.04.1974 gün ve 8/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında; tüm mirasçıların görünürdeki satış sözleşmesinin muvazaalı olduğu ve şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabileceklerinin kabulü ile de teyid edilmiştir. Yapılan açıklamaların ışığında somut olayın irdelenmesinde; mirasbırakan sağlığında dava konusu taşınmazları noterde düzenlenen miras taksim sözleşmesi ile davalılardan O... A...'a bırakmış iken sonraki tarihlerde tüm malvarlığını üçüncü kişilere satış yoluyla devretmiştir....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Davacının önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Davacının satış sözleşmesinin tarafı olmaması sebebi ile bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Ancak yüksek mahkemenin konu hakkındaki yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kira sözleşmesinin iptali ile ecrimisil istemine ilişkin davada Gölcük 1. Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kira sözleşmesinin muvazaalı olması nedeniyle başlangıçtan itibaren iptali ve ecrimisil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, açılan davanın kira akdinin iptali, yani akdin feshi istendiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın kira sözleşmesinin hileli olmasından,aykırılığı nedeniyle sözleşmenin kurulduğu andan itibaren geçersizliğine yönelik olduğunu, görevli mahkemenin genel hükümlere göre belirleneceğini yönünde hüküm kurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ-TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, 6236 sayılı parseldeki dava konusu 16 nolu bağımsız bölüm bakımından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil; sanat eserleri açısından ise devir sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları Halit'in maliki olduğu 6236 sayılı parseldeki dava konusu 16 nolu bağımsız bölümü davalı eşi ve çocuklarına 1/3'er paylı olarak satış suretiyle devrettiğini, ayrıca mirasbırakanın telifli eserlerinden 302 adedini 02.05.2007 tarihinde eser mühnasır mali haklar devir sözleşmesi ile davalı ...'...
T11'ya iade ettiğini, T11 da eşi olan Tahsin kızı davalı T7'ya muvazaa ile devrettiğini, yapılan bu satışların hiçbiri gerçek satış olmayıp, tamamının göstermelik olduğunu, bahsedilen devirlerde herhangi bir para alışverişinin olmadığını, bu nedenle Musa Avcı'dan itibaren yapılan bütün göstermelik satışların iptali ile taşınmazın kök muris Musa'nın üzerinden onun mirasçılarına hisseleri oranında intikalinin gerektiğini belirterek, mirasçı sıfatları olan müvekkillere Musa'nın veraset ilamından intikal edecek hisselerinde adlarına tescil edilmesinin karar verilmesini talep ve dava etmiştir....