Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: Vekalet ücreti yazılacak. _ K A R A R _ Davacı, paydaş olduğu 7 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşının payını 80.000,00 TL bedelle davalıya satış yoluyla devrettiğini, gerçek satış değerinin 40.000,00 TL olmasına rağmen önalım hakkına engel olmak için yüksek gösterildiğini ileri sürerek, önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir. Davalı, bedelde muvazaa bulunmadığını, davacının satıştan bilgisi bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, keşif sırasında belirlenen değer depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....
Örneğin daha az miktarda vergi ödemek için taşınmazın tapudaki satış değerinin düşük gösterilmesi şufa hakkının kullanılmasını önlemek, kullandığı takdirde fazla kazanç elde etmek maksadıyla görünüşteki (resmi) sözleşmede satış bedelinin fazla gösterilmesinde bu tür bir muvazaa vardır. Muvazaa sözleşmesinde şekil şartı aranmaz. Yazılı veya sözlü yapılabilir. Görünüşteki sözleşme şekle bağlı olsa dahi muvazaa sözleşmesinin yazılı veya resmi şekilde yapılması gerekmez. Görünüşteki sözleşmenin şekle bağlı olması halinde muvazaanın yazılı delil ile ispat edilmesi kuralı muvazaa sözleşmesinin yazılı olmasının geçerliliği için değil, ispat edilebilmesi için aranan bir kuraldır. (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kurulu 05/02/1947 gün, 1945/20 E. 1947/6 K.)...
Dava, muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, ileri sürülüşe muvazaalı satışa konu taşınmazda kat irtifakının 04/09/2015 tarihinde kurulmuş olduğu, davacı ile davalı ... arasında daire satış sözleşmesinin 16.12.2015 tarihinde imzalanmış olduğu anlaşılmakla davacının dava dışı arsa maliki adına yapılacak tescil işleminde hukuki yararı bulunmaktadır. Şu durumda mahkemece, işin esası incelenilerek karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru olmadığından bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı tarafın yaptığı açıklama ve ekte sunulan belgelere göre davacıların takibe esas bonolarının davalı borçlu T5'nun davacılara taşınmaz satımı üzerine verildiği, nitekim davacılar ile davalı borçlu Ömer arasında imzalanan satış sözleşmelerinin 26/06/2012 günü olup muvazaa nedeniyle iptali istenilen taşınmazın davalı borçlu tarafından diğer davalıya satış tarihinin davacıların dayanak satış sözleşmelerinin tarihinden önce olacak şekilde 04/08/2011 günü olduğu, sonuç olarak davacıların alacağının iptali istenilen işlemden önce doğmadığı ve somut olayda bu yöndeki dava şartının gerçekleşmediğinin belirlenmesine göre davacılar vekilinin sair istinaf nedenleri yerinde değildir....
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) nolu bentte gösterilen nedenle hüküm fıkrasının H ile başlayan paragraf bölümünün ikinci ve üçüncü satırında yer alan "...muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptaline ve diğer davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline" ibarelerinin çıkarılarak, yerine " İİK 283.maddesi gereğince tapunun iptaline gerek kalmaksızın muvazaa nedeniyle davacının alacaklarını tahsil için haciz ve satış isteyebilmesine" yazılmasına, diğer temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu durumunun ONANMASINA ve temyiz eden davalı ... yararına takdir olunan 900,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/03/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a muvazaalı devredildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalılardan ... adına tapuya tesciline, 01.12.2004 tarihli gayrimenkul satış ve daire karşılığı inşaat sözleşmesinin tapuya şerh edilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalılardan ... ile asli müdahil...Bankası A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir. Davacı ile davalılardan ... arasında düzenlenen 01.12.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra, arsa sahibi davalılardan ... sözleşmeye konu taşınmazı vekili aracılığıyla davalılardan ...’a satmıştır. Davacı dava dilekçesinde davalılardan ...’ın vekili aracılığıyla yaptığı satış işleminin iptalini talep etmiş ise de, davacı 01.12.2004 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan haklarını talep edebilir....
nun ödediği bedeli tasfiyede talep etmesinin mümkün bulunduğu, BK'nun 18. maddesi uyarınca görünüşteki satış sözleşmesinin tarafların gerçek iradesini yansıtmaması-muvazaa nedeniyle gizlenen bağış sözleşmesinin ise şekil şartına uyulmamasından dolayı batıl olduğu, dava değeri 10.000,00 TL olarak belirtilmesine rağmen satış sözleşmesinde satış bedeli rakamla 165.000,00 TL olarak ifade edilmiş olup sözleşme değerinin bu çelişki nedeniyle anlaşılamadığı, muvazaalı sözleşmede zikredilen rakama itibar edilmesinin de doğru olmayacağı, dava değerine davalı vekilinin itiraz etmemesi sebebiyle dilekçedeki rakamın dava değeri olarak kabul edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne,....plakalı aracın ...'ya ait 1/2 hissesinin iptaline, hissenin tasfiye halinde .....adına tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı paydaşı olduğu 2606 ada 7 parsel sayılı taşınmazda ... ...’ın 7421/196075 payını davalıya satması nedeni ile, muvazaa iddiası ile Önalım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil istemi ile dava açmıştır. Davalı, bedelde muvazaa olmadığını dava değeri ile satış bedeli arasındaki fark üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesini istemiştir....
Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından davacıya akitlerde gösterilen satış bedeli ve satış masraflarından oluşan toplam bedel üzerinden önalım hakkını kullanıp kullanmayacağı sorularak, kullanılacağının beyan edilmesi halinde tapuda gösterilen satış bedeli üzerinden dava harcı ikmal ettirilerek, daha önce yatırılan önalım bedeli ile tapuda gösterilen bedel arasındaki farkı depo etmesi için uygun süre tanınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. Kabule göre de, dava dilekçesinde dava değeri 160.000,00 TL gösterilerek bu miktarı harçlandırmak suretiyle önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulmuş ise de yargılama esnasında harç tamamlanmadan 220.045,72 TL önalım bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verilerek harç ve yargılama giderlerinin de bu değer üzerinden hesaplanması yerinde görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmuştur....
Yüzeysel bakıldığında iptal davaları ile muvazaa davaları arasında bir benzerlik görülmekte ise de bu benzerlik her iki davanın güttüğü amaçtan öte gitmemektedir. 6183 sayıl Yasa’nın 24.maddesi ile paralel olan İİK'nin 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılırken, muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufî işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Üçüncü kişinin danışıklı işlem ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesinin önlemek amacıyla danışıklı bir işlem yapılması gerekir....