Ön alım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamını önalım bedeli olarak depo etmesi gerekir. Yerleşmiş Yargıtay içtihatları uyarınca, davalı taraf tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olduğundan önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden daha yüksek oduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz. Buna karşın satış işleminin tarafı olmayan davacı tarafın muvazaa iddiasında bulunması mümkündür. Davacının karar tarihinden sonra vefat ettiği anlaşıldığından Dairemizce müteveffaya ait veraset ilamının ve mirasçılara ait vekaletnamenin dosyaya ibraz edilmesi sağlandığından bu usuli eksiklik dosya geri çevrilmemiş ve yargılamaya devam edilmiştir....
e devrettiğini, taşınmazın halen borçlu tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olması nedeniyle TBK'nun 18 ve 19 maddesi gereğince iptali ile İİK'nun 283.maddesi gereğince haciz ve satış yetkisi verilmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde satış tasarrufun iptali ile taşınmazın borçlu adına tesciline verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, davanın İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğunu, borçlu adına kayıtlı onbeş adet taşınmaz ve araç bulunduğundan aciz halinde olmadığını, davanın 5 yıllık hakdüşürücü süre içinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, mirasbırakanın kooperatife üye olması nedeniyle dava konusu taşınmazın mirasbırakan adına tescil edildiğini ancak kooperatif aidatlarının tarafından ödendiğini, bu ödemeler nedeniyle taşınmazı devraldığını, davacıların ise mirasbırakan ile görüşmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, muvazaa iddiasının ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1933 doğumlu mirasbırakan ...’ın 18.05.2013 tarihinde ölümüyle geride mirasçı olarak, ilk eşinden olma davacı kızları ...ve ... ile ikinci eşi olan davalı ...’nin kaldıkları, mirasbırakanın maliki olduğu 2101 ada 1 parseldeki 27 nolu bağımsız bölümün intifa hakkını üzerinde bırakıp çıplak mülkiyetini 01.09.1999 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür....
Noter 09982 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesinin ise hala ayakta olup geçerliğini koruduğu, davacı kendi adına kayıtlı 23 nolu bağımsız bölümü davalı Ata Mesken.. Ltd Şti adına 70 000,00 bedelle tapuda satış ile devrettiği, bedelini nakten peşinen aldığı, satış ve tapu evraklarında 23 nolu bağımsız bölümün satışının başka bir sözleşmeden kaynaklı ödemeye takas ve mahsup edileceğine ilişkin herhangi bir ihtiraz i kayıt olmadığı gibi dava dilekçesi ekinde sunulan Torbalı 3. Noterliğince düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi nin incelenmesinde vaade konu taşınmazın tapusunun devrini ihtiva eden sözleşme bedeli 14 000,00 TL olarak taraflarca belirlendiği ve başka borç alacak kalmadığı şerh düşülmekle, dava konusu 23 nolu bağımsız bölüm için taşınmaz satış vaadine konu taşınmazın devri için teminat olarak verildiğine dair kayıt ve şerh de yer almaktadır....
HÜKÜM: gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere; Davanın REDDİ İLE; 1- Davacının davalılar arasında yapılan satış işlemlerinin İİK. 277. ve devamı maddelerine göre iptali ile Kars 1.İcra Müdürlüğünün 2017/1606 Esas sayılı dosyasındaki alacak ve tüm fer' ilerine yeter miktarda cebr-i icra yetkisinin verilmesine yönelik davasının reddine, 2- Davacının davalılar arasında yapılan satış işlemlerinin TBK. 19. maddesi gereğince muvazaa nedeniyle iptaline yönelik davasının reddine, ..." şeklinde karar verilmiştir....
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal gibi kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanılarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kanunun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası ile kadastrodan sonraki sebep bakımından Borçlar Kanununun 18.maddesine dayalı olarak muvazaa nedeniyle açılan tapu iptali ve tescil davasıdır....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ..., İsmigül Köprülü, ... vekili tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 14/11/2011 tarihinde verilen dilekçeyle vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeni ile iptali terditli tenkis; birleştirilen dava davacıları ..., İsmigül Köprülü, ... vekili tarafından, birleştirilen davalılar ..., ..., ... aleyhine 14/11/2011 gününde verilen dilekçeyle tapudaki bağış işleminin ehliyetsizlik nedeniyle iptali, tapudaki satış işleminin muvazaa nedeniyle iptali terditli tapudaki bağış işleminin muris muvazaası nedeniyle iptali, tapudaki satış işleminin muvazaa nedeniyle iptali terditli tenkis; birleştirilen davada davacısı ... vekili tarafından birleştirilen davada davalılar ... ve ... aleyhine 15/11/2011 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle iptali terditli tenkis; birleştirilen davada davacı ... vekili tarafından, birleştirilen davada davalı ... aleyhine 17/02/2011 gününde verilen dilekçe ile vasiyetnamenin ehliyetsizlik nedeniyle iptali terditli...
Hal böyle olunca; sayın çoğunluğun "davalı ... bakımından pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğine" ilişkin bozma gerekçesine katılmakla birlikte; mahkemece araştırılması gereken bir husus bulunmadığı, tarafların bütün delillerinin toplandığı ve toplanan deliller ile tüm dosya kapsamına göre, davalılar arasında gerçekleştirilen satış işlemine ilişkin muvazaa iddiasının kanıtlandığı görüşüyle, sayın çoğunluğun "davacının bedelde muvazaa iddiası konusunda araştırma yapılması gerektiğine" yönelik bozma gerekçesine iştirak edemiyoruz....
Kural olarak davacı, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple keşifte belirlenen bedelin tek başına muvazaa iddiası için yeterli görülmüş olması hatalı olmakla, taraflarca süresi içerinde bildirilmiş olan tanıkların dinlenerek davacının bedelde muvazaa iddiası değerlendirilmeli ve neticesine göre bir hüküm kurulmalıdır. Belirtilen deliller toplanmaksızın hüküm kurmaya elverişli olmayan mevcut delil durumu ve yazılı gerekçe ile hüküm kurulmuş olması hatalı olmakla davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
un 1/2 payını 14.03.2013 tarihinde 850.000,00 TL bedelle davalıya sattığını, ancak tapuda satış bedelinin önalım hakkının kullanılmasını engellemek amacıyla muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, gerçek satış bedelinin 250.000,00 TL olduğunu ileri sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, resmi akitte gösterilen satış bedeli üzerinden dava konusu payın satın alındığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, resmi akitte gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masrafları toplamı 884.175,00 TL depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....