Taraflar arasında ----- numaralı tesisat için 19/09/2022 tarihli parakende satış sözleşmesi yapıldığı, davalı şirket yetkilisi ----- tarafından borçtan muaf sözleşme yapılmak istendiğinin beyan edildiği anlaşılmıştır. Dava dışı şirket ile davacı arasında 23/12/2019 tarihli sözleşme yapıldığı anlaşılmıştır.Tüm dosya kapsamından; Davacı tarafından muvazaa hukuksal sebebine dayalı olarak abonelik sözleşmesinin iptali istemine ilişkin huzurdaki dava açılmıştır.TBK Sözleşmelerin yorumu, muvazaalı işlemler başlığında düzenlenen 19. maddesinde; "Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek için kullandıkları sözcüklere bakılmaksızın, gerçek ve ortak iradeleri esas alınır. Borçlu, yazılı bir borç tanımasına güvenerek alacağı kazanmış olan üçüncü kişiye karşı, bu işlemin muvazaalı olduğu savunmasında bulunamaz." şeklinde düzenlenmiştir....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Davacı, tapuda yapılan hibe işleminin tarafı olmadığından tapuda "hibe" şeklinde gösterilen işlemin aslında satış olduğu, görünürdeki işlemin muvazaalı olduğu iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delil ile kanıtlayabilir. İşlemin gerçekte "hibe" olmayıp "satış" olduğunun belirlenmesi halinde, şayet satış bedeli kanıtlanabilirse bu bedel, yoksa işlem tarihinde keşfen saptanan bedel önalım bedeli olur. Olayımıza gelince; Dava konusu pay tapuda hibe suretiyle davalıya devredilmiştir. Satış dışındaki temliklerde önalım hakkının kullanılması mümkün değildir. Davacı da tapuda hibe şeklinde yapılan temlikin aslında satış olduğunu iddia ederek muvazaa iddiasında bulunmuştur. Tapudaki işlemin tarafı olmayan davacının bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlaması mümkündür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Esas ve birleştirilen davanın davacısı vekili, davalı borçlu ...'ın aleyhine hükmedilen alacağın tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı taşınmazı 22.6.2009 tarihinde kayınbiraderi davalı ...'a, onun da 8.4.2010 tarihinde davalı ...'a sattığını, taşınmazın halen borçlu ve ailesi tarafından kullanıldığını belirterek davalılar arasındaki muvazaa satış işleminin iptali ile alacak miktarıyla sınırlı olarak haciz ve satış yetkisi verilmesini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuştur. Davalı ... dava konusu taşınmazı 22.6.2009 tarihinde alıp 8.4.2010 tarihinde sattığını belirterek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 09.10.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.11.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, paydaşı olduğu 1050 ada 5 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşı ...'ın payını satış yoluyla davalıya devrettiğini, satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini ileri sürerek, payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir. Davalı, bedelde muvazaa da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.02.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.05.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, davalının eski paydaştan satın aldığı 1656/69120 pay için önalım hakkını kullanarak, tapuda yapılan satış bedelinin muvazaalı olduğunu, gerçek bedelinin keşifle belirlenecek bedel olduğunu, keşifle belirlenecek bedeli ödemesi karşılığında davalı adına tapu kaydının iptali ile kendi adına tescilini talep etmiştir....
ya muvaazalı olarak sattığını, oysa gerçek satış niteliğinde olmayan bu işlem ile davacıya vasiyet edilen taşınmazın muvazaalı şekilde satışının yapıldığından, satışa yönelik tasarrufun ve tapunun iptali ile davacı, olmadığı takdirde vasiyetçi adına kayıt ve tescilini talep etmiştir. Yerel mahkemece, vasiyetçinin muayyen mal vasiyeti şeklindeki vasiyetinden her zaman rücu edebileceği, rücu halinde aranması gereken tek unsurun şekil şartına uymak olduğunu, bu takdirde satış sözleşmesinin içerisine girilerek muvazaa iddiasını araştırmaya olanak bulunmadığı, şekle riayet edilerek rücu hakkı kullanıldığından dava reddedilmiştir. Muvazaa, tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacıyla ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmaları olarak tanımlanabilir....
-TL bedel ile davalıya sattığını, aynı mahalde bulunan 133 ada 16 parselde kayıtlı taşınmazını da 20/08/2007 tarihinde oğlu Ufuk Keleş'e sattığını, Ufuk Keleş'in ise 24/12/2018 tarihinde davalıya sattığını, muris Huriye Keleş'in 80 yaşında mali durumu iyi olarak vefat ettiğini, diğer mirasçı Uğur Keleş'in yapılan hibeyi satış görüntüsü altında gizlediğini, Ufuk Keleş'in taşınmazları halen kullandığını, tasarrufunda bulundurduğunu, davalıya yapılan satış bedelinin çok düşük olduğunu, ayrıca davalının alım gücünün bulunmadığını, satış tarihinde murisin mali gücünde herhangi bir artışın gerçekleşmediğini belirterek, taşınmazların tapu kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasına, davalı adına kayıtlı taşınmazların tapu kayıtlarının muvazaa nedeniyle iptali ile davacı adına miras paylarına göre tesciline, terditli olarak tenkisine kara verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ön alım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. 4.Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, üçüncü kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de; davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmî satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delil ile ispat edebilir. Öte yandan; keşif sonrasında alınan bilirkişi raporu, tek başına muvazaa iddiasını ispatlanması için yeterli olmayıp bunun için rapordaki verilerin davacının dayandığı herhangi bir delille desteklenmesi gerekmektedir. 3....
Davacı, davalı ...’tan biçimine uygun düzenlenmiş, satış vaadi sözleşmesi ile aldığı bölümün inşaat bitim aşamasına gelip, sözleşmede kararlaştırılan koşullar olmasına rağmen diğer davalı ...’na devir ve temlik edildiğini, bu devrin mal kaçırmak amacıyla yapıldığını, gerçek satış sözleşmesi söz konusu olmadığından muvazaa nedeniyle tapunun iptali ile adına tescilini istemiştir. Davacı, eldeki davadan önce ... aleyhine açtığı davada ise yine satış vaadi sözleşmesine konu edilen ve arsa sahibi davalı adına olan bağımsız bölümün tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir. HUMK.nun 45.maddesi uyarınca davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda davaların birleştirilerek görülmesi gerekir....
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, davalının ... ada .. parselde kayıtlı taşınmazın 30.04.2010 tarihinde 83/1596 hissesini satın aldığını, önalım hakkını kullanmasını engellemek için tapudaki satış değerini muvazaalı olarak yüksek gösterdiğini, tespit edilecek gerçek satış değeri üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı tapunun iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, harca esas değeri 40.500,00 TL olarak göstermiştir. Davalı vekili, bedelde muvazaa iddiasını kabul etmemiş, davanın reddini istemiştir....