A.Ş Ümit Yıldız ibaresi ile imzalanmış ise de, gerek sözleşmede şirket kaşesinin bulunmaması gerekse de hisse devrinin ancak pay sahibi ile yapılacak sözleşme ile mümkün olması nedeniyle sözleşmenin şirketi temsilen değil davalı Ümit Yıldız adına yapıldığının kabulü gerekir. Hisse devrinin gerçekleşmediği sabit olduğundan, dava konusu hisse devir sözleşmesinin tarafları bağlayacağı gözetilerek davacı tarafından ödenen hisse devir bedelinin davalı Ümit Yıldız'dan tahsiline karar vermek gerekirken, davalı Ümit Yıldız'ın parayı şirketi temsilen tahsil ettiği kabul olunarak pasif husumeti bulunmadığı ve bu nedenle davalı Ümit Yıldız yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı şirket ise hisse devir sözleşmesinin tarafı olmayıp, şirket hissesinin devri halinde hisse devir bedelinin de payı devreden ortağa ödendiğinden davalı şirketin eldeki davada pasif husumeti bulunmamaktadır....
GEREKÇE: Dava, hisse devir sözleşmesi nedeniyle ödenen devir bedelinin hisse devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, hisse devir sözleşmesinin geçerli olup olmadığı noktasındadır. 30/08/2010 tarihli "Şahıslar Arası İş ve Ortaklık Sözleşmesi" başlıklı belge ile ... A.Ş hisselerinden yüzde beşinin (5/100) ...'a 40.000,00 TL karşılığında satıldığına dair düzenlendiği ifade edilmiş ve sözleşmenin bir sonraki genel kurulla birlikte resmi hale getirilerek resmi gazetede yayımlanacağı kararlaştırılmıştır. Bu belge ... Hiz. A.Ş ... ibaresi ile imzalanmıştır. Davacı taraf, hisse devrinin yapılmaması nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak ödenen hisse devir bedelinin istirdatı istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf ise taraflar arasında hisse devri için mutabakata varıldığı ve bir ön protokol imzalandığını, ancak davacı tarafın taahhüt ettiği bedeli ödemediği için hisse devrinin resmi olarak yapılmadığını savunmuştur....
İncelenen dosya kapsamı ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirildiğinde; Asıl dava, "muvazaa nedeniyle hisse devrinin iptali ve ortaklar kuru kararının geçersizliğinin tespiti veya alacak" davası, birleşen dava ise "şirket yöneticisine karşı açılan sorumluluk (tazminat)" davasıdır. Somut olayda ; davacı ... tarafından davalılar ... ile ... Ltd. Şti. aleyhine açılan asıl ... E. sayılı dava yönünden yapılan değerlendirmede ; ... vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasını istemiş, 18/12/2019 tarihli duruşmada da bu yöndeki beyan ve taleplerini tekrar etmiş, davalı tarafın da asıl davayı takip etmeyeceklerini beyan etmeleri karşısında, ... E. sayılı asıl dava 18/12/2019 tarihinden itibaren 3 ay süre ile işlemden kaldırılmış, 3 ay içerisinde taraflarca yenileme talebinde bulunulmadığından asıl davanın 18/03/2020 tarihi itibariyle açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir. Birleşen ......
GEREKÇE : Dava, şirket hisse devri amacıyla havale edilen paranın iadesi hususunda başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK'nun 67. Maddesi gereğince iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dairemizin 13.12.2019 tarih ve 2019/3186 E-2019/1849 6102 sayılı kararıyla "TTK'nın 4. maddesi gereğince bu kanunda düzenlenen hususlar mutlak ticari davadır. Somut olayda davacı vekili, limited şirket hisse devri amacıyla müvekkilinin şirket hissedarı olan davalıya banka yoluyla para havale ettiğini, hisse devrinin gerçekleşmediğini ileri sürerek ödenen paranın iadesini istemiş olmasına TTK'nın 595. maddesinde limited şirket hisse devrinin düzenlenmiş bulunmasına göre, uyuşmazlık mutlak ticari dava niteliğindedir....
Ancak muvazaa iddiasına konu, limited şirket hisse devir sözleşmesinde hisseleri devralan davalı T3 olup, devir bedeli olarak işlemin karşı tarafına 5.000,00'er TL ödemiş olup, üçüncü kişi nezdinde bulunan ve davalı T3 tarafından devredilen bir malvarlığı değeri bulunmadığından İİK'nın 283/1. Maddesinin somut olayda uygulanmasına olanak yoktur. Bu nedenle davacının, limited şirket hisse devrinin muvazaa nedeniyle iptalini istemekte hukuki yararı bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK'nın 27. maddesinde kanunun emredici hükümlerine aykırı işlemlerin kesin hükümsüz olduğu, aynı Kanunun 1. maddesi uyarınca sözleşme kurulması için taraf iradelerinin arandığı, 4721 sayılı MK'nın 9. maddesinin mefhumu muhalifinden ayırt etme gücüne sahip olmayan kimsenin kendi iradesi ile hak sahibi olamayacağı ve borç altına giremeyeceği anlaşılmaktadır. Ehliyetsizlik nedeniyle hukuki işlemin sakat olması bir kesin hükümsüzlük hali olup, bu durum hukuki yararı bulunan herkes tarafından ileri sürülebilir....
ya yapılmış görünen ve akabinde bu kişiler tarafından diğer davalılara yapılmış olan hisse devir işlemlerinin yoklukla malul olduklarının/geçersizliğinin tespiti ile davalıların dava konusu şirket hisselerinden elde ettikleri menfaatlerin yani kâr paylarının ve anapara faizlerinin, yasal miras payları oranında dava tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte tahsili taleplerine ilişkindir. Tam ıslah öncesi; dava iki ana nedene dayalı olup, birincisi 1989 yılındaki hisse devri sözleşmesinin kurucu unsuru taşımaması, diğeri de muvazaa olup; TÜM davalılar hakkındaki MUVAZAA iddiası açısından davanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verilerek 2021/784 esasa söz konusu muvazaa davası kayıt edilmiş ve "Muris muvazaası nedeniyle şirket hisse devrinin iptalinde görevli mahkemenin ticaret mi asliye hukuk mu olduğu konusunda Yargıtay 11....
Şti. unvanlı bir şirket kurduğunu, bu şirket aracılığıyla ... ... mevkiinde bir hastane binası yapılması ve işletilmesinin amaçlandığını, davalı ... ile şirketin diğer ortakları arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle şirket ortaklarının tamamının bu ortaklığı bitirme kararı aldıklarını, bu kapsamda .../01/2008 tarihinde ‘hisse devir sözleşmesi-sulh-ibra-protokolü’ başlıklı bir sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmeye istinaden davalı ...’in ... Özel Sağlık Hizmetleri İnş. Tur. ve Tic. Ltd....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Talep edilen hisselerin bizzat davalı şirkete ait olduğunu, dolayısıyla davanın sonucundan birinci derecede etkilenecek olanın şirket olduğunu, davanın bağışlamanın geri alınması sebebine dayalı şirket hisse devrinin iptali olarak nitelendirilmesinin mümkün olduğunu, bu nedenle de davanın şirkete de yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca mahkemece nama yazılı pay senedine bağlanmamış hissenin devrinin tedbir yolu ile önlenmesinin mümkün olmaması nedeniyle tedbirin hükümsüz kaldığından bahisle kaldırılmasına karar verildiğini, bu noktada hem tedbiren devrinin önlenemeyen hem de husumet yönlendirilemeyen şirketin hisseleri üzerinde doğacak hakkın nasıl korunacağı sorusunun cevapsız kaldığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı olarak devredilen şirket hisselerinin iadesi, olmadığı takdirde değerinin ödenmesi istemine ilişkindir....
Şti'yi davacıya ve diğer kurucu olan T5 kurduğunu ve Türkiye Ticaret sicil Gazetesinin 13.01.2010 tarihli gazetesinde yayınlandığını, davacı şirket kurucusu olarak şirketteki tüm görevlerini yerine getirdiğini ve şirket ile ilgili bir sorun yaşamadığını, davacının hisse devri için diğer kurucu ve yönetim ile görüştüğünü ve hisse devri noktasında anlaşma sağlandığını, davacının hisse devrinde yaşanan anlaşmazlıklardan dolayı vazgeçtiğini ve hisse devrinin iptal olduğunu, kötü niyetli olan diğer davalılar hisse devrini gerçek gibi gösterdiğini ve hisse devrini şirket karar defterinde sahte imza ile tescil ettirdiklerini, yapılan hisse devrinin gerçek olmadığını, davacının sadece noterde hisse devrini gerçekleştirdiğini, davalıların yönetim kurulu kararı alarak bu kararda davacının da adını geçirdiklerini ve kararda davacının rızası ve bilgisi olmamasına rağmen davacının yerine imza atarak davacının hissesinin devri için hukuka aykırı işlemde bulunduklarını, davacının hisse devrine yönelik...
DAVA : Muris Muvazası Nedeniyle Hisse Devrinin İptali DAVA TARİHİ : 20/04/2016 KARAR TARİHİ : 20/01/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022 Ankara 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/188 Esas 2021/412 Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi olunan Muris Muvazası Nedeniyle Hisse Devrinin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin babasının 07/12/2013 tarihinde vefat ettiğini, mirasçı olarak davacı müvekkili ile davalının ve anneleri ...'ın kaldığını, murisin vefatından sonra da müvekkilin annesinin vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak davacı müvekkili ile davalının kaldığını, muris Nilgün ile davalı ...'in 18/09/2002 tarihinde ortak olarak .... Bilimsel İnceleme İnş. Org. Tıbbi Etüt Cihaz. Hizmet ve Ürünler Ltd....