"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, B.K. 18.maddesine göre muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 5.3.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Dairece, ‘’...kadastro tespitine karşı açılan davanın 16.01.1997 tarihinde kesinleştiği gözetildiğinde eldeki davanın açılış tarihi olan 08.06.2011 tarihine kadar 3402 Sayılı Kadastro Yasası'nın 12/3 maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığına ve bu gerekçe ile sonucu itibariyle doğru olan ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davasına yönelik ret kararında bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacı vekilinin ketmi verese hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davasına yönelik temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine. Davacı vekilinin muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali davasına yönelik temyiz itirazlarına gelince;...mirasbırakan Eşe tarafından yapılan temlikin evlat edindiği davacı mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır....
KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil olmazsa taşınmaz bedelinin tahsili, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan anneleri ...’ın 261 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki payının tamamını 24.12.2009 tarihinde satış göstermek suretiyle kızı olan davalı ...’a devrettiğini, temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu, anneleri ile aralarında çeşitli davaların görüldüğünü, mirasbırakanın davalı kızı ile birlikte hareket ettiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescile, olmazsa taşınmaz bedelinin payları oranında dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, mirasbırakan annesinin borçlarına karşılık taşınmazdaki payını kendisine devrettiğini, davacılara da başka taşınmazlar verdiğini, dava konusu pay temlikinin ... 1....
Davalı ... vekili; davanın haksız ve yersiz açıldığını, devraldığı taşınmazların bedelini ödediğini, ortada muvazaa olmadığını, kötü niyetli olmadıklarını, satışın yasal ve hukuka uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ...; cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen kararı davacılar vekili temyiz etmiştir. HMK'nin 33.maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme yapmak Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Dava dilekçesindeki ileri sürüşe ve yargılama sırasındaki sözlü ve yazılı açıklamalara göre dava niteliği itibarıyla TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanın kayden maliki olduğu 4 parça taşınmazı üvey annesi davalı ...'ya saklı payı zedelemek ve bir kısım mirasçılara mal kazandırma amacıyla devrettiğini, bu nedenle TMK 565. maddesine göre tenkis davası açmak zorunda kaldığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapularının iptali ile murisin mirasçıları adlarına tescilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, açılan davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali tescil davası olduğu, taşınmazların muris tarafından davalıya bağışlandığı saptanmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Gerek İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, gerekse TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir. Davacı tarafın talebi de zaten buna yöneliktir. Bu gibi davalarda verilen ihtiyati haciz kararları, esas hakkında kesin bir kanaat oluşmadan ve tam bir ispat aranmadan, yaklaşık ispatın varlığının yeterli olduğu hallerde verilen geçici nitelikte hukuki korumaya ilişkin kararlardır....
KARŞI OY YAZISI Davacı taraf davasını muvazaa hukuksal nedenine dayanarak açmıştır. Gerek muvazaa iddiası gerekse İİK’nun hükümlerine göre hileli tasarruf nedenine dayalı dava açılması halinde davacı idarenin davasını 6183 sayılı yasanın 30. maddesi gereği delillerle ispatlaması gerekir. Somut olayda İİK’nun 280/3-4 maddesindeki davacı lehine kabul edilen karineler mevcut değildir. Mahkeme tapuda gösterilen satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasında fahiş fark (pek aşağı değer farkı) bulunduğunu kabul etmiş, hükmü bu gerekçeye dayandırmıştır. Satın alan, Vakıfbank ile konut kredi sözleşmesi yapmış 48.750.00-YTL borçlanmış ve taşınmaz üzerine de ipotek tesis edilmiştir. 21.4.2006 tarihli keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda ise taşınmazın rayiç değerinin 65.000.00-YTL olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Tapudaki satış bedelinin gerçeği yansıtmadığı çok rastlanan bir durumdur....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. BK'nın 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amaç borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tesbit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamaktır. İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davaları borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açılır. Oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçlar. Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişiler tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Muvazaaya dayalı iptal davasında, davacı muvazaalı işlemle kendisinin zararlandırıldığını ileri sürmektedir....
Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere göre dava konusu taşınmazın tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu, satış işleminin ihtiyati tedbir verilmesi aşamasında yapıldığı, dava konusu taşınmazın satışına rağmen borçlunun ailesi tarafından kullanıldığı, davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı ... adına tesciline karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava TBK'nun 19 maddesinde düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına,dava konusu taşınmazın rayiç bedelden daha düşük bedelle,davalının dava konusu alacağa ilişkin haksız fiili işledikten üç gün sonra cezaevinden verdiği vekaletname ile akrabası olan (davalı ..., davalı ...'...
DELİLLER: İddia, savunma ve tüm dosya kapsamı, GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava, TBK'nun 19. maddesi uyarınca muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkindir. Talep ise mahkemenin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir verilmesidir. Gerek TBK.m.19'da düzenlenen muvazaa hukuksal nedenine dayanılarak açılan iptal davaları gerekse İİK.m.277 ve devamı madde hükümleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davaları, tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmayıp, alacaklıya alacağını temin imkanı sağlayan nispi nitelikteki dava türleridir. Muvazaaya dayalı iptal davalarında da davanın başarıya ulaşması halinde İİK'nın 283/1 maddesi kıyasen uygulanarak, davacıya tasarruf konusu taşınmaz üzerinden haciz ve satış yetkisi verilmesine karar verilecektir....