"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Tarih : 10.11.2010 Nosu : 2010/120-2010/569 - K A R A R - Uyuşmazlık, davalılar arasındaki alacağın temliki sözleşmesinin muvazaa sebebiyle butlanla malul olduğunun tespiti istemine ilişkin olup mahkemenin benimsemesinin de bu şekilde olmasına, ıslah dilekçesinde talep edilen alacağın ise davalı ...'tan istenip bu davalı ile davacı arasında satış ilişkisi bulunmamasına, satış akdinin bu davada ihtilaf konusu olmamasına göre BK. 18. maddesine dayalı uyuşmazlık hakkında verilen kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 4. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 14.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yasal Mal Rejiminden Kaynaklanan K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, BK 18. (19.) maddesindeki muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (17.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 10.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Alacaklının bu soruya vereceği cevaba göre ya BK 19. maddesine dayalı dava ya da İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı dava açar. Muvazaa olmadan da salt alacaklıları zarara uğratmak için devir yapılabilir. Tasarrufun iptali davası, ayni nitelikte olmayıp kişisel bir dava olduğu hâlde, muvazaa davası ayni nitelikte bir davadır. Taşınmaza ilişkin muvazaa davalarında hâkim tapu kaydının borçlu adına tesciline karar verir. Muvazaa iddiası, zaman aşımına bağlı olmadan ileri sürülebildiği hâlde iptal davasının tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren en geç hak düşürücü süre olan beş yıl içinde açılması gerekir (İİK m.284). Yukarıda belirtilen ilke ve kurallardan da anlaşılacağı üzere TBK 19. maddesine dayalı muvazaa davası ile İİK’nın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davası şartları ile hüküm ve sonuçları bakımından birbirinden ayrı davalardır....
Yukarıda yer verilen bilgilere göre, davanın mülga BK 18. maddesinde düzenlenen genel muvazaaya dayalı bir dava olduğu açıktır. Muvazaa iddiasına dayalı tasarrufun iptali davaları her zaman açılabilir. Çünkü muvazaa iddialarında "hak düşürücü süre" ya da "zamanaşımı süresi" söz konusu olmaz. Üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek tarafı bulunmadıkları tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü muvazaa onlara karşı işlenmiş haksız eylem niteliğindedir. Muvazaalı işl.... hiçbir hüküm doğurmayacağı, muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zaman geçmesiyle görünüşteki işl.... geçerli hâle gelmeyeceği kuşkusuz bulunduğundan muvazaa iddialarında zamanaşımı da söz konusu olmayacaktır. O hâlde mahkemece davalılar arasında yapılan satış işl....in danışıklı (muvazaalı) olup olmadığı araştırılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir....
Dava, Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi kendilerini ve hakimi bağlamaz hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptalini istemiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, BK 19.(eski 18.) maddeye dayalı olarak dava açabileceği gibi şartlarının mevcut olması halinde İİK. 277 vd maddelerine göretasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmaktadır....
Davanın, muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davası olduğu anlaşılmıştır. Davalıların kabul beyanına göre..." gerekçesi ile davanın kabulü ile Konya İli Selçuklu İlçesi Işık Mahallesi 2520 ada 472 parsel 8 nolu bağımsız bölümün davalı T4 adına olan kaydının iptali ile davalı T3 adına tesciline karar verilmiştir. Dava, Genel Muvazaaya (BK 19) Dayalı Tapu İptali Ve Tescil davası olup, Bu durumda Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 02/06/2021 tarih ve 431 sayılı kararı ile düzenlenen Konya Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri arasındaki iş bölümünün 3. Hukuk Dairesinin görevlerini belirleyen 11.Maddesinde "TBK'nın 19. maddesi gereğince muvazaa iddiasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar," hükmü uyarınca istinaf inceleme görevi Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne ait olduğu anlaşılmakla; dosyanın anılan daireye gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK m. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir....
(TBK md. 614 (BK) md. 514)). Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir. Böyle bir iddia karşısında, asıl olan tarafların akitteki gerçek ve müşterek amaçlarının saptanmasıdır. (TBK md. 19 (BK md. 18))....
Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)). Hemen belirtmelidir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir....
Borçlar Kanununun (BK) m. 511). Başka bir anlatımla ivazlı sözleşme türlerindendir. Bu sözleşme ile bakım alacaklısı, sözleşme konusu malın mülkiyetini bakım borçlusuna geçirme; bakım borçlusu da bakım alacaklısına yasanın öngördüğü anlamda ölünceye kadar bakıp gözetme yükümlülüğü altına girer. (TBK m. 614 (BK) m. 514)).Hemen belirtmek gerekir ki, bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu değildir. Bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunması da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamaz. Kural olarak, bu tür sözleşmeye dayalı bir temlikin de muvazaa ile illetli olduğunun ileri sürülmesi her zaman mümkündür. En sade anlatımla muvazaa, irade ile beyan arasında kasten yaratılan aykırılık olarak tanımlanabilir....