Sulh Hukuk Mahkemesince ise mirasın reddi isteminin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabileceğinin belirtildiğini, bu durumda TMK'nun 576 ve HMK'nın 11.maddelerinin burada uygulanamayacağını, kesin yetki bulunmadığını, kesin yetkinin bulunmaması halinde mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilememesi ve mirasın gerek reddi yönündeki taleplerin murisin son yerleşim yeri dışındaki bir sulh hukuk mahkemesinde de yapılabileceği gerekçesi ile karşı yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 4721 sayılı TMK'nın 609. maddesinin dördüncü fıkrasında "Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir" hükmüne yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre mirasın reddi istemi, mirasın açıldığı yerin sulh hukuk mahkemesinde mirasçı tarafından sözlü veya yazılı beyanla yapılabilir....
Taraflar arasındaki mirasın reddinin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı dava dilekçesinde; davalıların ortak murisi ... alacaklı olduğundan bahisle Isparta 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/314 Esas sayılı dava dosyasında alacak davası ikame ettiğini, daha sonra vefat eden ......
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar tarafından, 23/02/2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06/04/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacılar, 03.02.2016 tarihinde vefat eden muris ...’in mirasının reddinin tespiti istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne murisin mirasının oğulları ..., ... ve ... tarafından reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verilmiştir. Davacılar, 20.04.2016 tarihli temyiz dilekçelerinde davadan feragat ettiklerini beyan ederek, hükmün bu konuda bir karar verilmek üzere bozulmasını talep etmişlerdir....
Dava, TMK'nun 605/2. maddesinde yer alan ''ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır'' hükmüne dayanılarak açılan, mirasın hükmen reddi (terekenin borca batık olduğunun tespiti) istemine ilişkindir. Bu maddeye dayanan istemler süreye tabi olmayıp, mirasçıların iyi niyetli ya da kötü niyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Dava murisin alacaklılarına karşı açılır ve murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle murisin tüm mal varlığı terekesinin aktifini, tüm borçları ise terekesinin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczinin ve dolayısıyla terekenin borca batık olduğunun açık delilidir. Bu davada yetkili mahkeme, alacaklıların davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mirasın reddinin iptali kararının tespit davası olmadığını, bu kararın mirasın reddine ilişkin kararı ortadan kaldıran iptal davası niteliğinde olduğunu ve dosya borçlularının avalist Muhammet Kurtul'un yasal mirasçıları olduğunu gösterdiğini, kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamların HMK.nun 367. maddesinde sınırlı sayıda gösterildiğini, mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın tespit davası olmayıp bir inşai dava olduğunu, alacağın zamanaşımına uğradığı iddiasının da doğru olmadığını, davacı- borçlulara ödeme emri tebliğ edilmemesi sebebinin mirasın reddinin iptali davası sonucunun beklenilmesi olduğunu, mirasın reddinin iptali davasının zamanaşımı sürelerini kestiğini ve zamanaşımı sürelerinin işlemesini durdurduğunu, davanın kabul edilmesi ile takibin yenilenmek suretiyle ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebligat zarfları üzerinde yazılı olduğu gibi, çek suretlerinin de tebliğ edildiğini, davacı taleplerinin yerinde olmadığını savunarak...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, TMK.nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. TMK'nun 605/1 maddesinde gerçek ret, 605/2 maddesinde ise hükmen ret düzenlenmiştir. Mirasın gerçek reddine ilişkin dava, Türk Medeni Kanununun 606/2. maddesinde belirtilen 3 aylık süre içerisinde, hasım gösterilmeden ve mirasın reddi için herhangi bir sebep ileri sürülmeden Sulh Hukuk Mahkemesine açılmalıdır. Mirasın hükmen reddi ise süreye tabi olmayıp murisin terekesinin borca batıklığının mirasçılar tarafından ileri sürülmesi halinde, murisin tespit edilebilen alacaklıları hasım gösterilmek sureti ile malvarlığı hakkına ilişkin olduğundan HMK'nun 2/1 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gereken davalardandır....
Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; murisin bütün mirasçılarının ortak irade ile hareket ederek mirasın reddi beyanlarından dönmek ve murisin borçlarını ödeyip, malvarlığını intikal ettirmek istediklerini, murisin borcu olduğu yanılgısının müvekkilleri reddi mirasa sevkettiğini, bütün mirasçıların muvafakati ile mirasın reddi beyanından dönülmesi mümkün olduğunu ve talebin kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, kararı istinaf etmiştir. Dava mirasın gerçek reddi istemine ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Somut olayda; Davalının Samandağ Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/211 Esas 2019/261 sayılı ilamı ile murisi (babası) Mehmet Alkan'ın mirasını reddettiği, mirasın reddine ilişkin davanın 01/05/2019 tarihinde açıldığı, mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın ise mirasın reddine ilişkin davanın açılmasının üzerinden 6 ay geçmeden (süresinde) açıldığı, davalının babasının (murisinin) adına kayıtlı taşınmazların olduğu belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/08/2014 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı SGK vekili, davalı ... vekili ve davalı ... Orman Ürünleri ... İnş. Petrol Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, mirasın hükmen reddine ilişkindir. Davacılar vekili, 18/01/2014 tarihinde vefat eden müvekkillerinin murisi ...'ün terekesinin borca batık olduğunu beyanla mirasın hükmen reddinin tespitini istemiştir. Bir kısım davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkeme, davanın kabulü ile davacılar murisi ...'...