"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava muris muvazaası nedeniyle tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olmakla, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 1. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava Tapu İptali Ve Tescil (Muris Muvazaası Nedeniyle) istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi'nce, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından usul ve esas yönünden istinaf edilmiştir. HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olup; davacı taraf miras payı oranında tapu iptali-tescil isteğinde bulunmuşlardır. Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ya da tazminat istekli davanın reddedildiği ve kararın 25.03.2014 tarihinde kesinleştiği, daha sonra davacı taraf, taşınmazın yolsuz tescilini sağlayan 26.08.2008 tarihli vekaletnamenin karar tarihinden sonra ele geçirildiğini, anılan davanın muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olmayıp, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve yolsuz tescil hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil davası olduğunu, saik değerlendirmesinde hataya düşüldüğünü belirterek adli yardım istekli yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğu, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda kesin süreye rağmen nispi başvuru harcı yatırılmadığından dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bedel isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakan ... tarafından vasiyetname ile 1/2 payı kendisine bırakılan 6 parsel sayılı taşınmazdaki 1 nolu bağımsız bölümün 07.04.2009 tarihinde davalı ...’ye satış suretiyle temlik edildiğini, mirasçılar ... ve ... tarafından açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davası sonunda taşınmazın davalılar adına tescil edildiğini, 24.06.2011 tarihinde de taşınmazın davalılar tarafından dava dışı ...’e satış suretiyle temlik edildiğini ileri sürerek miras payına isabet eden toplam 30.000,00 TL’nin davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olaya gelince, mahkemece muris muvazaası yönünden araştırma yapılmamış, hukuki nitelendirmede yanılgıya düşülerek inançlı işlem yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmıştır Hâl böyle olunca, mahkemece yukarıdaki ilke ve esaslar uyarınca muris muvazaası yönünden araştırma yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Öyle ise, iddianın ileri sürülüp biçiminden davanın 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararında belirtilen muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı bulunduğu kabul edilmedilir. Bilindiği üzere; Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçek-ten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirascısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Tapu İptali ve Tescil (Muris Muvazaası Nedeniyle)'e ilişkindir....
Yargıtay 1.Hukuk Dairesi'nin 2016/6358 Esas, 2016/5464 Karar sayılı ve 03/05/2016 tarihli kararında "...Somut olaya gelince; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların mirasçı olmayan 3. kişilere karşı da açılabileceği hususunun göz ardı edilerek 3. kişi durumunda bulunan davalıya karşı dava açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez..." şeklinde açıklandığı üzere muris muvazaasına dayalı davanın mirasçı olmayan üçüncü kişiye karşı açılmasına engel bir durum yoktur. Ancak dava dilekçesinde taşınmaz maliki üçüncü kişiye husumet yöneltilmediği gibi, taşınmazın devrediliği Necati Usta isimli kişinin iyiniyetli olduğu belirtildiğine göre davacı taraf, dava dışı kişinin ara malik yahut emanetçi olarak kullanılmak suretiyle taşınmazın muris muvazaası yoluyla devredildiği iddiasında değildir. Davacı tarafın iddiası taşınmaz bedelinin muris muvazaası yoluyla davalı uhdesine geçmiş olmasına ilişkindir....
Somut olayda, yukarıda açıklandığı şekilde muris tarafından davalılara yapılan tapuda bir temlik bulunmadığından davaya konu taşınmazlar yönünden muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılan davanın dinlenebilirliği bulunmamaktadır....
Muris muvazaası olarak adlandırılan bu durum kanunlarımızda yer almamakla birlikte uygulamada sıkça rastlanan bir olgudur. Muris muvazaası, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 01.04.1974 tarihinde verdiği 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla hukukumuza girmiştir. 74 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararındaki esaslar yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 22.05.1987 tarihinde verdiği 4/5 sayılı kararıyla (usuli düzenlemeye ilişkin eklemeler hariç) teyit edilmiştir. 16.03.1990 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme kararında da içtihat değişikliğine yer olmadığı yönünde karar verilmiş ve “muris muvazaası” kavramı kurumsallaşmıştır. Muris muvazaası, miras bırakan ile lehine tasarrufta bulunulan karşı tarafın, mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla aralarında yaptıkları gizli anlaşmaya dayanan (bağış sözleşmesi genellikle görünüşteki satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesiyle gizlenmektedir) muvazaa türüdür....