nun raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Davacılar mirasbırakanları ...nın maliki olduğu 61 parsel sayılı taşınmazı mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla davalı ...'ya 30.01.1970 tarihinde satış yolu ile devrettiğini; davalı ...’nın dava konusu taşınmazı sattıktan sonra satış bedelini tüm mirasçılara payları oranında dağıtıcağını söylediğini, dava konusu taşınmazın 12.11.2010 tarihinde 7.000 TL satış bedeli ile davalı ...'a satıldığını, satış işleminin muvazaalı olduğunu belirterek tapusunun iptali ile payları oranında adlarına tapuya tesciline, olmadığı takdirde tazminat olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini, 03.05.2012 tarihinde tapu iptal tescil taleplerinden feragat ederek tazminata hükmedilmesini istemişlerdir....
Dolayısıyla muris muvazaası aynı zamanda tam muvazaa niteliğindedir. Muris muvazaasında mirasbırakan ile karşı taraf arasında yapılan muvazaa anlaşması mevcut olup, amaç mirasçıları aldatmaktır. Bu muvazaa türünün bünyesinde iki farklı sözleşmenin yer alması nedeniyle nisbi muvazaa niteliğindedir. Çeşitli şekillerde ortaya çıkar; gerçekte bağış olan işlemi satım sözleşmesi gibi, gerçekte bağışlamasına karşın ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi. Bu durumda görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, ana davada muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil kademeli olarak ise tenkis istemine ilişkin olup birleşen davada ise muris muvazaası hukuki nedine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı taraf her ne kadar gerek ana davada gerekse birleşen davada pay oranında talepte bulunmuş ise de ıslahen yargılama sırasında terekeye iade şeklinde talepte bulunmuş bu nedenle Kandıra Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/651 Esas, 2021/135 Karar sayılı kararı ile tereke temsilcisi olarak Esin Er'in atandığı görülmüştür. Muris T5'nin veraset ilamı incelendiğinde; 1933 doğumlu olup 25/04/2013 tarihinde vefat ettiği, geriye mirasçı olarak eşi Halise Efe, tek kızı davacı Zülkadiye Işık ve tek oğlu Zülkif Efe'yi mirasçı olarak bıraktığı, davalılardan T1'nin 1987 doğumlu olduğu, T3'nin 1989 doğumlu olduğu, Uğur ile Oğuz'un Zülkif Efe'nin erkek çocukları murisin ise torunlarından olduğu görülmektedir....
-KARAR- Asıl dava muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tazminat; birleştirilen dava ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle asıl ve birleştirilen davanın kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleştirilen davada davalılar vekilinin istinafı üzerine Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, 6100 sayılı HMK’nin 353/1.b.1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bilindiği üzere; 6100 sayılı HMK.'nın 362.maddesinde bölge adliye mahkemelerinin temyiz olunamayan kararları düzenlenmiş, 1/a bendinde de miktar veya değeri kırkbin Türk lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" hükmüne yer verilmiş, 2020 yılı itibarıyla HMK.'nın 362/1-a bendinde belirtilen 40.000.00TL’lik kesinlik sınırı 72.070,00TL olarak uygulanmaya başlanmıştır....
Somut olayda davacılar, kök muris Cafer Şahin'in mülkiyetinde bulunan dava konusu taşınmazın kadastro tespiti sırasında muris muvazaası ile davalıların mülkiyetine geçirildiğini, yolsuz tescil ve muris muvazaası hukuki sebebine dayanrak dava konusu taşınmazların tapu iptalini ve payları oranında tapuya tescilini iddia ve talep etmişlerdir. Davası konusu taşınmaza ilişkin tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile Akçaabat Kadastro Mahkemesi'nin1990/18 esas ve 1991/54 karar sayılı dosyası celp edilmiş yapılan incelemede; Yargıtay içtihatlarında ve 01/04/1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere tapusuz taşınmazların devrinde şekil koşulu aranmayacağından tapusuz taşınmazların muris muvazaası sebebiyle tapusunun iptaline karar verilemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık ve mahkemenin hukuki nitelendirmesi; muris muvazaası nedeniyle davacıya isabet eden taşınmazda hise bedelinin tazminat olarak tahsili (miras hakına dayalı alacak) talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 15.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
-KARAR- Dava, İlk Derece Mahkemesince muris muvazaası, Bölge Adliye Mahkemesince taraf muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiş ise de; davacıların 27/05/2019 tarihli istinaf dilekçelerinde ve 29/06/2021 tarihli temyiz dilekçelerinde yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak dava açtıklarını belirtmiş olmaları nedeniyle eldeki davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılmış pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
-KARAR- Dava, İlk Derece Mahkemesince muris muvazaası, Bölge Adliye Mahkemesince taraf muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası olarak nitelendirilmiş ise de; davacıların 27/05/2019 tarihli istinaf dilekçelerinde ve 29/06/2021 tarihli temyiz dilekçelerinde yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı olduğu ve muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak dava açtıklarını belirtmiş olmaları nedeniyle eldeki davanın muris muvazaası hukuki nedenine dayalı olarak açılmış pay oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır. Öte yandan, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak tapu iptal ve tescil istenebileceği gibi, tazminat istenebileceğinde de kuşku yoktur. Satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağı kuşkusuzdur. Semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olması şart olmayıp belirli bir hizmet ya da emek de olabileceği kabul edilmelidir. (HGK.'nun 29.4.2009 gün 2009/1- 130 S.K.)...
ye tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiği, murisin ölümüyle geriye mirasçı olarak davacı oğulları .... ve ..... ile davalı ... ve dava dışı çocuğu .....'in kaldıkları kayden sabittir. Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedeni yönünden; temlikin murisin iredesine uygun olarak yapıldığı, temlikin yapıldığı gün murisin hesabına davalı ... tarafından 34.430,00-TL paranın yatırıldığı, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddasının kanıtlanamadığı açıktır. Öte yandan; muris muvazaası hukuksal nedeni yönünden olaya bakıldığında; dosya kapsamına ve dinlenen tanık anlatımlarına göre, temlikin mal kaçırma amaçlı yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur. Şöyle ki, mirasbırakanın davacı mirasçılardan mal kaçırmasını gerektirecek bir sebep ortaya konulamamış HMK'nun 190, TMK'nun 6. maddeleri uyarınca davacılar muvazaa iddiasını kanıtlayamamışlardır. Bu durumda temlikin gerçek satış olduğu sonucuna varılmaktadır....