Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, TBK’nın 122 nci maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. 16. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....
Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, TBK’nın 122 nci maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. 16. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....
Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla, alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır. Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, 6098 sayılı Kanun'un 122 nci maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez....
yararına munzam zarar olduğuna, bu zararın hesaplanması amacıyla dosyaya bilirkişi atanmasına, müvekkilinin alacağını zamanında tahsil edememesinden kaynaklanan belirsiz olan munzam zararının şimdilik 500,00 TL'sinin davalıdan avans faizi ile tahsiline, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı....
Bu bağlamda hemen belirtilmelidir ki munzam zarar borcunun hukukî sebebi, asıl alacağın temerrüde uğraması ile oluşan hukukî aykırılıktır. O nedenle, borçlunun munzam zararı tazmin yükümlülüğü (BK m. 105), asıl borç ve temerrüt faizi yükümlülüğünden tamamen farklı, temerrüt ile oluşmaya başlayan asıl borcun ifasına kadar zaman içinde artarak devam eden, asıl borçtan tamamen bağımsız yeni bir borçtur. Munzam zarar bu hukukî niteliği ve karakteri itibariyle, asıl alacak ve faizleri yönünden icra takibinde bulunulması veya dava açılmasıyla sona ermeyeceği gibi, icra takibi veya dava açılması sırasında asıl alacak ve temerrüt faizi yanında talep edilmemiş olması hâlinde dahi (BK m. 105/2) takip veya davanın konusuna dahil bir borç olarak da kabul edilemez. Bu nedenle asıl alacağın faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibinde veya davada munzam zarar hakkının saklı tutulduğunu gösteren bir ihtirazî kayıt dermeyanına da gerek bulunmamaktadır....
hazır bulunan davacı vekiline; "Munzam zarar iddiasına konu talebini HMK m.194 kapsamında somutlaştırması ve bu kapsamda delillerini sunmak üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, aksi takdirde mevcut dosya kapsamına göre yargılamaya devam olunacağının ihtarına (ihtarat yapıldı),..." hususunda ara kararın tefhim edildiği,Bu kapsamda davacı vekilince ıslah dilekçesi konulu dilekçe sunulduğu, Mahkememizin 07/02/2023 tarihli celsesinde davacı vekili tarafından her ne kadar dilekçelerinin konu bölümünde ıslah dilekçesi yazmış iseler de dilekçelerinin davaya konu taleplerini açıklamak ve somutlaştırmaya yönelik beyan dilekçesi olduğunu beyan ettiği,Talebe konu munzam zarar iddiasının hukuki niteliğinin, borçlu temerrüdü nedeniyle uğranılan ve temerrüt faizini aşması nedeniyle borçlu tarafından karşılanmayan zararlar olduğu, her ne kadar alacaklının temerrüt nedeniyle uğradığı ve temerrüt faizini aşan bakiye zararını borçludan tahsilini talep hakkı bulunmakta ise de munzam zararın varlığının...
KARARI ÖZETİ : İlk derece Mahkemesince; "Aşkın (munzam) zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia eden alacaklının üzerindedir. Bu bağlamda aşkın (munzam) zarar alacaklısı, 6098 sayılı Kanun’un 122 nci maddesine dayalı olarak tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle kaynağı ne olursa olsun evvela bir alacağı olduğunu, borçlunun temerrütte bulunduğunu, illiyet bağını ve bu alacağını tahsil edememesinden veya geç ödeme yapılmasından doğan ve duruma göre malvarlığında azalma veya engellenen kazançlardan oluşan zararını kanıtlamak durumundadır. Aşkın (munzam) zararın talebinde varlığı iddia olunan zararın, yine alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlaması gerekir. Başka bir anlatımla, alacaklı tarafça aşkın (munzam) zarar olgusu, 6100 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesi gereğince ispata elverişli şekilde somutlaştırılarak ileri sürülen iddianın ispatı için gerekli tüm deliller somut olarak ortaya konulmalıdır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin dava konusu taleplere ilişkin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, davacı tarafından aşkın zarar talep edilebilmesi için aşkın zararın mutlaka somut olarak ispatlanması gerektiğini, somut olayda davacı tarafın aşkın zararın doğduğuna ilişkin hiçbir somut veri bulunmadığını savunarak haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle trafik kazasından kaynaklı munzam zararın tazminine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava; trafik kazasından kaynaklanan maddi zararların zamanında ve davalının kusuru ile giderilmemesi nedeniyle, geç ödenen tazminattan kaynaklı aşkın zararın giderilmesi talebine ilişkin tazminat davasıdır. Taraflar arasında kazanın varlığı, tazminatın tahkimde sonuçlandırılarak tazminat ödemesi yapıldığı hususlarında tartışma bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; davacının aşkın zararının bulunup bulunmadığı, var ise bu zararın davalının kusurundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, munzam zarar koşullarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Yargılama devam ederken; Dosyanın 13/03/2023 tarihinde yapılan duruşmasına davacı tarafça katılan olmamış, herhangi bir mazeret bildirimine de rastlanmamış olup, davacı vekiline duruşma gününün tebliğ edildiği, yeni duruşma gününden haberdar olduğu tespit edilmiş, davayı takip eden taraf bulunmadığından HMK m.150 uyarınca dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir....
edilemediğini , alacağın zamanında tahsil edilememesinden ve faizi aşan zararın ortaya çıkmış olması sebebiyle aşkın zarar talebine ilişkin huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu , karşı taraf sürücüsünün asli kusurlu olduğunu , müvekkilinin ise kusurunun bulunmadığı dikkate alındığında müvekkilini zarara uğratmak maksadıyla herhangi bir ödeme yapmadığını , davalı tarafa bildirimin yapıldığına ilişkin iletinin dilekçe ekinde sunulduğunu , bunun üzerine taraflarınca ---nezdinde başvuru yapıldığını, hasar tazminatı talep edildiğini , neticede --- karar numaralı karar ile başvurunun kabulü ile 19.035,98 TL hasar bedeli tazminatının 17.06.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte sigorta şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilerek davalı Sigortanın sorumluluğuna karşı hüküm kurulduğunu ,bu kararın davalının itirazının reddi sonrası kesinleştiğini, müvekkilinin borcu tahsil etmek amacıyla 02/07/2020 tarihinde borçluyu temerrüde düşürdüğünü ancak...