GEREKÇE: Uyuşmazlığın; alacağın zamanında tahsil edilememesinden oluşan munzam zararının tazmini istemine ilişkin olduğu tespit edilmiştir. Yukarıda tespiti yapılan davacı iddiası ve uyuşmazlık konusu birlikte değerlendirildiğinde; davacı yan, trafik kazasına bağlı olarak gerçekleşen zararın davalıdan yasal faizi ile tahsil edildiğini ancak alacağın zamanında tahsil edilememesi hasebi ile faizi aşan aşkın zararın olduğunu iddia etmektedir. Ülkede yüksek enflasyon bulunması munzam zararın varlığı için yeterli değildir. Başka bir deyişle, enflasyonun varlığı munzam zararın tazmini için yeterli değildir Her şeyden önce, ülkede yüksek enflasyonun bulunması, temerrüt faizi dışında bir zararının olduğunu ispat anlamına gelmez. Munzam zararda alacaklı, zarannm, kendisine ödenen temerrüt faizinden fazla olduğunu ispat etmek zorundadır. Bu durum ... HD.'...
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir. İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, dava konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin imkanının bulunmadığını, delillerin taraflarına tebliğini, dava konusu 08.09,2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen -----plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zararın söz konusu olmadığını, bakiye tazminat borcunun kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplandığını ve bakiye tazminatı ve munzam zararın söz konusu olmadığını, munzam zararın hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespit edilmesini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değe kaybı talebinin reddedildiğini, ----- plaka nolu aracın daha önce...
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, dava konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin imkanının bulunmadığını, delillerin taraflarına tebliğini, dava konusu 08.09,2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen -----plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zararın söz konusu olmadığını, bakiye tazminat borcunun kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplandığını ve bakiye tazminatı ve munzam zararın söz konusu olmadığını, munzam zararın hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespit edilmesini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değe kaybı talebinin reddedildiğini, ----- plaka nolu aracın daha önce...
SAVUNMA:Davalı vekilinin cevap dilekçesinde, özetle, davacının sigorta şirketine belirtilen evraklar ile müracaat etmediğini, dava konusu talebin belirsiz alacak olarak ileri sürülmesinin imkanının bulunmadığını, delillerin taraflarına tebliğini, dava konusu 08.09,2020 tarihli kazaya karıştığı belirtilen -----plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkil şirketin sigorta tahkim komisyonu uyuşmazlık hakem heyeti yargılaması neticesinde yapmış olduğu ödemeler dolayısıyla munzam zararın söz konusu olmadığını, bakiye tazminat borcunun kalmadığını, tahkim yargılaması neticesinde yapılan ödemelerin amir genel mevzuata uygun olarak hesaplandığını ve bakiye tazminatı ve munzam zararın söz konusu olmadığını, munzam zararın hükmedilebilmesi için davacının zararını somut olarak kanıtlaması gerektiğini, aracın ağır hasar halinin olup olmadığının tespit edilmesini, aracın ağır hasar kaydı bulunması halinde değe kaybı talebinin reddedildiğini, ----- plaka nolu aracın daha önce...
Uyuşmazlık davacının temerrüt faizi ile karşılanamayan zararının bulunup bulunmadığı ve munzam zarar koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı sigortanın varsa zarardan sorumlu olup olmadığı noktasındadır. Munzam (aşkın) zarar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin hiçbir kusuru bulunmadığını ispat etmedikçe, bu zararı da gidermekle yükümlüdür. Türk Borçlar Kanunu'nun 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın talep edilebilirliğinin bir koşulu da alacaklı yönünden mevcut olan zararın açık ve somut bir biçimde ispatıdır. Bu bağlamda ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeniyle paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, alacaklı yönünden aşkın (munzam) zarar olarak nitelendirilemeyeceği gibi salt bu olguya dayanılması neticesinde zararın ispatına dair koşulun gerçekleştiği söylenemez....
Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir. Ancak dava dilekçesi ve yargılama aşamasındaki beyanlar uyarınca, sadece ekonomik koşullardaki olumsuzluklar nedeni ile paranın satın alma gücünde meydana gelen azalmanın munzam zararın ispatı için yeterli değildir....
lll.İNCELEME ve GEREKÇE: Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur. Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, 6098 sayılı TBK'nun 122. maddesine dayalı munzam zarar istemine ilişkindir. -------- sayılı kararında belirtildiği üzere munzam zararın ispatına ilişkin yükümlülük, bu zararın varlığını iddia een alacaklının üzerinde olup, alacaklı tarafından yasal ispat vasıtalarıyla somut, inanılır ve açık bir biçimde ispatlanması gerekir. Tüm dosya kapsamına göre davacı tarafından dava dilekçesinde kendi durumuna özgü şekilde açık ve somut olarak oluşan zarar olgusuna dair bir iddiada bulunulmadığı, davacının ispata yeter bir delil sunmadığı, ekonomik koşullar nedeniyle oluşan genel ve soyut hususlardan ziyade davacının geç ödeme nedeniyle kendisinin şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olgusunu ileri sürüp ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir....