kaybı zararı----- nolu hasar dosyası kapsamında ----nolu tahkim başvurusunda verilen kesin hükme istinaden müvekkili sigorta şirketi tarafından karşılandığını, poliçeden kaynaklı başkaca sorumluluğu bulunmadığını, munzam zarara ilişkin olarak, davacı tarafın munzam zarar talebi soyut iddialara dayanmakta olduğu, başvuranın aşkın zarara uğradığını ispat edilmediğinden talebin reddinin gerektiğini, şirket nezdinde araştırılması sonucunda 01/12/2021 tarihinde 8.000,00 TL değer kaybının davacıya ödendiğini, davacının iddiasının aksine müvekkili şirkete başvuru tarihi 18/03/2020 tarihi değil, 05/11/2021 tarihi olduğunu, davacı vekilinin soyut ve ispata dayanmayan munzam zararı talebinin reddinin gerektiğini, meydana gelen hasar sebebiyle oluşan zararın enflasyon ve kur farkı ile arttığı belirtilmiş ise de araç bedelleri de enflasyon ve kur farkından daha büyük bir hızla artış gösterdiğini, zarar miktarı sabit kalmakla birlikte hasar araçların değeri de aynı oranda artmakta olduğundan ödenecek...
yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.Davacının ZMM sigorta teminatının geç ödenmesinden kaynaklı munzam zarar istemine ilişkin iş bu davada munzam zararın varlığının alacaklı tarafından ispatlanması gerektiği gibi dosyaya sunulan deliller uyarınca davacının munzam zararı tespit edilemediğinden dava reddedilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Alacaklının, munzam zararını yasal delillerle kanıtlaması halinde borçlu; ya alacaklının bir zarara uğramadığını ya da borç zamanında ifa edilmiş olsaydı bile, alacaklının değeri düşmeyecek bir yatırım yapmayacağını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir.İkinci görüşe göre; munzam zarar alacaklısı, öncelikle temerrüde uğrayan asıl alacağın varlığını, bu alacağın geç veya hiç ifa edilmemesinden dolayı temerrüt faiziyle karşılanmayan zarar miktarını; zarar ile borçlu temerrüdü arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamalıdır....
Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların ----------dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir. Başka bir anlatımla yüksek enflasyon, dolar kurundaki artış, serbest piyasadaki faiz oranlarının yüksek oluşu, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma, davacıyı ispat yükünden kurtarmayacağı gibi herhangi bir ispat kolaylığı da sağlamaz....
İNCELEME VE GEREKÇE : Davacı dava dilekçesinde temerrüt faizi ile karşılanmayan munzam zarar talebinde bulunmuştur.Munzam zarar borçlu temerrüde düşmeden borcunu ödemiş olsaydı alacaklının mal varlığının kazanacağı durum ile temerrüt sonucunda ortaya çıkan durum arasındaki farktır. Başka deyişle; temerrüt faizini aşan ve kusur sorumluluğu kurallarına bağlı zarar şekilde tanımlanabilir. Türk Borçlar Kanunun 122. maddesi kapsamında munzam zararın talep edilebilirliği bir şartı da alacaklının mevcut olan zararını açık ve somut bir şekilde ispat etmesi gerekir. Faizi aşan zararın ödenebilmesi için uğranılan zararın varlığı ile miktarının ispatlanması gerekir. Bu açıklamalar ışığında davacının zararını somutlaştırarak zarar iddiasını ispat edecek delilleri ortaya koyması gerekir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının biriktirdiği para karşılığı almayı düşündüğü evin fiyatlarının arttığı iddiasının munzam-aşkın zarar olarak nitelendirilemeyeceği, somut ilişkinin davalı tarafından ihlali ile doğrudan bağlantı kurulamayan zararın, munzam-aşkın zarar olarak somut uyuşmazlık açısından hukuken geçerli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlaması gerektiği ve davacının munzam zararın oluştuğu ikna edici bir biçimde kanıtlayamadığı, munzam zarar talep edilebilmesinin koşullarının oluşmadığı, davacının munzam zarar talep etme şartlarının ve munzam zararının oluşmadığı kanaatine varılmış davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlaması gerektiği ve davacının munzam zararın oluştuğu ikna edici bir biçimde kanıtlayamadığı, munzam zarar talep edilebilmesinin koşullarının oluşmadığı, davacının munzam zarar talep etme şartlarının ve munzam zararının oluşmadığı kanaatine varılmış davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Bu itibarla salt ülkenin ve piyasanın içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan olan enflasyon, yüksek faiz, para değerindeki düşüş gibi olgulara dayalı olarak ileri sürülen aşkın (munzam) zarar talebi, alacaklının bu sebeple zarara uğradığını açık ve somut bir biçimde iddia ve ispat etmediği müddetçe, TBK’nın 122. maddesi kapsamında aşkın (munzam) zararın kanıtı olarak ileri sürülemez ve anılan şartlar sebebiyle ortaya çıkan olumsuzluklar alacaklı zararı olarak kabul edilemez. Dolayısıyla TBK’nın 122. maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerekir....
Davacı ileri sürdüğü munzam zararını somut olgularla kanıtlamadıkça zarar miktarının saptanması gerçekçi olmayıp varsayımsal kalacaktır.----------- Karar sayılı ilamı ile; munzam zarara ilişkin yapılan yargılama neticesinde, TBK'nın 122.maddesinde karşılanması öngörülen faizi aşan aşkın (munzam) zararın, genel ekonomik olumsuzlukların (ülkede cari enflasyon oranı, yüksek ve değişken döviz kurları, mevduat faizleri, paranın satın alma gücünde meydana gelen azalma) dışında davacının durumuna özgü somut vakıalarla ispatlanması gerektiği, burada kanıtlanacak olguların; ekonomik şartlar sonucu ortaya çıkan olumsuzluklar gibi genel ve soyut hususlardan ziyade geç ödeme nedeniyle davacının kendisinin, şahsen ve somut olarak uğradığı zarar olduğu, davacının belirtildiği şekilde bir zarar olgusunun ileri sürülüp yasal çerçevede ispatlandığının söylenemeyeceği, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair direnme kararının, temerrüt faiziyle birlikte davacıya ödenen anapara yanında temerrüt faizini...