Davacı vekili, taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davasına konu olan 107 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki yapının davacı tarafından yaptırıldığının tespitine karar verilmesini, davalı ise davacının muhtesat iddiası hakkında ortaklığın giderilmesi davası sırasında beyanına başvurulmadan eldeki davanın açılması nedeniyle davacının hukuki faydası olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Dava, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti istemine ilişkindir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....
Anılan hükümler uyarınca arz üzerindeki bütünleyici parça nitelikli muhtesatların mülkiyetinin arzın mülkiyetine tabi olması, talebe konu istemin 6102 Sayılı TTK'nın Ayni Sermaye başlıklı 581/1 devredilebilecek bir varlık olmadığı, talep eden tarafça taşınmaz üzerinde proje hakları, ağaç, ev, muhtesat, havuzdan oluşan kısmın kendilerine ait olduğuna dair hasımlı görülen mahkeme kararı veya mülkiyete dair bir kayıt sunulmadığı, taşınmazın üzerinde tedbir, taşınmaz hakkında dava, tedbir bulunduğu görülmekle mahkememizce de işbu sermaye tespiti davasında mülkiyetin tespiti yapılması mümkün olmadığından talep eden tarafın öz sermaye tespiti talebinde bulunmasında hukuki yararı yoktur. Bu nedenle talebin reddine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın Hazine adına tescili davası ile muhtesat bedelinin tespiti istemli karşı ve birleştirilen davalardan dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne birleştirilen davalarda karar verilmesine yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 5. Hukuk Dairesinin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte ... 2....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: 1- Dava; hakkında ortaklığın giderilmesi davası açılan ve tarafların babaları muris Mahmut Uğraş'tan miras yolu intikal eden, tapuda verasette iştirak hükümlerine göre taraflar adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerindeki muhtesatların davacı tarafından yaptırıldığının tespitine ilişkin muhtesat tespiti davasıdır. 2- Dava dilekçesinde dava değeri 100.000,00 TL gösterilmiş, bu değer üzerinden hesaplanan peşin karar harcı yatırılmak suretiyle dava açılmış; yargılama aşamasında yapılan keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu edilen muhtesatların toplam bedelinin 167.214,00 TL olduğu tespit edilmiş, yerleşik Yargıtay kararlarına göre bu tür davalarda davacı payının düşülmesinden sonra, davalılar payına karşılık gelen muhtesat bedeli dava değeri olarak kabul edildiğinden, Dairemizce yapılan hesaplamada davalıların 2/3 payına karşılık gelen muhtesat bedeli 111.476,00 TL olarak tespit edilmiş, dosyada bu değerin esas alınması ile...
Somut olayda davacılar çekişmeli 288 ada 15 parsel sayılı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulması ve muhtesat hanesindeki gerçek durumun tespiti istemiyle dava açmıştır. Dairemizin geri çevirme kararı ile dosya arasına getirtilen mahkemenin 2015/8 Esas sayılı dosyasında davacı .......'nun taşınmazın üzerindeki binanın kendisine ait ve fiili kullanıcısı olduğuna ilişkin şerh verilmesi istemiyle davalılar...... ve Hazine aleyhine dava açtığı anlaşılmaktadır. Aynı parsel hakkında açılan davaların en kısa zamanda ve en az masrafla görülmesi ve kararların birbiri ile çelişmemesi gerekir. Davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle aynı parsel hakkındaki derdest dava dosyalarının birleştirilerek görülmesi gerekip gerekmediği değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan imar uygulaması sonucu yolda kalan muhtesat bedelinin tespiti istemine davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın davalı yönünden kabulüne ilişkin verilen ilk derece mahkemesinin kararına karşı, taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 14....
Başka bir ifade ile muhtesat yapılırken emek ve parasal yönden katkıda bulunulması aidiyetin tespitinde önemli olmayıp, muhtesatın kime ait olmak üzere, kimin adına ve hesabına yaptırıldığının belirlenmesi zorunludur. Ayrıca muhtesata faydalı ve zorunlu tadilat yapan taraf bu masraflarını eda davası açarak diğer hissedarlardan isteyebilir. Eda davası açma imkanı varken tespit davası açılamaz. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Muhdesatın tespiti davalarında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul ederek uyuşmazlık çıkarmayanlar dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur....
Ancak, hükmüne uyulan bozma ilamında aynen "Taşınmaz üzerinde kadastro tesbitinden önce oluşturulan muhtesat bulunduğu dosya kapsamı ile sabit olduğu halde, mahkemece muhtesat hususunda hüküm kurulmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2.maddesi uyarınca, taşınmaz üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhtesat mevcut ise; bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın veya kütüğün beyanlar hanesinde gösterileceği hükme bağlanmıştır. Hal böyle olunca mahkemece muhtesat yönünden araştırma ve inceleme yapılarak hüküm kurulması gerekir." ibareleri yer almıştır. Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğuna göre bozmada işaret edilen hususların eksiksiz olarak yerine getirilmesi gerekir. Kadastro tutanağının niteliği sutünunda arazinin zeytinlik olduğu yazılıdır....
Muhtesat şerhi verilmekle yapı veya ağaç sahibinin hakları ile arazi sahibinin hakları yekdeğerinden ayrılır ve bu şerh yapı sahibine arazinin maliki olmamasına rağmen başkasına ait arazideki yapı yada ağacı kullanma hakkı sağlar. Bu haklar yapının yıkılması, yanması veya muhtesat sahibinin bu hakkından vazgeçmesi suretiyle sona erer. Dairemiz uygulamasında genişletici yorumla kabul edilen bir diğer sona erme nedeni de arazi sahibinin muhtesat sahibine muhtesat bedelini ödemiş olmasıdır. Hal böyle olunca, somut uyuşmazlıkta davalıların elatmalarının yasaların koruduğu bir hakkın kullanılmasından kaynaklanmış olması sebebiyle davacının mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteminin reddi yerine hüküm altına alınması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun .... maddesi uyarınca Hazineye ait taşınmaz üzerinde bulunan muhtesat bedelinin tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın ... yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı idare ile davalılardan ... vekilleri yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: -K A R A R – Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuştur. Temyiz nedenleri bozma ile kesinleşen yönlere ilişkindir. Davacı idare ile davalılardan ... vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, idareler harçtan bağışık olduklarından harç alınmamasına, ....01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....