Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir....
Somut olaya gelince; davacı vekili, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde, tespit öncesi nedene dayanarak açtığı temyize konu dava ile 203 ada 80 parsel üzerindeki üç katlı binanın vekil edeni tarafından yaptırıldığının tespitine ve bunun tapu kütüğünün beyanlar hanesine yazılmasını istemiş, mahkemece eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. İddia ve savunma doğrultusunda toplanan taraf delillerine göre, yukarıdaki bilgiler ışığında, davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek yazılı gerekçeyle muhdesatın tespiti davasının reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, HGK.nun 07.05.1986 tarih ve 1985/1-281 Esas, 490 Karar sayılı kararında; "Evin kendisine ait olduğu konusunda tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkün değil ise de; beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesi gerekir", denilmektedir....
Mahkemece davanın kabulüne, taşınmaz üzerindeki bina ve ahırın davacılar tarafından yapıldığı anlaşıldığından davacılara aidiyetinin tespitine beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; taraflar adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespitine ilişkindir. 1-Dosya kapsamına, dava evrakı ile yargılama tutanakları içeriğine, mahkemece deliller değerlendirilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Muhdesatın tespiti davası bir tespit davası olarak HMK'nun 106. maddesindeki güncel hukuki yararın bulunması durumunda açılır ve görülür. Dava, ayni etkili bir dava değildir....
Bu durumda muhdesatın kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceğine ilişkin yasalarda bir hüküm bulunmadığından dava konusu binanın beyanlar sütununa işaretlenmesi olanağı yoktur, açıklanan nedenlerle mahkemenin muhdesatın beyanlar sütununa yazılması isteminin reddinde bir usulsüzlük yoktur. Ancak davacının istemlerinden biriside muhdesatın kendisine ait olduğunun tespitine ilişkindir. Davacı, tespit isteminin hüküm altına alınmaması nedeniyle kararı temyiz etmektedir. Mahkemeden dava yoluyla açıklandığı şekilde tespit isteminde bulunmanın olanaklı olup olmadığının belirleyebilmek için öncelikle tespit davalarına egemen olan ilkelere değinmek gerekmektedir....
Somut olaya gelince; fen bilirkişisi ... ... tarafından düzenlenen 29.....2014 tarihli rapor ve ... nolu haritada yeşil renkli kesik çizgilerle gösterilen ve içinde ... kaynak, kaptaj ve isale hattının bulunduğu 194.35 metrekare yüzölçümündeki bölümünün uzun yıllardır davacı idarenin kullanımında olduğunun belirlenmesi karşısında, davanın kısmen kabulü ile tapunun beyanlar hanesine bu bölümün davacı idarenin, taşınmazın geri kalan bölümünün davalı ...'...
İmar ve Gecekondu Mevzuatına aykırı yapılara uygulanacak bazı işlemleri düzenleyen yasa gereğince hak sahibine tahsis beyanları, 1163 s. KK' nun 15. maddesi, 2924 s. OKDDK' nun 7. maddesi ve 3402 s. KK' nun 19/II. maddesi tapunun beyanlar sütununa şerh verilmesine imkan veren yasal düzenlemelerden bir kısmıdır. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda, muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteğinin kabulüne, muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti ve tapunun beyanlar sütununa tescili isteğinin ise reddine karar verilmesi gerekir. Tespit davası, kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda verilecek kararın icra ve infaz kabiliyeti yoktur. Bu nedenle uygulama alanı sınırlıdır....
Ne var ki; TMK’nun 1012 maddesi hükmüne göre; malikin rızasıyla, kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamalar, Tapu Sicil Tüzüğü’nün belirlediği ayrık durumlar ve özel kanun hükümlerinde saklı hallerde tapu kütüğünün beyanlar hanesine muhdesatla ilgili şerh verilebilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyanda” bulunulabilmesi için Medeni Kanun veya ilgili özel yasalarda bir düzenlemenin bulunması gerekir. Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının güncel hukuki yarar bulunması koşuluyla açılabileceği doktrinde ve Yargıtay uygulamasında kabul edilmektedir. Taraflar arasında görülmekte olan bir ortaklığın giderilmesi davasının varlığı ya da taşınmazın veya üzerinde bulunan muhdesatın kamulaştırma işlemine tabi tutulması gibi durumlarda taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatlar hakkında aidiyetin tespiti davası açılmasında hukuki yarar bulunduğu benimsenmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kullanım kadastrosu sırasında ... Köyü çalışma alanında bulunan 174 ada 7 parsel sayılı 1.809,13 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı şerhi yazılarak çalılık niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın kendi kullanımında olduğu iddiası ve adına zilyetlik şerhi verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile tarla niteliği ile Hazine adına tesciline, beyanlar hanesine; 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığının ve davacı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti ... ile ... aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 07.04.2014 gün ve 599/129 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, tarafların paydaş olduğu 164 ada 44 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı bina, iki katlı samanlık, bir adet kuruluk ve bir adet ahırın davacı tarafından yapıldığını açıklayarak bu hususların tespitine ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesini istemiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2013 NUMARASI : 2012/901-2013/366 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu .....Mahallesi 288 ada 15 parsel sayılı 200.17 m2 yüzölçümündeki taşınmaz üzerindeki tek katlı kargir binanın .......'a ait olduğu şerhi yazılarak tapu kaydı nedeniyle arsa vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar ....ve ..... 12.10.2012 tarihli dava dilekçesi ile, ..... Mahallesi 288 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında üzerindeki muhdesatın .....'a ait olduğunun beyanlar hanesinde yazılı olduğu, çekişmeli taşınmazı ......'...