Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre, ... Parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 120m2 tek katlı evin, 55 m2 tek katlı biçerdöver garajının, 36 m2 tek katlı traktör garajının ve 40 m2 tek katlı deponun davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacılarca meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, meydana getirildiğine ilişkin tespit ile birlikte muhdesatın ait olduğunun tespitine de karar verilmesi doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece dava konusu muhdesatın davacının babasının sağlığında ve birlikte oturdukları sırada murisin muvafakati ile yaptırıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemiştir. Somut olayda muhdesatın (evin) babanın sağlığında yapılması ve evde birlikte oturuluyor olması başlı başına evin baba tarafından yaptırıldığını göstermez. Davacı tanıkları murisin geliri olmayıp, muhdesatın davacının kendi geliriyle ve kendi adına yapıldığını söylemiş, davalılardan ... bunun aksine delil sunmadığı gibi diğer davalı ... tarafından da dava kabul edilmiştir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. 3- Davalının harç ve vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu muhdesatların üzerinde bulunduğu 223 parsel sayılı taşınmaz tapuda tarafların ortak mirasbırakanı.... adına kayıtlı olup, dosya arasında bulunan veraset belgesine göre davalının miras payı 1/5 'tir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya konu evin davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, evin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. c) Diğer yandan, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır....
Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ayrıca muhdesat tespiti davalarında hukuki yararın bulunması dava şartı olup, öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkin olup, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında bulunduğundan, dosyanın görevli 8. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 25.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Davacı, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan aidiyetinin tespitini istediği evin babası Şakir Özhan tarafından yapıldığını söyledikten sonra evin kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davacının murisi Şakir Özhan’ın dosya içerisine bulunan nüfus kayıt örneğinden davacı dışında başka mirasçılarının da olduğu anlaşılmaktadır. Terekeye dahil bir malın tamamının mirasçılardan bir ya da birkaçı tarafından kendi namına istenmesi halinde ise söz konusu malda müstakil bir hakkın varlığının öncelikle ispat edilmesi ve bu suretle aktif dava ehliyetinin belirlenmesi gerekir. Mahkemece, çekişmeli muhdesatın davacıya müstakilen ne şekilde intikal ettiği (taksim, hibe, satış vs..) hususunda davacıdan izahat alınmaması ve buna yönelik olarak ispat hakkı tanınmaması hatalı olmuştur. Öte yandan; muhdesatın aidiyetinin tespiti davalarında, muhdesatın davacıya aidiyetini açıkça kabul edenler dışında kalan ve taşınmazda paydaş olan tüm maliklerin taraf olmaları zorunludur....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın, arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olaya gelince, Mahkemece, muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken muhdesatların mülkiyetinin davacıya ait olduğuna karar verilmesi doğru değil ise de; anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK mad. 438/7, HMK 370/2)....
Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından bahsedilmez, belirtilen bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.Ancak, öğretide ve Yargıtay'ın istikrar kazanan uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest izale-i şüyuu davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. Kural olarak,muhdesatın tespiti davalarında husumetin, muhdesatın bulunduğu taşınmaz maliki ya da maliklerine yöneltilmesi zorunludur.....