Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen ortaklığın giderilmesi davasının 22.07.2008 tarihinde sonuçlandığı, taşınmazdaki ortaklığın satış sureti ile giderilmesine karar verildiği, hükmün Yargıtay denetiminden geçerek 16.11.2009 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafın taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat nedeni ile yaptığı masrafların tahsili istemi ile davalı ... aleyhine 01.05.2008 tarihinde alacak istemli asıl davayı açtığı, ne var ki yargılamanın 04.12.2008 günlü oturumunda davasını aidiyet tespiti davası olarak ıslah ettiği ve aynı hukuki sebebe dayanarak taşınmazdaki diğer paydaşlar aleyhine 16.02.2009 tarihinde birleşen davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatların aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Muhdesat aidiyetinin tespiti davasının hangi hallerde açılacağı doktrinde ve Yargıtay kararlarında açıklanmıştır. Bu tür bir davanın ancak taraflar arasında görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davasının varlığı ya da kamulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmaz üzerindeki muhdesatlar hakkında görülebileceği benimsenmiştir. Taraflar arasında görülmekte olan “tenkis” veya “tapu iptali ve tescil” davaları, aidiyet tespiti davası yönünden hukuki yararın mevcut olduğunu göstermez. Bu husus dava şartı olup, resen gözetilmesi gerekir. Somut olaya gelince, taraflar arasında derdest bir ortaklığın giderilmesi davasının bulunmadığı, dava konusu taşınmazla ilgili kamulaştırma işlemleri de yapılmadığı dikkate alındığında, davacının aidiyet tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmıştır....
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın tapu kaydında davalılar ... ve ... lehine muhdesat şerhi bulunmakta olup davalı ...’in de muhdesat aidiyet iddiası vardır....
Köyü 379 ve 1067 parsellerdeki ortaklıklarının aynen taksiminin mümkün olmadığından satış yoluyla giderilmesini istemiş ve davalıların muhdesat aidiyet iddialarını kabul etmiştir. Davalılar, muhdesat aidiyeti iddiasında bulunmuşlar ve diğer davalıların muhdesat iddialarını aidiyet iddialarını kabul etmişlerdir. Mahkeme, davanın kabulüne ve ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar vermiştir. Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır....
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 111 ada 20 parselde kayıtlı 4 katlı betonarme binanın 24.04.2017 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide ayrıntılı olarak gösterilen 2, 3 ve çatı katının davacı tarafından yapıldığının tespiti ile tapu kütüğünün beyanlar hanesine kayıt ve tesciline; davacının zemin kat ve birinci kata ilişkin muhdesat ve aidiyet taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Toplanan delillerden davacı tarafın, paydaşı olduğu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat hakkında diğer paydaş davalı tarafından ecrimisil alacağı nedeniyle hakkında icra takibi başlatıldığı, takibe karşı öne sürülen itirazın iptali davasında mahkemece verilen süre uyarınca da muhdesatın kendisine ait olduğunun tespiti talebiyle görülen davayı açtığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez. Kural olarak, öğretide ve yerleşik Yargıtay uygulamasında eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde tespit davası açılmasında hukuki bir yararın bulunmadığı kabul edilmiştir....
Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydına şerh verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı binanın ikinci katının davacılar tarafından yaptırıldığının tespitine, şerh isteminin reddine karar verilmiş ise de aidiyet tespiti yönünden varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. Toplanan delillerden davacıların paydaş olmadığı taşınmaz hakkında davalı tarafça açılan el atmanın önlenmesi ve ecri misil talepli dava nedeniyle görülen davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Aidiyet tespiti davaları kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Taşınmaz üzerinde bulunan muhdesat yönünden derdest ortaklığın giderilmesi davası ya da kamulaştırma işlemi bulunmadığı takdirde bu dava görülemez....
Ayrıca muhdesat tespiti davalarında harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti, davalıların paylarına isabet eden zemin bedeli hariç muhdesat değeri olup HMK.nun 326/2.maddeye göre paylı mülkiyette tapudaki payları oranında, elbirliği mülkiyetinde ise miras payları gözetilmesi gerekir....
Mahkemece keşfe gidilmiş denetime elverişli aldırılan bilirkişilerce hazırlanan raporda toplam muhdesat yapı değerinin 103.639,20 TL olduğu anlaşılmış olup, bu miktar üzerinden harç ikmali yaptırılmış ve yargılamaya devam edilmiştir. Harçlar Kanunu'nun Davadan feragat, davayı kabul veya sulh başlıklı 22. Maddesi "Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır." hükmü gereği alınması gerekli harç miktarının 1/3'ünün davalıların payları nispetinde alınmasına karar verilmiştir. Muhdesatın tespiti isteğine ilişkin davalarda davanın konusu, davalıların paylarına isabet eden muhdesat değeridir (zemin bedeli hariç)....
Mahkemece; taraflar arasında aidiyet hususunda ihtilaf olmadığı, keşifte davacılara ait muhdesatların tespit edildiği, muhdesat değerlerine ilişkin değerlendirmenin ortaklığın giderilmesi davasında yapılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, inşaat ve ziraat bilirkişilerinin raporunda davacılar adına belirtilen parsellerdeki inşai ve zirai muhdesatın davacılar adına belirtildiği şekilde aidiyetinin tespitine karar verilmiştir. Hüküm, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; muhdesat tespitine ilişkindir. Bilinmektedir ki; muhdesatın tespiti davaları, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tapu maliklerine karşı açılır....