Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti talebinin, muhdesatı meydana getirenin tespiti isteğini de kapsadığı kabul edilmelidir. Bu nedenle, muhdesatın mülkiyetinin davacı tarafa ait olduğunun tespiti yerine muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. c)Diğer yandan, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60.maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır....
Dava; Muhdesatın aidiyetinin tespiti ve taşınmaz satışının iptal edilmesi isteklerine ilişkindir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre muhdesatın tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden; dava konusu 1488 parsel sayılı taşınmazın ev ve bahçe vasfı ile tapuda paylı olarak ... Oğlu ... ve ... Kızı ... adına kayıtlı olduğu sabittir. Tapu kayıt maliklerinden ... ve ... oğlu 1910 doğumlu ...’un 09.08.1983 tarihinde ve diğer tapu maliki ... ve ... kızı 1917 doğumlu ...’in ise 15.03.1996 tarihinde öldüğü, ... Kızı ... mirasçıları ile ... oğlu ... mirasçılarından ..., ..., ... ve ...’ın davada taraf durumunu almadığı anlaşılmaktadır....
HUKUKİ YARARTAPU KAYDININ BEYANLAR HANESİNİN DÜZELTİLMESİTAŞINMAZ ÜZERİNDE BULUNAN MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 19 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Memduh tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava kesinleşen kadastroya karşı açılan ve Kadastro Kanununun 19/2. maddesi uyarınca taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş İse de varılan sonuç yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir....
Öğretide ve Yargıtay'ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir. 3. Değerlendirme 1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür. 2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, davacının muhdesatın aidiyetinin tespiti istemesinde hukuki yararı bulunmadığına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, davaya konu evin davacı tarafından yapıldığının tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, evin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki; bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 1.bendinin HUMK'un 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın, arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olaya gelince, Mahkemece, muhdesatların davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmesi gerekirken muhdesatların mülkiyetinin aidiyetine karar verilmesi doğru değil ise de; anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, Mahkeme kararının düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK mad. 438/7, HMK 370/2)....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin veya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosya içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre, dava konusu binada bulunan ve tapuda kayıtlı olmayan 3.kattaki daire ile teras kattaki dairenin davacıların murisi ... Çiriş tarafından yaptırıldığı sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatların davacılara aidiyetlerinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatların mülkiyetinin aidiyetine karar verilmesi doğru değildir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/06/2018 tarihinde verilen dilekçeyle muhdesatın aidiyetinin tespiti, 15/10/2018 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılar arasında rızai taksime dayalı tapu iptali ve tescil ya da ödenen bedelin iadesi, terditli olarak temliken tescil, terditli olarak muhdesat aidiyetinin tespiti talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne, birleştirilen davada muhdesat aidiyetinin tespiti isteminin kabulüne dair verilen 22/10/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince davalılar vekilinin istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat Aidiyetinin Tespiti K A R A R İncelenmesine gerek duyulan ve dosya içerisinde bulunmayan; 1-Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı dosyasının, 2- Muhdesatın tespitine ilişkin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... sayılı dava dosyasının ve gerekçede belirtilen mahkemede açılan muhdesatın tespitine ilişkin başkaca bir tespit dosyası var ise bu dosyanın kesinleşmiş ise aslının, kesinleşmemiş ise onaylı örneğinin incelenmek ve iade edilmek üzere bulunduğu yerden getirtilerek dosya arasına alınması ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkeme'ye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 25.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
davası açıldığını, açılmış bulunan bu dava Boyabat Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/981 Esasına kayıtlı olduğunu, ancak dava konusu taşınmazlardan 11 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki tapu kayıtlarında görülen ahşap ev yakılmış ve kaybolmuş olup, bu taşınmaza tarafından ev vasıflı muhdesat yapıldığını, yine 101 ada 129 parsel sayılı taşınmaz üzerine de tarafından iki adet ev vasıflı muhdresat yapıldığını, muhdesatın aidiyetinin tespiti hususunda Boyabat Sulh Hukuk Mahkemesince taraflarına yetki ve süre verildiğini, bu yetkiye dayanarak ve ayrıca dava konusu taşınmazın açmış bulunduğu ortaklığın giderilmesi davası sonucunda taksiminin mümkün olmaması durumunda satışına karar verilmesi halinde, muhdesat da satılacağı için ve parası tüm mirasçılar veya hissedarlar tarafından paylaşılacağı için zararının büyük olacağını, bu bakımdan bu taşınmaz üzerinde bulunan tarafından yapılmış olan muhdesatın aidiyetinin tespiti zaruret haline geldiği gibi, bu davanın açılmasında da hukuki menfaati...