Ancak, davada tarafların ortak murisinden intikal eden 13 parça taşınmaz için dava tarihinden geriye doğru yıllık ecrimisil olarak 5.500,00 TL’nin 5 yıl için hüküm altına alınması, karşı davada muhdesatın aidiyetinin tespiti istenilmiştir. Maddi olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. Bu nedenle karşı davadaki talep muhdesatın kendilerine ait olduğunun tespiti talebine ilişkin iken, zilyetliğin tespiti olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, her ne kadar bilirkişiler marifetiyle araştırma yapılıp, rapor temin edilmiş ve bu rapor doğrultusunda karar verilmiş ise de; raporda taşınmazların dekardan elde edilecek yıllık ... gelirleri belirlenmekle yetinilmiş, her bir taşınmazın bir yılda getireceği toplam ... gelir ile bu gelirden davacı hissesine düşen miktar belirlenmemiştir....
Mahkemece, “Toplanan delillere göre, davaya konu muhdesatın, davacı ...'in eşi Kazım Metin tarafından yapıldığı, davacı ... tarafından yapılmadığı” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar yazılı gerekçe ile, davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin davalarda; Mahkemece araştırılması gereken husus muhdesatın kim tarafından, hangi gelirlerle, kimin adına ve hesabına yaptırıldığıdır. Her ne kadar yargılama sırasında dinlenilen davacı taraf tanıkları ve mahalli bilirkişilerce davaya konu binanın muris ....m tarafından yapıldığı beyan edilmiş ise de, dosya arasında bulunan ...'e ait veraset belgesinin incelenmesinden, muris...ın ve yargılama sırasında vefat eden davacı ...'nın ölümü ile,...nın mirasçıları olan ..., ... ve ...'...
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre, muhdesat aidiyetinin tespiti davalarında, ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin ya da mirasçılarının davada taraf olmaları gerekmektedir. Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazın malikleri olan ..., ..., ...'a davada davalı olarak yer verilmediği; davalının murisi olduğu iddia edilen tapu malikinin belirlenmediği, davalının murisi var ise, veraset ilamının dosyada bulunmadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davada, taraf teşkilinin usulüne uygun olarak tamamlandığından bahsedilmesi mümkün değildir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, bir kısım muhdesatların davacıya aidiyetinin tespitine, dava konusu iki katlı bina niteliğindeki muhdesatın ikinci katı yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, anılan muhdesat yönünden varılan sonuç dosyada toplanan delillere uygun düşmemiştir. Dosyada toplanan delillerden ve özellikle tanık anlatımları ile davalı annenin beyanından dava konusu iki katlı ev niteliğindeki muhdesatın ikinci katının da davacı tarafından kendi nam ve hesabına meydana getirildiği, muhdesatın kaba inşaatının davacı tarafından yapıldığı, oturmaya elverişli hale getirilmesi için yapılan katkının ise iyileştirme gideri niteliğinde olup bağımsız bir muhdesat meydana getirme özelliği taşımadığı, bu yönden yapılan harcamaların ise davalı anne tarafından koşullarının varlığı halinde sebepsiz zenginleşme davasına konu edilebileceği, açıklanan nedenlerle anılan muhdesatın da davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Muhdesat aidiyetinin tespiti ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.06.2013 gün ve 277/333 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, hakkında ....Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1674 Esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açılan dava konusu .... ada .... parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın müvekkili tarafından yapıldığını ileri sürerek muhdesatın davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davacı ile murislerinin 1986 yılında kurulan şirkete ortak olduklarını, binaya ait yükümlülüklerinin davalılar tarafından yerine getirildiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır....
Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez.Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere ve tanık beyanlarına göre dava konusu muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiği sabit olup, mahkemece, muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın davacıya aidiyetine karar verilmiş olması isabetli olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.07.2010 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil olmadığı takdirde muhdesatın tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ... iptali ve tescil davasının reddine muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair verilen 17.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğu gibi özellikle temyiz edenin sıfatına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 11.12.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
MUHDESATIN AİDİYETİNİN TESPİTİ 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 237 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 12 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın aidiyetinin tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Koşulları HUMK.nun 237. maddesi hükmünde öngörülen kesin hüküm kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca yargılamanın her aşamasında öne sürülebilen, istek olmasa bile mahkemelerce de resen (kendiliğinden) gözetilmesi gereken olumsuz dava koşuludur. Uygulamada ve öğretide kararlılık kazanan görüşlere gore kesin hükmün varlığından söz edebilmek için her iki davanın konusunun, sebebinin ve taraflarının aynı olması zorunludur....
Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez. Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın mülkiyetinin aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre 2232 parsel numaralı taşınmaz üzerindeki, bilirkişi raporunda sarı renkte boyalı (C) ve (D) harfleri ile gösterilen yapıların davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Her ne kadar davacı vekili ön inceleme duruşmasından sonra mahkememize sunmuş olduğu 16/12/2020 tarihli beyan dilekçesinde, ''Davamızın Muhdesatın Aidiyetinin Tespiti olduğu yönünde beyanda bulunmuş isek de dava dilekçemizin açıklama bölümünde talebimizin Muhdesatın aidiyetinin müvekkillerime ait olduğunun Tespiti ve tespit edilecek Muhdesat yönünden bedelin müvekkillerime ödenmesi talep edilmiştir.'' şeklinde açıklamada bulunmuş ise de; davacı vekilince sunulan 15/06/2020 tarihli dava dilekçesinin açıklama bölümünde, muhdesatın tespiti ile satış memurluğunca yapılacak satışta nazara alınmasını talep ettiği görülmüştür....