Sayılı dosya ile veraset ilamı alındığını, mirasçılar davaya dahil edildiğini, 08/12/2021 tarihli 3. celse de ise tarafımıza mirasçıların reddi miras yapması nedeniyle mirasın reddinin iptali davası açmak üzere bir aylık kesin süre verildiğini, Davalılara T8'dan miras kalmış, ancak davalılar sırf borçlarını ödememek için bu mirası reddettiklerini, halbuki mirasın aktifi pasifinden çokça fazla olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalıların murisinden kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; Niksar İcra Müdürlüğü'nün 2017/348 E sayılı dosyasında borçlu davalıların murisi T8 17.02.2021 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle yasal mirasçıların mirasın reddi işleminin iptaline ilişkindir....
Murisin, borcundan mirasçıların sorumluluklarını düzenleyen 4721 Sayılı TMK'nun ilgili hükümlerini inceleyecek olursak; 4721 Sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 599. maddesine göre; “Mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, miras bırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve miras bırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler”. 605. maddeye göre “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır”. 606.maddeye göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir....
Maddesi uyarınca mirasın reddinin tesciline ilişkin olduğu ve aynı kanunun 609. Maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605. Maddesinde " Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır." hükmü getirilmiştir. Aynı Kanunun 609. Maddesinde ise " Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır." hükmü getirilmiştir. Dosya kapsamından, davanın, mirasçılar tarafından üç aylık yasal süresi içerisinde açıldığı, mirasçıların kayıtsız ve şartsız olarak mirası reddettikleri, davacıların talebinin mirasın reddinin tescili olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK’nun 21., 22. ve 23 . maddeleri gereğince Denizli 2....
Bu durumda öncelikle anılan mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediği tespit edilerek, kararın kesinleşmesi halinde ...’a; ...’ın mirası reddinin mahkeme kararı ile kesinleşmesi halinde ise TMK’nın 611/1. maddesi gereği, ...’ın tüm altsoy mirasçılarına gerekçeli kararın ve asıl davanın davalısı-birleşen davanın davacısının temyiz başvuru dilekçesinin tebliği ile temyiz süresi ile temyize cevap süresinin beklenilmesi, sonrasında temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 06/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi 2013/20779 Esas, 2014/17640 Karar sayılı ilamında; "...Dava Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesine dayalı olup, mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasbırakan 19.09.2013 tarihinde ölmüş, mirasçısı olan eş ve çocukları 04.10.2013 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yasal 3 aylık süre içerisinde verdikleri dilekçe ile mirasın gerçek reddi ile terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi talebinde bulunmuşlardır. Bu durumda Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevi mirasın gerçek reddinin tespiti ve ret beyanının özel kütüğe tescili ile mirasın, en yakın miraşçıların tamamı tarafından reddolunduğu gözetilerek terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesinden ibaretttir (TMK. md. 612). Somut olayda mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen miraşçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce istemişlerdir....
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir" düzenlemesini içermektedir. Bu yasal düzenleme uyarınca, mirasın birinci derecedeki mirasçıların tamamı tarafından reddi halinde miras ikinci derecedeki mirasçılara geçmez. Tereke tasfiye olunur, borçlar ödendikten sonra geriye kalan kısım varsa red vaki olmamış gibi birinci derece mirasçılarına verilir. Nüfus kayıtlarına göre murisin en yakın mirasçılarının mirası reddettikleri dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Tereke alacaklısı iflas hükümlerine göre terekenin tasfiyesi için ilgili Sulh Mahkemesini harekete geçirebileceği gibi koşulları varsa en yakın yasal mirasçının mirası reddinin iptalini de talep etme hakkına sahiptir (TMK. md. 610, 612, İİK. Md. 180). Murisin en yakın mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedildiği anlaşıldığından murisin terekesinin TMK'nun 612. maddesi gereğince tasfiyeye tabi olduğu anlaşılmaktadır. Yargıtay 14....
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu tedbir kararının, muris Musa Keysan'ın ölümünden sonra; mirasçıların mirası reddetme kararının kesinleşmesinin ardından konulduğunu, nitekim bu tedbir kararı muris Musa Keysan'ın mirasçılarının mirası red kararının kesinleşmesinden sonra konduğu için mirasçı müvekkile intikal edecek herhangi bir tereke de yoktur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasın Reddinin İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava Türk Medeni Kanununun 610. maddesinden kaynaklanan mirasın reddinin iptaline ilişkin olup, mahkemece Türk Medeni Kanununun 617. maddesinden kaynaklanan mirasçıların alacaklılarının korunması davası kabul edilerek karar verilmiştir. Davacının alacağı mirasbırakandan olduğuna göre delillerin Türk Medeni Kanununun 610. maddesi çerçevesinde değerledirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mirası Reddinin İptali DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 16/05/2019 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 29/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2.maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609.maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez....