WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mirasın gerçek reddi davalarında miras bırakanın alacaklılarının hasım olarak gösterilmesi gerekmediği gibi, bu kişilerin davaya dahil edilmesi yoluyla taraf sıfatı kazanmaları ve buna dayalı olarak hükmü temyiz etme hakları bulunmamaktadır. Ancak mirası reddeden mirasçının alacaklılarının Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi uyarınca reddin iptalini isteme hakları mevcuttur. Açıklanan nedenlerle Müdahale talebinde bulunan vekilinin temyiz isteğinin dinlenebilmesine yasal olanak bulunmadığından, temyiz dilekçesinin REDDİNE, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden asli müdahil ...'ye iadesine, 15.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Aksi halde mahkemece bankalara, SGK'ya, T7 belediye başkanlığına, trafik tescil şube müdürlüğüne, emniyet müdürlüğüne, tapu müdürlüğüne yazı yazılarak murisin ölüm tarihi itibariyle borç-alacak miktarının ve dava açan mirasçılarına yapılan bir ödeme bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, dava açan mirasçıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarının olup olmadığının araştırılması, dosyada bu yöndeki tüm yazışmalar tamamlandıktan ve deliller toplandıktan sonra miras bırakanın terekesinin borca batık olup olmadığı yönünden gerekirse bilirkişiden rapor alınması ve terekenin borca batık olduğunun tespiti halinde, TMK'nın 605/2.maddesi uyarınca, mirası hükmen reddetmiş sayıldığının tespiti yönünde hüküm kurulması gerekir....

    Somut olaya gelince; muris ... 08.02.2015 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçılarından ..., murisine ait mirası 27.05.2015 tarihinde verilen ve 29.07.2015 tarihinde kesinleşen reddin tespiti kararı ile reddetmiştir. Davacının ret süresi üst soyu olan ...’nın mirası reddettiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. O halde davacı tarafından miras reddinin süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının tespiti için, davacıya öğrenme tarihini ispatlayabilmek açısından imkan tanımalıdır. Davacının bu hususta getireceği deliller toplanarak, davacı isteminin 3 aylık hak düşürücü sürede yapılıp yapılmadığı incelenerek hüküm kurulması gerekirken, davacı tarafından davanın 12.10.2015 tarihinde açıldığı ve hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesi ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

      Çaycuma Sulh Hukuk Mahkemesince 06.10.2015 tarihinde, mirası ret beyanının mahkemeye ulaşmakla hüküm ve sonuç doğurduğundan feragatin netice doğurmayacağı, dosyanın yetkili mahkemece resen ele alınması gerektiği anlaşıldığı gerekçesiyle dosyanın ilgili birime gönderilmesine karar verilmiştir. Bursa 4. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne, murisin mirasının oğlu ... tarafından reddedildiğinin tespit ve tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından davadan feragati yönünde karar verilmesi amacıyla temyiz edilmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir....

        Maddeye göre "mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hakimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddedilmiş sayılırlar." En yakın mirasçıların reddine rağmen durum kendilerine tebliğ edilen alt derecedeki mirasçılar bir ay içerisinde mirası kabul etmezlerse bu halde tereke tasfiye edilir. Mirasçılardan birisi mirası kabul ettiği takdirde tasfiyeye gidilmez. Tasfiyeye gidilmesi halinde mirastan arta kalan miktar mirası reddetmemiş gibi asıl mirasçılara verilir. HMK.nun 26. maddesinde, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmıştır....

        Türk Medeni Kanununun 617. maddesinde “Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. Reddin iptaline karar verilirse, miras resmen tasfiye edilir. Bu suretle tasfiye edilen mirastan reddeden mirasçının payına bir şey düşerse bundan, önce itiraz eden alacaklıların daha sonra diğer alacaklıların alacakları ödenir. Arta kalan değerler ise, ret geçerli olsa idi bundan yararlanacak olan mirasçılara verilir” hükmü düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanununun 617.maddesi hükmüyle mirasçıların alacaklılarının korunması düzenleme konusu yapılmıştır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi tarafından mirasın reddine ilişkin kararın iptali istenebilir....

          Hukuk Dairesi'nin 2015/8198 Esas, 2018/8018 Karar sayılı 22/03/2018 tarihli ilamında da "...mirası reddettikleri, bu durumda, kendi miras bırakanına ait mirası reddeden davacıların muris muvazaasına dayalı olarak açtıkları eldeki davanın dinlenilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı nazara alınarak davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur..." şeklindeki açıklama ile mirası reddeden kişi tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu belirtilmiştir....

          Mahkemece, talebin asıl dayanağının murisin borç ilişkisine dayalı olduğu ve bu nedenle mirasın hükmen reddi isteğine ilişkin olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Hüküm, talep eden vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesine dayalı dava da açabilirler. Talep, Türk Medeni Kanununun 605/1. maddesine dayalı mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkindir. Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için, mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri, vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (TMK m. 606)....

            İDDİA VE İSTEK: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; "Muris Recep Korucuoğlu'nun terekesinin borca batık olduğunu" iddia ederek, mirasının hükmen reddinin tespitine karar verilmesini istemiştir. SAVUNMA : Davalı idare vekili cevap dilekçesinde özetle; "terekenin borca batık olmadığını, ayrıca mirasçıların mirası kabule yönelik davranışlarının bulunduğunu" savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi 20/04/2017 tarih ve 2016/1 Esas, 2017/375 K. Sayılı kararında özetle; "davanın kabulü ile mirasın hükmen reddinin tespitine" şeklinde karar verilmiştir. İş bu karar, dairemizin 2017/1043 Esas, 2018/801 Karar sayılı ilamı ile; "Kemeraltı Vergi Dairesi'nin alacak miktarının tespiti ile davaya dahil edilmesi gerektiği" gerekçesi ile kaldırılmıştır. İlk derece mahkemesi 29/12/2020 tarih ve 2018/803 Esas, 2020/273 Karar sayılı kararında özetle; "davanın kabulü ile mirasın hükmen reddinin tespitine" şeklinde karar verilmiştir....

            Sulh Hukuk Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli 2016/272 Esas, 2016/242 Karar sayılı mirasçılık belgesi ile öğrendiğini, murisin mirasının kayıtsız ve şartsız reddinin tescilini talep etmiştir. Mahkemece; murisin ölüm tarihinden itibaren 3 aylık yasal sürede dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. TMK'nin 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer." Aynı Kanunun 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar" Talep eden, ...'den gelen mirası reddeden ...'in altsoyudur (çocuğudur)....

              UYAP Entegrasyonu