İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARAR ÖZETİ : İlk derece Mahkemesi tarafından derdest dava dosyasında verilen 02.12.2020 tarihli ara karar ile; "İhtiyati tedbir ancak ve ancak uyuşmazlık konuları hakkında verilebileceğinden, davalıların mal varlığı uyuşmazlık konusu olmadığından ihtiyati tedbir talebinin reddine ve MK.617'ye göre alacağın mirasın reddinin iptali davası olduğundan İKK 281'in tasarrufun iptali davalarında mümkün olacağı, dava hukuki nitelik olarak tasarrufun iptali davası olmadığından, davacının İİK 281'e göre ihtiyati haciz talebinin reddine" karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi Mehmet Tanrıbilir'in 18/05/2018 tarihinde öldüğünü ve geriye mirasçı olarak müvekkili ve davalıların kaldığını, murisin Ziraat Bankası Kayseri Düvenönü Şubesi 02 nolu hesabındaki paranın iştirak halindeki mülkiyete konu olduğunu, elbirliği ile malik olunması sebebi ile para ile ilgili hiç bir işlem yapılamadığını, banka tarafından veraset ilamının yeterli görülmediğini, müvekkili ve davalı T3 mirası red etmesi sebebi ve buna rağmen veraset ilamında gözükmesi sebebi ile bu parayı çekemediklerini, mirası reddin veraset ilamına etki etmediğini, mirasın reddinin paylaşım yapılacağı zaman hüküm ve sonuçlarını doğurmakta olduğunu, Yargıtay kararları gereği bu paranın alınabilmesi ve paylaşma davası açılabilmesi için elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi gerektiğini, mirasçılardan T3 Kayseri 1....
Davalı vekili, mirası ailevi sebeplerle reddettiğini, terekenin pasifini ve aktifini bilmediğini ve terekeden aktif veya pasif bir şey istemediğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. İstek, alacaklıları zararlandırmak amacıyla (kötüniyetle) yapılan mirası reddin iptali isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine dayanmaktadır. Malvarlığı borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse, alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK. m. 617/1) Şu halde, kötüniyetle redden söz edilebilmesi için, reddeden mirasçının malvarlığının borcunu karşılamaya yetmediğinin sabit olması gerekir....
den alacaklı olup mirası ret kararının iptali davası açması hak düşürücü süreye bağlı değil ise de, murisin bütün mirasçıları mirası reddetmediğinden mirası ret kararlarının iptalini isteyemeyeceği gözetilmeden, ret kararlarıyla birleştirilen davanın açıldığı tarih arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle birleştirilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK'nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 19.10.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ın 16.04.2009 tarihinde öldüğünü, terekesinin borca batık bulunduğundan bahisle mirasın hükmen reddinin tespitini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; terekenin borca batık olup olmadığının usulüne uygun olarak araştırılması ve mirasçıların terekeyi sahiplenip sahiplenmediğinin belirlenmesi gerektiğini, terekenin borca batık olması ve terekenin sahiplenilmediğinin tespiti halinde ise mirası reddedenlerin payının akıbetinin belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. III....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu dava açılana kadar Yusuf Aydemir'in mirasçılarının mirası reddettiklerine ilişkin herhangi bir bilgileri olmadığını, dolayısıyla yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden yükümlü tutulmamaları gerektiğini, diğer yandan mirasçılar mirası reddetmiş olsa da mirasın reddedilmesi ile borcun ortadan kalkmadığını, borcun terekenin borcu haline geldiğini, bu sebeple kanun koyucunun sağladığı haklardan olan mirasın resmi tasfiyesi yolunun halen açık olduğunu, ayrıca mirasçıların alacaklılardan mal kaçırma tehlikesine karşı TMK 617 maddesinde özel bir düzenleme getirildiğini, buna göre borca batık olan veya iflas etmiş olan mirasçının alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddetmesi halinde alacaklılara ya da iflas dairesine ret tarihinden başlayarak altı ay içerisinde mirasın reddinin iptali için dava hakkı tanındığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/97 ESAS 2020/172 KARAR DAVA KONUSU : Tasarrufun İptali KARAR : Aydın 4....
Mirasçılardan ..., mirası reddettiğini buna ilişkin mahkeme kararının olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık; abonenin vefat etmesi sebebiyle mirasçıların su borcundan sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nda ölen kişinin mirasçılarına mirası reddetme hakkı tanınmış olup, aynı Kanun'un 605 ve devamı maddelerinde de bu hakkın ne şekilde kullanılacağı düzenlenmiştir. Mirasın gerçek ve hükmi reddinin bir takım hukuki sonuçları vardır. Bunlardan en önemlisi mirası reddedenin miras hakkının kendisi sağ değilmiş gibi diğer mirasçılara geçmesidir. TMK 611. maddesinde "yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 01.03.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, mirası hükmen reddin tespitine ilişkindir. Davacılar vekili, 02/07/2015 tarihinde ölen mirasbırakan ...’un terekesinin borca batık olması nedeni ile mirası hükmen reddin tespitini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir....
Davalı yüklenici mirasçıları vekili, müvekkillerinin mirası reddettiğini, bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili ve bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir. Mahkemece, yüklenicinin mirasçılarının mirası reddettikleri, ayrıca yüklenicinin edimini yerine getirmemesi nedeniyle davacının tescile hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak; Dosya kapsamına göre yüklenici ...’in 22.05.2011 tarihinde vefat ettiği, mirasçısı olan eşi ... ve tek çocuğu ...’in Sulh Hukuk Mahkemesine başvurarak mirası reddettikleri, bu mirasçılara husumet yöneltilmek suretiyle davanın esastan sonuçlandırıldığı anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, yüklenici ...’in mirası en yakın mirasçılarının tamamı tarafından reddedilmiştir. Bu gibi durumlarda Türk Medeni Kanununun 612. maddesi gereğince terekenin re’sen tasfiyesi gerekir....