WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 06/06/2018 tarih ve 2013/410 Esas - 2018/339 Karar sayılı dosyasının yapılan istinaf incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Mustafa Cihan'ın 10/09/2008 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi Ayten Cihan, çocukları Perihan Cihan ve T1 kaldığını, mirası reddetme süresi geçmiş olmasına rağmen murisin terekesinin borca batık olması nedeniyle mirası reddetmek mecburiyetinde kaldıklarını, TMK'nun 610. maddesindeki zimnen mirası kabul etmiş olmaları durumununda söz konusu olmadığı için murisin ödemeden aczinin tespiti ile mirası reddettiklerine dair kararın verilmesini, ayrıca Denizli 8....

ın Adana 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.02.2018 tarih 2018/136 Esas 2018/247 Karar sayılı kararıyla mirası kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit edildiği, dava dışı alacaklılar tarafından mirasın reddinin iptali istemiyle açılan davada Adana 15.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.09.2021 tarih 2021/193 Esas 2021/28 Karar sayılı ilamıyla davalı ...'ın Adana 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/09/2017 tarih ve 2017/1343- 1295 Esas ve Karar sayılı kararı ile muris ...'dan intikal eden mirasın reddinin iptaline, davalı ...'a muris ...'dan intikal eden miras payının tasfiyesine karar verildiği, ...'ın karara karşı istinaf yoluna başvurduğu, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesinin 15.04.2022 tarih 2022/1006 Esas 2022/602 Karar sayılı ilamıyla, ...'ın istinaf talebinin temyiz yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği, kararın kesinleşip kesinleşmediği yönünde dosyada herhangi bir bilgi bulunmadığı, yine ...'...

    Somut olaya gelince; muris ... 08.02.2015 tarihinde vefat etmiş olup, mirasçılarından ..., murisine ait mirası 27.05.2015 tarihinde verilen ve 29.07.2015 tarihinde kesinleşen reddin tespiti kararı ile reddetmiştir. Davacının ret süresi üst soyu olan ...’nın mirası reddettiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. O halde davacı tarafından miras reddinin süresi içerisinde yapılıp yapılmadığının tespiti için, davacıya öğrenme tarihini ispatlayabilmek açısından imkan tanımalıdır. Davacının bu hususta getireceği deliller toplanarak, davacı isteminin 3 aylık hak düşürücü sürede yapılıp yapılmadığı incelenerek hüküm kurulması gerekirken, davacı tarafından davanın 12.10.2015 tarihinde açıldığı ve hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu gerekçesi ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, 14.01.2016 gününde verilen dilekçe ile mirasın gerçek reddi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir. Davacılar ... ve ... vekili dava dilekçesinde, muris ...’ın 24.02.2012’de evli ve çocuklu olarak vefat ettiğini, murisin davacıların kardeşi olduğunu, Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/237-513 E.K. sayılı kararında murisin eşi ve çocuklarının mirası reddettiklerini, Denizli 3....

        Mahkemece, toplanan delillere göre, davalıların mirası reddettikleri için sorumlu tutulamayacakları, ancak mirasın reddinin davadan önce bilinmesinin mümkün olamayacağı için kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçeleriyle, davanın ve kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın esasen husumetten reddedilmiş olması nedeniyle maktu vekalet ücretine göre hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı ve davalı vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 1,55 TL kalan onama harcının temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına 12.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesini aynen tekrarla, taraflarınca muris T5 ait mirası ayrı ayrı red için yerel mahkemeye başvuruda bulunduklarını, ancak taleplerinin süre yönünden reddedildiğini, yerel mahkemenin gerekçesinde sanki ölüm ile doğrudan mirasçılarıymış gibi değerlendirilerek taraflarının 3 ay içinde mirası red talebinde bulunmaları gerektiği şeklinde değerlendirme yaparak 3 aylık sürenin geçtiği yönünde karar verdiğini, ancak bu kararın hukuken yerinde olmadığını, çünkü üst soy T4 tarafından TMK 614 gereğince mirası kabul veya red konusunda herhangi bir bildirim yapılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Talep, TMK'nun 605/1. ve devamı maddeleri gereğince mirasın gerçek reddinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmesi üzerine talep edenler istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

          Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır. Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir. Somut olayda, mirasçılar yargılama sırasında miras bırakanın ödemeden aciz ve borca batık olduğu savunmasında bulunarak def’i yolunu tercih etmişlerdir. Mirasın hükmen reddinin her türlü delil ile ispatı mümkündür. Terekenin borca batık olduğunun tespitine karar verilebilmesi için; miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle terekenin aktif ve pasifinin belirlenerek tereke pasifinin aktifinden fazla olması yanında; mirasçıların terekeye sahiplenme anlamına gelecek hukuksal bir işlemde bulunmamış olması da gereklidir....

            İcra Müdürlüğünün 2006/1 Esas sayılı dosyası ile 226.794,52 TL üzerinden muris aleyhine icra takibine başlandığını, muhtıralarda toplam borcun 378.089,26 TL'ye ulaştığını, murisin ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğundan beyanla mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. 2. Birleşen davada davacı ... vekili dava dilekçesinde asıl davadaki gerekçelerle muris ...'in ölüm tarihinde terekesinin borca batık olduğundan beyanla mirasın hükmen reddinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. II....

              Mahkemece, toplanan delillere göre, davacıların mirası reddettikleri için sorumlu tutulamayacakları, ancak mirasın reddinin takipten önce bilinmesinin mümkün olamayacağı için kötüniyet tazminatına hükmedilemeyeceği gerekçeleriyle, davanın kabulü ile davalının ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/5366 sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, ancak kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3.583,32 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 26.4.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                nın mirasçılarının mirası ret beyanı tespit edilmiştir. En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir (TMK m. 612). Mirasın en yakın tüm mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde resmi tasfiyesine karar verecek olan mahkeme mirasın reddinin tespitine karar veren mahkemedir. Müteveffaya ait terekenin hak sahiplerine teslimi talebi üzerine tereke hakiminin yapması gereken iş, murisin mirasçılarını davet ederek mirasçılarına yahut mirasçıları adına bir veya birkaç mirasçıya tesliminden ibarettir. Mahkemenin, terekenin iflas yoluyla tasfiyesine karar vermek görevi bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mirasçı ...'nın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.12.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu