WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; dava konusu 101 ada 1 parselin ... adına İdare Kurulunun aldığı kararla temlik edildiği, tapuda 10 yıl süreyle satılamaz şerhinin bulunduğu, davacının bu şerhi bildiği halde 31.03.2005 tarihinde taşınmazı harici satım sözleşmesiyle satın aldığı ve taşınmaz üzerine bina yaptığı, taşınmaz malikinin 26.06.2010 tarihinde vefat ettiği, mirasçılarının mirası reddettiği ve dava konusu taşınmazın hali hazırdaki malikinin Maliye Hazinesi olduğu davacının dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile temliken davacı adına tescilini TMK 705 ve 706 maddelerinde öngörülen zorunlu şekil şartlarına uyulmadan yapılan satış sözleşmesine dayanarak talep edemeyeceği ve 10 yıllık devir yasağını bilerek bu sözleşmeyi yaptığı, iyiniyetli olmadığı ve TMK 712'de düzenlenen olağan kazandırıcı zamanaşımı şartlarının dahi oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Müteveffanın vefatı anında terekenin borca batık olduğunun tespiti isteği, bir eda davası niteliğinde olmayıp, mirasçıların bir irade açıklamasında bulunmalarına gerek kalmaksızın, kanundan dolayı mirasın reddedilmiş sayılması (TMK m. 584/2) sonucunu hâsıl eden, “mirasçılar, miras bırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereği kazanırlar” şeklindeki (TKM m. 539/1, TMK m. 599/1) yasal kuralın istisnasını oluşturan bir hukuki durumun saptanmasına yönelik dava türüdür. Şu hale göre; terekenin açıldığı anda borca batık olup olmadığının ölüm anında murise ait olan mal, alacak ve borçlar dikkate alınarak değerlendirilmesi gerekecektir. Yine madde metninden anlaşıldığı üzere, hükmen reddin sonuç doğurabilmesi için, herhangi bir irade açıklaması gerekmemektedir. Meğerki mirasçı TMK m. 610/II hükmünde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş olmasın....

    Maddesinde ise "yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur." hükümleri mevcut olup, dava konusu somut olayda murisin 27.08.2007 tarihinde vefat ettiği dolayısıyla mirası reddetme hakları için mirasçılara tanınan 3 aylık sürenin geçmiş olduğu sabittir. Bu bakımdan süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçıların mirası terekeye dahil tüm alacak ve borçlarla birlikte kazandığını kabul etmek gerektiğini, bu durumda da mirasçıların murisin vergi borçlarından sorumlu olacaklarını, Ayrıca müvekkili idarenin, muristen olan kamu alacaklarının tahsil edilebilmesi bakımından TMK'nun 618....

    Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'nci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Yasal ve atanmış mirasçılar mirası, TMK.'nın 606'ncı maddesi gereğince üç ay içinde reddedebilirler. Bu üç aylık süre hak düşürücü bir süredir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri kanıtlanmadıkça, mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Atanmış mirasçılar için ise süre, mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. TMK.'nın 605'nci maddesinin 2'nci fıkrasında ise, mirasın hükmen reddi düzenlenmiştir. Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. Bu olgunun saptanması için her zaman dava açılabilir. Dosya kapsamında yer alan, ....

      Türk Medeni Kanun'un 610.maddesi belirtildiği üzere; "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez." hükmünü havidir. Murisin vefat tarihi ve sonrasında, mirasçılar tarafından mirasın reddine dair yetkili makamlara yönelik herhangi bir beyan ve itirazda bulunulmamıştır. Bu durumda, mirasın kısmen kabul edildiği ortadadır. Yine Türk Medeni Kanun'unda da 610. Maddesinde belirtildiği üzere; "Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur." hükmünü havidir. Sayın yerel mahkeme tarafından TMK'nın 610....

      TMK'nin 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi hak sahiplerine geçer." Aynı Kanunun 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse bunlar için ret süresi önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar" Talep eden, ...'dan gelen mirası reddeden ...'ın altsoyudur (çocuğudur). Muris ...'nın mirası tüm mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde terekenin, TMK'nın 612. maddesine göre tasfiye edilmesi gerektiğinden ret hakkı altsoya yani talep edene geçmez. Bu nedenle öncelikle muris ...'nın mirasçıları arasında mirası reddetmeyen mirasçı yahut mirasçıların bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmektedir. Üst mirasçının en yakın tüm mirasçılarının tümü tarafından mirasın reddi söz konusu değilse, talep edenin annesi ...'...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... 'in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava,muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil;olmadığı takdirde, tenkis isteğine ilişkindir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirası reddin iptali davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.10.2018 gün ve 2018/1125 Esas ve 2018/6432 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Davacılar vekili, davalının murisi ...'ın davacılara kira borcu olduğunu, davalının .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 14/12/2012 tarih 2012/256 Esas, 2012/1227 sayılı Kararı ile mirası reddettiğini, oysa davalı ...'in 80'li yaşlarına yaklaşan SSK emeklisi ...'...

            Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı ve sair nedenlerden davanın reddinin gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... vekili, davalı SGK Başkanlığı vekili temyiz etmiştir. Dava, TMK'nın 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu'nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir....

              Birinci fıkrası “Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.” hükmünü içermektedir. Burada kayıtsız, şartsız red yani hakiki red düzenlenmiştir. İkinci fıkrası “Ölümü halinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” hükmünü amirdir. Türk Medeni Kanunu, “hakiki redde” süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu “hükmi reddin” sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması, ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK. m. 599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır....

                UYAP Entegrasyonu