Medeni Yasa'nın 610/2. maddesinde, terekenin sahiplenilmesi niteliğindeki tutum ve davranışlarda bulunan mirasçının mirası reddedemeyeceği düzenlenmiş olup aynı Yasa'nın 617. maddesinde de, alacaklı veya iflas idaresinin mirasın reddinin iptali hakkında dava açabileceği belirtilmiştir. Mirasın reddine ilişkin karar, usulen iptal edilmediği sürece mirasçılar hakkında alacak davası açılamaz; mirasın reddinin iptali istemi açılmış bir alacak davasında da ön sorun (hadise) biçiminde incelenip çözümlenemez. Alacak davasının dinlenilebilmesi, mirasın reddinin iptaline ilişkin kararın kesinleşmesi koşuluna bağlıdır. Yerel mahkemece açıklanan yön gözetilerek, mirasın reddinin iptaline ilişkin davanın ayrılması ve o davanın alacak davası yönünden bekletici sorun sayılarak sonucunun beklenmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili istinaf dilekçesinde bire bir ifadesi ile; "TMK 606 maddesi mirasın reddi için 3 aylık hak düşürücü süre öngörmüştür. Davacılar mirasbırakan prim borçlusu İbrahim Tokdemir' n mirascıları olup mirasbırakanın ölüm tarihi olan 11.08.2008 tarihinden başlayan 3 aylık mirası ret süresi içinde mirası reddetmeyerek TMK 610 md. “Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur.” Hükmünü gereği mirası kabul etmiştir. TMK 606 madde yazılı 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde mirasın reddini talep etmeyen ve TMK 610 madde gereği mirası kabul etmiş olan davacının kurum alacağının tahsili için başlatılan icra takibatı nedeniyle kendisine gönderilen ödeme emrine 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten ve ödeme emri kesinleşip, maaşına haciz konulmasından sonra mirasının reddini talep etme hakları yoktur....
vergiyi doğuran olay mirasçıların şahsında gerçeklemiş sayıldığını,TMK. nun 606 maddesinde "Miras, 3 ay içersinde reddolunabilir" ve 610 maddesinde ise "yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur" hükümleri mevcut olup dava konusu somut olayda murisin 3.4.2015 tarihinde vefat ettiği dolayısıyla mirası reddetme hakları için mirasçılara tanınan 3 aylık sürenin geçmiş olduğunun sabit olduğunu, bu bakımdan süresi içinde mirası reddetmeyen mirasçıların mirası terekeye dahil tüm alacak ve borçlarla birlikte kazandığını kabul etmek gerektiğini, bu durumda mirasçıların murisin vergi borçlarından sorumlu olacaklarının aşikar olduğunu ayrıca müvekkili idarenin muristen olan kamu alacaklarının tahsil edilebilmesi bakımından TMK.nun 618.maddesi hükmünün gözönünde bulundurulması gerektiğini, söz konusu hükme göre "ödemeden aciz bir miras bırakanın mirasını reddeden mirasçılar onun alacaklılarına karşı ölümünden önceki 5 yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın...
Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. (TMK. m.612/1-2) İİK'nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bap (md.208-256) hükümlerine göre; ait olduğu mahkemece yapılacağını hükme bağlamıştır. Öyleyse, mahkemece iflas masası teşkil edilip (md.208), iflas dairesi oluşturulması, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verildikten (md.208/3) sonra seçilecek tasfiye yöntemine göre gerekli işlemlerin yapılmasının izlenmesinden ibarettir. TMK'nın 612/1 maddesi hükmü uyarınca en yakın mirasçıların tamamı tarafından reddedilen mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesinin sağlanması istenmiş olup uyuşmazlığın mirasın reddinin tesbitine karar veren ... 2....
Maddesine göre diğer alacaklılar tarafından mirasın reddi kararının iptali ve mirasın resmi tasfiyesine karar verilmesi yönünde dava açılmış olması ihtimali yönünden ilk derece mahkemesince herhangi bir araştırma yapılmadığını, eksik inceleme ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kaldırılmasına, davacıların davasına reddine karar verilmesini talep etmiştir. İİK'nun 53.maddesine göre; borçlunun ölüm günü ile beraber üç gün içinde takip geri bırakılır. Mirasçı mirası kabul veya reddetmemişse mirası ret süresince mirasçılar hakkında takip yapılamaz. Bu maddenin uygulanabilmesi için icra takibinin mirasın reddi süresinde yapılması ya da murisin takibe başlandıktan sonra ölmüş olması gerekir. İİK' nun 53. maddesine aykırı olarak takip yapılması ya da takip işlemlerine devam edilmesi nedenlerine dayalı olarak ilgililer İİK'nun 16. maddesi uyarınca icra mahkemesine şikayette bulunabilirler....
Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği (TMK. m. 599) yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır. Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir. Somut olayda, mirasçılar icra takibine yaptıkları itirazda def’i yolunu tercih etmişlerdir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir. Mirasın hükmen reddinin her türlü delil ile ispatı mümkündür....
Bilindiği üzere, yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içerisinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir....
Sayılı dosya ile veraset ilamı alındığını, mirasçılar davaya dahil edildiğini, 08/12/2021 tarihli 3. celse de ise tarafımıza mirasçıların reddi miras yapması nedeniyle mirasın reddinin iptali davası açmak üzere bir aylık kesin süre verildiğini, Davalılara T8'dan miras kalmış, ancak davalılar sırf borçlarını ödememek için bu mirası reddettiklerini, halbuki mirasın aktifi pasifinden çokça fazla olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla davalıların murisinden kalan mirası reddinin iptaline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür. Mahkemece; davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükme yönelik; Davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; Niksar İcra Müdürlüğü'nün 2017/348 E sayılı dosyasında borçlu davalıların murisi T8 17.02.2021 tarihinde vefat etmiş olması nedeniyle yasal mirasçıların mirasın reddi işleminin iptaline ilişkindir....
Murisin en yakın yasal mirasçıların tümünün mirası reddi halinde miras murisin diğer mirasçılarına geçmez. Burada TMK’nun 611/1. maddesi uygulanmaz; tereke, TMK’nun 612. vd. maddeleri uyarınca iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi tutulur. Bilindiği üzere, alt derecede bulunan mirasçı yararına terekenin reddi TMK’nun 614. maddesinde düzenlenmiştir. Maddeye göre "mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hakimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir, bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddedilmiş sayılırlar." En yakın mirasçıların reddine rağmen durum kendilerine tebliğ edilen alt derecedeki mirasçılar bir ay içerisinde mirası kabul etmezlerse bu halde tereke tasfiye edilir. Mirasçılardan birisi mirası kabul ettiği takdirde tasfiyeye gidilmez....
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; TMK.'...