Birleştirilen davada davacı T3 vekili, muris T10 05.06.2004 tarihinde vefat ettiğini, Devrek Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/6 esas sayılı dosyası ile muris tarafından düzenlenen 26.05.1988 tarihli 7788 sayılı vasiyetnamenin açıldığını, murisin irade fesadı ile bu vasiyetnameyi yaptığını belirterek vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde tenkisini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili davanın reddini savunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; hem asıl hem de birleştirilen davada vasiyetnamenin iptali talebinin reddine ikinci kademedeki istek olan tenkis isteği hakkında ise davanın kabulüne ve her bir davacı için 26.962,94 TL'nin 25.01.2021 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık vasiyetnamenin iptali, olmadığında tenkis, birleşen dava vasiyetnamenin yerine getirilmesi istemine ilişkin olup, vasiyetnamenin iptali davası reddedilerek tenkis ve vasiyetnamenin yerine getirilmesi davaları kabul edilmiş hüküm davalı-karşılık davacı tarafından tenkis davasına yönelik olarak temyiz edilmiş olmakla, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı ... bölümü kararı gereğince öncelikle inceleme görevi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 16 Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.03.2012 (Pzt.)...
Asliye Hukuk Mahkemesi' nin 12/03/2020 tarih 2016/316 Esas 2020/303 Karar sayılı ilamı ile; "Davacının Adana, Kuşadası ve Bursa'da ki taşınmazlara ilişkin tapu iptali ve tescil davasının ve vasiyetnamenin iptali davasının reddine" karar verilmiştir....
Davalı vekili cevabında, iddiaların yersiz olduğunu, vasiyete konu olanlar dışında murisin pek çok taşınmazı bulunduğunu, vasiyetin serbest irade ile imzalandığını belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; vasiyetçinin akıl sağlının yerinde olduğu, murisin kandırıldığı, yanıltıldığı ve zorla vasiyetname tanzim ettirildiğine dair iddiaların ispatlanamadığı, her ne kadar dava dilekçesinde saklı payların korunması ve murise davacı ... tarafından bakıldığı sebepleriyle de iptal istenilmişse de TMK.'nun 557.maddesinde vasiyetnamenin iptali için bu sebeplere yer verilmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmektedir. Somut olayda; davacı vekili 08.02.2013 tarihinde verdiği dilekçede “dava sebebi ve konusunu değiştirdiğini belirterek, davayı tamamen ıslah ettiğini ve saklı paya tecavüz sözkonusu olmakla tenkis davasına dönüştürdüğünü" belirtmek suretiyle bu yönde karar verilmesini talep etmiştir. ......
DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ-TENKİS Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, mirasbırakanları ... in 30.06.2004 tarihli vasiyetname ile 106 ada 70 ve 72 parseller ile 108 ada 73, 75 ve 109 ada 165 parsel sayışı taşınmazlarını davalı torunu ...'e vasiyet ettiğini, vasiyatnamenin geçersiz olduğunu ileri sürerek vasiyetnamenin iptaline ve taşınmazların terekeye iadesine karar verilmesini istemişler, aşamada tenkis isteminde bulunmuşlardır. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, vasiyetnamenin iptali koşulları oluşmadığından davanın reddine dair verilen karar ... . Hukuk Dairesi tarafından "Dava konusu vasiyetnamenin TMK'nun 557. maddesindeki iptal sebeplerinden hiç birini taşımadığı anlaşıldığından, mahkemece, vasiyetnamenin iptali talebinin reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davacılar yargılama sırasında 22.11.2012 tarihli ve sonraki dilekçeler ile tenkis talebinde bulunmuşlardır....
İSTİNAFA KONU KARAR: Mahkemece vasiyetnamenin iptali istemine ilişkin dava vasiyetnamenin tenfizine ilişkin dava ile birleştirilmiş ve yapılan yargılama neticesinde iptal davasının reddine tenfize ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 16/02/2017 tarih ve 2017/46 Esas, 2017/55 Karar sayılı ilamı ile "Aynı dava dosyasında vasiyetnamenin tenfizi ile birlikte vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davasının görülmesinin mümkün olmadığı gözetilerek, vasiyetnamenin iptali ve tenkis talebine ilişkin birleşen davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesi, asıl davada karar verilebilmesi için birleşen davanın kesinleşmesinin beklenmesi gerekir" gerekçesi ile kaldırılmış, Dairemizin kaldırma kararı sonrası yapılan yargılamada mahkemece 19/04/2017 tarihli celsede Vasiyetnamenin Tenfizine ilişkin davanın eldeki dosyadan tefrik edilerek yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş ve yargılamaya devam olunarak Vasiyetnamenin iptali, bunun mümkün olmaması...
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
de geçersiz olduğunu belirterek taleplerinin kabulüne, vasiyetnamenin ve aracın kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline veya 100.000 TL'nin 16/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
de geçersiz olduğunu belirterek taleplerinin kabulüne, vasiyetnamenin ve aracın kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline veya 100.000 TL'nin 16/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir....
Hal böyle olunca; vasiyetnamenin iptali açısından işin esasına girilerek gerekli inceleme ve araştırma yapılarak vasiyetnamenin iptali isteğinin kabulü halinde tenkis talebinin reddine, vasiyetnamenin iptali isteğinin reddi halinde usulünce tenkis araştırması yapılarak sonucuna göre tenkis isteğinin kabulüne ya da reddine karar verilmesi, birleştirilen davaya gelince asıl davaya konu vasiyetnamenin iptali isteminin reddi halinde vasiyetnamenin tenfizi talebinin kabulü ile tapu iptali ve tescil isteği yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere hatalı değerlendirme ile 6100 sayılı ...nun 297/2. maddesine aykırı şekilde hüküm oluşturulmak suretiyle karar verilmesi doğru değildir....