No:24/1 Kartal/İSTANBUL DAVA : Mirasta Denkleştirme (İade) Olmadığı Takdirde Tenkis DAVA TARİHİ : 02/04/2015 İLAM YAZIM TARİHİ : 25/01/2021 Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; Davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2016/130 Esas sayılı dosyası ve dava dosyasında verilen 14/01/2020 tarihli 2020/3 Karar sayılı gerekçeli kararı incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacılar vekili asıl dava ve birleşen dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Ziya Uğural'ın 16/02/2013 tarihinde vefat ettiğini, murisin Gebze 1....
TEFRİK: İlk derece mahkemesinin 4.11.2021 tarihli oturumda verilen ara kararı ile davacının kazanç kaybı isteği yönünden dava tefrik edilerek ayrı bir esasa kayıt edilmiş denkleştirme tazminatı istemi eldeki esasda görülmüştür....
Temyiz Nedenleri Davacı temyiz dilekçesinde özetle, murisin kendisine karşı babalık görevini yerine getirmediğini, murisin bağış işlemiyle saklı payını bertaraf etmeyi amaçladığını, mirasbırakan ile arasının açık olduğunun sabit olduğunu, murisin bağış dışındaki dava konusu taşınmazları ikinci eşinin adına aldığını ve sonrasında taşınmazların ikinci eşinden olan çocuklarına devredildiğini, ikinci eşin taşınmazları alacak ekonomik gücü olmadığını, tenkis ve mirasta denkleştirme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, denkleştirme oranının hatalı hesaplandığını ileri sürerek, kararın bozulmasını istemiştir. 6. Gerekçe 6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde TMK’nın 669 uncu maddesine dayalı denkleştirme, bunun da mümkün olmaması halinde tenkis isteğine ilişkindir. 6.2. İlgili Hukuk 6.2.1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/04/2019 NUMARASI : 2017/235 2019/149 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Mirasta Denkleştirme Nedeniyle) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Hukuk Dairesi MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki mirasta iade davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 17.01.2018 gün ve 2016/9283 Esas, 2018/350 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R HUMK’nun 440/III-2 maddesine göre, istisnaları hariç olmak üzere, sulh hukuk mahkemesi kararları karar düzeltmeye tabi değildir. Bu dava da yasanın öngördüğü istisnalardan olmadığına göre karar düzeltme istemi incelenemez. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteğini içeren dilekçenin REDDİNE, gereksiz yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 2016/9034 Esas - 2019/3584 Karar) Somut olaya gelince; ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacıların davalarının (((dava, mirasta denkleştirme isteğine ilişkindir....
Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise; “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur'a çekilir.” hükmü yer almaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TENKİS Uyuşmazlık ve hüküm Türk Kanunu Medenisinin 603 (T.M.K.. 669 maddesi) maddesinden kaynaklanan mirasta iade isteminden kaynaklanmakta olup yerel mahkemenin ilk kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi tarafından mirasta iade davası olarak nitelenip 18.10.2001 tarihli bozma kararı verilmiştir. Yargılama sonucunda da mirasta iade konusunda karar verilmiş olmakla inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesine aittir. Ancak, 2. Hukuk Dairesi tarafından da görevsizlik kararı verilmiş olduğundan görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 24.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.05.2016 tarihinde verilen dilekçeyle mirasta denkleştirme talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen 08.06.2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi taraf vekillerince talep edilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesince davacının istinaf talebinin esastan reddine, davalının istinaf talebinin kabulüne, hükmün kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KARAR Dava, mirasta denkleştirme talebine ilişkindir. Davacı vekili, davacı ile davalının kardeş olduklarını ve murisleri ...’in 06.04.2015 tarihinde öldüğünü, murisin ölmeden önce ...,......
Anılan yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakıldığında; davacı tarafın mirasta denkleştirme(iade), bunun mümkün olmaması halinde davacının saklı payı oranında tenkis talep ettiği anlaşılmakla taraflar arasındaki çekişmenin niteliği ve mirasta denkleştirme de talep edildiğinden, dava dilekçesinde belirtilen ihtilaflı olan çekişme konusu taşınmazların sicil kaydında doğacak veya doğması muhtemel yeni ihtilaflara mani olmak amacıyla ve tedbir istenen taşınmazların dava sırasında devredilmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlanabileceği yada tamamen imkansız hale gelebileceği veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğabileceği, aleyhine tedbir kararı verilen kişinin bir zararının oluşması durumunda 6100 sayılı HMK'nun 399. maddesi uyarınca tazminat isteyebileceği ve ihtiyati tedbirin amacı birlikte düşünüldüğünde davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulünün hukuka uygun olduğu kanaatine varılmıştır....