WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ltd.Şti. ile davacı banka arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesini davalı borçlunun müşterek müteselsil kefil olarak imzaladığını, borcun zamanında ödenmemesi sebebiyle davalı hakkında icra takibi yapıldığı, davalı borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine,borca ve ferilerine itiraz edildiğini, genel kredi sözleşmesinde ... Mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye ve borca yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını yetkili mahkemenin ... mahkemeleri olması gerektiğini,ayrıca tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....

    amacı ile ----- dosyasından icra takibi yapıldığını, davalı tarafın takibe ve yetkiye itiraz ettiğini, yapılan arabuluculuk görüşmelerinden de bir sonuç alınamadığını, davalı tarafın yetki itirazının haksız olduğunu beyanla, --- esas sayılı takip dosyasında davalı tarafın borca ve yetkiye itirazlarının iptali ile takibin ------üzeriden aynen devamına, takip tarihinden itibaren ana alacağa işleyecek ------- uygulanan en yüksek banka faizinin davalıdan tahsiline, borca haksız itiraz eden davalı taraf alehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderleri ile ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2017/351 ESAS - 2018/575 KARAR DAVA KONUSU : Su abonesinin vefatı üzerine eşi ve çocuklarının mirası reddetmeleri nedeniyle nüfus kaydına göre davalıların abonenin mirasçıları olduğu iddiasıyla abone borcu sebebiyle davalılar hakkında yapılan icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik, davacı vekilince süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkil kurumun alacağının sağlanması amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçluların borca itiraz edip takibi durdurduklarını, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, borçlu Hasan Durmuşhan'ın 31/03/2007 tarihinde vefat ettiğini, eşinin kızları adına velayeten Karamürsel Sulh Hukuk Mahkemesine yaptığı başvurusu üzerine mahkeme tarafından...

      Maddesine göre mahalle muhtarı Mehmet Zeki Ulus'a teslim edilerek yakın komşusu Hamza Yılmaz'a haber verilmiştir." açıklamasıyla 26/06/2020 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, davanın yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 06/07/2020 tarihinde açıldığı gerekçesiyle ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi şikayetinin reddine, imzaya, borca, faize itiraz ile senede ilişkin şikayetin süreden reddine, davalının tazminat isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı asil istinaf dilekçesinde özetle; tebligatın direkt kendisine yapılmaması ve takibi geç öğrenmesi sebebiyle davanın süreden reddi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davaya cevap dilekçesinde bulunan beyanlarını tekrarlayarak davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      kaynaklandığını, geçikmiş itirazlarını sunduklarını, İİK'nın 65.maddesinde yer alan "kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle itiraz edilememesi" olgusunun somut olayda vuku bulduğunu, zira icra dosyasında müvekkiline usulsüz tebligat yapıldığını ve usulsüz tebligata istinaden takibin kesinleştirildiğini, itiraz haklarının ellerinden alındığını, bunun üzerine usulsüz tebligatın Mahkemece tespiti için dava ikame edildiğini ve bunun sonucu ile yargının tespitinin beklendiğini, bu halde açıkça ortaya konmuş bir borca itiraz iradesinin olduğunu, bu iradenin İstanbul 24....

      Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, süresinde açılmayan davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, bu tür davaların dilekçesinde dava değerinin belirtilmesi zorunlu bulunmakla, dava değeri gösterilmeksizin açılan davanın bu açıdan da reddi gerektiğini, müvekkil kurum tarafından davacıya gönderilen belge ödeme emri olmayıp; borç bildirim belgesi olduğunu, davacı talebine delil oluşturacak her hangi bir belge ve delil sunamadığını, davada terekenin borca batık olduğunun ispat külfeti davacı tarafa düştüğünü bildirerek davacının davasının reddi ile müvekkil kurum alacağının %10 tazminatı ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

      Davalı vekili, davacıların daha evvel de aynı konuda dava açtıklarını, o davada davalının temlik sözleşmesini, kredi sözleşmesini ve cevap dilekçesini sunmasına rağmen davacının davalıyı davaya dahil etmeyerek kendi hatası ile davanın usulden reddine sebep olduğunu bu sebeple davanın şimdi de usul hükümleri gereği reddi gerektiğini, davacıların ödeme emrine itiraz etmediklerini ve mirasın reddine ilişin bir karar sunmadıklarını, itiraz etselerdi takibin durmuş olacağını, itiraz etmedikleri için mirası da kabul etmiş sayılacaklarını, şimdi mirasın borca batık olduğunun ileri sürülmesinin TMK'nun 2. maddesine aykırı olduğunu, köyde yaşayan davacı murisin ticari kredi çektiğini, bunu oğlu için çekmiş olabileceğini, bu sebeple kredi tarihinden itibaren murisin tüm malvarlığı ve devir alıp verdiği işlemleri ile başka banka hesaplarının incelenmesi gerektiğini belirterek davanın reddi ile davacılar aleyhine tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

        Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169 ve 169/a maddeleri kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a-6. maddesi gereğince; itirazın reddi halinde borçlu, ancak takip muvakkaten durdurulmuş ise, diğer tarafın isteği üzerine, takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkûm edilebilir. Somut olayda, mahkemece takibin geçici olarak durdurulmadığı anlaşılmaktadır. Bölge Adliye Mahkemesince, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itirazın reddi ile yine İİk'nun 169/a gereği takip geçici olarak durdurulmadığından alacaklı lehine tazminata hükmedilmemesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile itirazın reddi ile tazminata karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm tesisi isabetsiz ise de; sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerekmiştir....

          Sonuç olarak; itirazın iptali davasının görülebilmesi için borçlu tarafından süresinde sunulan itiraz üzerine durmuş bir icra takibi bulunmasının dava ön şartı olduğu, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borca itiraz süresinin 7 gün olması karşısında eldeki itirazın iptali davasına konu icra dosyasına borçlu tarafından itiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren 8. gün sunulması sebebiyle icra takibine süresi içinde itiraz edilmediği ve takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, icra takibinin kesinleştiği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK'nın 114/2 ve 115. maddeleri gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Sonuç olarak; itirazın iptali davasının görülebilmesi için borçlu tarafından süresinde sunulan itiraz üzerine durmuş bir icra takibi bulunmasının dava ön şartı olduğu, genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinde borca itiraz süresinin 7 gün olması karşısında eldeki itirazın iptali davasına konu icra dosyasına borçlu tarafından itiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğ edilmiş sayıldığı tarihten itibaren 8. gün sunulması sebebiyle icra takibine süresi içinde itiraz edilmediği ve takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, icra takibinin kesinleştiği anlaşılmakla 6100 sayılı HMK'nın 114/2 ve 115. maddeleri gereğince davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              UYAP Entegrasyonu