Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin derdestlik, tenkis isteminin de hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karar Dairece "davada derdestlik koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak işin esasının incelenmesi, ancak yukarıda da değinildiği üzere miras bırakanın terekesinin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, terekenin tüm mirasçılar tarafından temsil edilmesi gerektiğinden davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu’’ gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava dışı mirasçıların olurunun alınmadığı ve terekeye temsilci atanmasının sağlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
Davacı ... ve arkadaşları, babalarından gelen miras hakkına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, çekişmeli taşınmazların bir bölümü hakkında, tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 19.09.2013 tarih 2013/7389-8404 Esas ve Karar sayılı ilamı ile, "mirasçılardan biri veya birkaçının miras ortaklığı adına tek başına açmış olduğu davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılması için dışarıda kalan mirasçıların açılmış bulunan davaya katılmalarının sağlanması veya yöntemine uygun biçimde olurlarının alınması ya da TMK’nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına temsilci tayini suretiyle davanın yürütülmesi gerektiği, ancak Mahkemece bu hususta davacı yana verilen sürenin usule uygun olmadığı belirtilerek, davacı yana miras ortaklığına temsilci atanması hususunda yeniden süre ve imkân verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir....
Medeni Kanunumuzda bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, açtığı bu davanın devam edebilmesi için öteki ortakların açılan davaya olur vermeleri ya da davanın miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile sürdürülebileceği kural olarak benimsendiğinden ve dava ehliyetinin varlığı mahkemece resen araştırılması gereken hususlar arasında bulunduğundan ./.. 2005/11253-2006/762 -2- davaya katılmayan ortakların olurları alınmaksızın veya Medeni Kanunun 640. maddesi uyarınca miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülebileceği gözardı edilerek çekişmenin esası incelenip dava kabul edildiğinden karar bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 2.2.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı ..., miras yolu ile gelen hakka dayanarak taşınmazın davalı ... ...adına kayıtlı 1/2 payının tapu kaydının iptali ve .... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmış; yargılama sırasında ... terekeye temsilci olarak atanmıştır. Yine yargılama sırasında ... da harçlandırılmış dilekçesi ile taşınmazın tamamının miras bırakanı İbrahim'den intikal ettiğini, kendisinin de miras payı olduğunu bu hususta Asliye Hukuk Mahkemesine de dava açtığını belirterek davayı katılmış; Asliye Hukuk Mahkemesindeki dava sonucu beklenmek suretiyle taşınmazın miras payı oranında adına tescilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde talep edildiğinde dosyanın yetkili ve görevli ...Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Hükmü temyiz yetkisi davanın taraflarına ve taraf olmamakla beraber aleyhine hüküm kurulmuş olanlara aittir....
” başlıklı 640 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir: “ Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir."...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, Miras ortaklığına temsilci atanmasına ilişkindir. Davacılar vekili, Mirasçılar arasında görülen Antalya 9. Aile Mahkemesinin 2021/631 Esas sayılı dosyasında 24/01/2022 tarihli ara kararında taraflarının miras ortaklığı adına dava açtığı ve bir takım mirasçıların davaya katılmak istemediklerini; Bu sebepten dolayı terekeye temsilci atanması için yetkili yer Sulh Hukuk Mahkemesine dava açması için kesin süre verilmesine karar verildiği; terekeye temsilci olarak T1 mahkemenin aksi görüşte olunması halinde başka bir temsilci atanmasını mahkemeden talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, yetkisizlik kararı vermiş ve dosyanın re'sen olarak yetkili olan Antalya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir....
Türk Medeni Kanununun 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci tayini istemlerinde, diğer mirasçıların davada taraf olması gerekmekte ise de, mahkemece miras ortaklığına temsilci atanmamamış, ancak bu husus temyize getirilmemiştir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, mirasçılardan bir kısmına tebligat yapılmaması kanun yararına bozma nedeni olmadığını düşündüğümden sayın çoğunluğun kararına katılamıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Miras Şirketine Mümessil Tayini KARAR Taraflar arasındaki uyuşmazlık, miras ortaklığına temsilci atanması isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanunu’nun 640.maddesi hükmü uyarınca terekeye görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı biter, davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir. Olayımıza gelince; davacının davada dayandığı pay kendi adına kayıtlı bağımsız bir pay olmayıp miras bırakanı ... adına kayıtlıdır. ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.01.2012 tarih 2011/1368 esas 2012/96 karar sayılı dava dosyasında bulunan mirasçılık belgesinden adı geçen tapu paydaşının 29.06.1996 tarihinde öldüğü ve geriye mirasçı olarak davacı ile birlikte kardeşleri ..., ..., ..., ..., ... ve ... ile ... çocukları olan yeğenleri ..., ..., ..., ... ve ... 'u bıraktığı, davacının, diğer mirasçıların onayını almadan bu davayı açtığı anlaşılmaktadır....
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar, Dairece; "…davanın tereke adına açıldığı ve dava dışı mirasçıların bulunduğu görüldüğü halde, dava dışı mirasçıların olurlarının alınmadığı, ya da miras şirketine temsilci atanmadığı, öte yandan, davacı tarafın talebi doğrultusunda murisin kızı ...'in ekonomik ve sosyal durumunun tespiti için yazılan yazı cevaplarının beklenmediği, yine davacı taraf tanık olarak gösterdiği ...'nin dinlenmesi yönündeki talebinden vazgeçmediği halde anılan davacı tanığının beyanının alınmadan sonuca gidildiği görülmektedir....