Mahkemece yapılan yargılama sonucu; TMK'nın 612. maddesinin "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir" şeklinde olduğu, murisin en yakın yasal mirasçıları tarafından miras reddedilmiş olsa dahi mirası red kendilerinden sonra gelen mirasçılar yararına olmadıkça ve bunlar TMK.nun 614. maddesinde gösterilen usul çerçevesinde mirası açıkça kabul etmedikçe miras sonra gelen mirasçılara geçmeyeceğinden ve davacı da murisin en yakın yasal mirasçısı olmadığından mirasçılık sıfatlarının olmadığı, kendilerine mirasın geçmediği, kendilerine miras geçmemiş olanların ise mirası reddetmelerinin söz konusu olamayacağı, işbu davayı açmakta hukuki yarar ve aktif dava ehliyetleri bulunmadığı bildirilerek 6100 sayılı HMK.nun 114/d-h ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir....
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 30.07.2004 düzenleme, 30.09.2004 vade tarihli ve 5000TL bedelli bono nedeniyle derdest Tavas İcra Müdürlüğünün 2013/ 272 Esas sayılı takip dosyası kapsamında alacaklı olduğunu, davalının borca yeter malvarlığının olmadığını, davalının murisi ve annesi 28.04.2013 tarihinde ölen Ayşeana Otru’nun mirasını Tavas Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/ 361 Esas, 2013/433 Karar sayılı dosyasında reddettiğini, davalının mirası reddinin kötüniyetli olduğunu, terekeye konu taşınmazları kullandığını belirterek mirası reddin iptalini istemiştir....
Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 30.07.2004 düzenleme, 30.09.2004 vade tarihli ve 5000TL bedelli bono nedeniyle derdest Tavas İcra Müdürlüğünün 2013/ 272 Esas sayılı takip dosyası kapsamında alacaklı olduğunu, davalının borca yeter malvarlığının olmadığını, davalının murisi ve annesi 28.04.2013 tarihinde ölen Ayşeana Otru’nun mirasını Tavas Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/ 361 Esas, 2013/433 Karar sayılı dosyasında reddettiğini, davalının mirası reddinin kötüniyetli olduğunu, terekeye konu taşınmazları kullandığını belirterek mirası reddin iptalini istemiştir....
Eğer mirasçı olabilecek kişi açık irade beyanıyla, ya da Türk Medeni Kanunu’nun 610.maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def’i yolu ile de ileri sürebilir. Somut olayda, borçlu konumundaki .... davadan önce ölmüş ve dava mirascıları aleyhine açılmış, davalı borçlu konumundaki ..... mirascı olarak def’i yolu ile mirası red ettiklerini ileri sürmüşlerdir. Açılan bu davada miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmişlerdir. Bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir. Dosya içeriğinden, miras bırakanın taşınır, taşınmaz hiçbir malı olmadığı yani miras bırakanın aciz hali sabittir. Karinenin doğruluğu somut olayda saptanmış olup, aksi davacı tarafından ispat edilememiştir....
Mahkemece, murisin terekesinin borca batık olduğu ve davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de yukarıda açıklandığı üzere araştırılması gereken husus mirası reddeden mirasçıların malvarlığının borçlarını karşılamaya yeterli olup olmadığıdır. Eğer yapılan araştırma sonunda mirası reddeden borçlu davalıların malvarlığının borcunu karşılamaya yeterli olmadığı tespit edilirse davalıların yeterli güvence göstermediği de gözetilerek reddin makul bir sebebe dayanmaksızın alacaklıya zarar vermek amacıyla yapıldığı kanıtlanmış olacaktır. Bu nedenle mirası reddeden davalıların malvarlığının borca batık olup olmadığı etraflıca araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmü temyiz etme yetkisi bulunmayan ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 08.02.2010 gününde verilen dilekçe ile mirası reddin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine dair verilen 04.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirası reddin iptali istemine ilişkindir. Davacı, davalıların murisi ...'den olan alacakları üzerine birçok dava açıldığını, murisin vefatından sonra mirasçıları davalara dahil ettiklerini, yargılamanın aleyhlerine sonuçlanacağını anladıklarında .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/1398 Esas, 2009/214 Karar sayılı kararıyla mirası gerçek redde bulunduklarını, mirasın reddinin kötüniyetle yapıldığından iptalini talep ve dava etmiştir....
TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun mirasçıların sorumluluğu başlıklı 12. maddesinde, ölüm halinde, mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak mirasçılardan her birinin murisin vergi borçlarından mirastaki hissesi oranında sorumlu olacağı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 7. maddesinde de, borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlamıştır. Yukarda yer verilen yasa maddelerinin birlikte incelenmesinden, vefat eden mükellef ya da sorumluların vergi borçlarından sorumlu tutulacak mirasçıların mirası reddetmemiş olması gerektiği, mirasın reddi halinde murisin vergi borçlarından mirasçıların sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır....
TMK 610/2. maddesinde ise; "Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. " hükmü yer almaktadır. Somut uyuşmazlıkta, muris 02.12.2015'te vefat etmiş, davacılar 26.01.2016'da, üç aylık hak düşürücü süre dolmadan mirasın reddi beyanında bulunmuşlardır. Mahkemece, katılma talebinin kabulüyle mirası ret süresi sona ermeden davacıların mirası kabul anlamına gelebilecek davranışlarda bulunup bulunmadıklarının araştırlması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunmuş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Ercenk'in 11/10/2011 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak eşi ......... ile çocukları ......, ......in kaldıkları ... 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/42 Esas ve 2012/1079 Karar sayılı ilamı ile tüm mirasçılarının mirası reddettiği, mirasbırakanın, 3982 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki 9 nolu bağımsız bölümü ile 3 nolu açık otopark niteliğindeki bağımsız b...... 09/05/2006 tarihinde, ...... davalı ...’a a satış yolu ile temlik ettiği kayden sabittir. Bilindiği üzere; Yasal ve atanmış mirasçılar mirasbırakanın ...... öğrendikleri tarihten itibaren 3 ay içinde mirası reddedebilirler (TMK. 605/1-606 madde). Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse, onun payı miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi varsa altsoyuna, yoksa diğer mirasçılara geçer (TMK. 608. madde)....
Mahkemece; bozma ilamına uyularak iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalıların mirası reddettiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve cismani zarar sebebiyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesi gereğince mirasçılar, mirası bir bütün olarak kazanırlar. Aynı kanunun 641. maddesi gereğince mirasçılar tereke borçlarından müteselsilen sorumlu olurlar. Mirasın, mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde mirasçılar artık mirasbırakanın külli halefi olmadıklarından tereke borçlarından sorumlu tutulamazlar. Bu nedenle mirası reddeden mirasçıların taraf sıfatı bulunmamaktadır. Diğer bir anlatımla mirası reddeden mirasçılara husumet yöneltilemez....