HGK'nun 19.11.2014 tarih 2013/12- 2240 E. - 2014/929 K. sayılı kararında murisin takipten önce ölmesi ve mirası red süresi geçtikten sonra murisin borçlarından dolayı mirasçılar hakkında ilamsız icra takibi başlatılarak mirasçı borçlulara 10 ödeme emri tebliğ edilmiş ise, borçlunun mirası reddetmesinden dolayı borçlu olmadıkları isteminin borca itiraz niteliğinde olduğundan ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerektiği belirtilmiştir. ( 12 HD 2016/20527 esas 2017/12067 karar) Ancak icra takibinin mirası red süresi içinde yapılması veya murisin takibe başlandıktan sonra ölmesi halinde İİK'nun 53. maddesine aykırılık iddiası süresiz şikayete tabidir....
S.., .... .....ve ..... ....mirası reddetmişler, M.. S.. ve A.. S.. ise mirası kabul etmişlerdir. İ.S. mirasçısı M.. S.. de 13.03.2007 tarihinde hükümden önce ölmüş, mirasçıların tamamı ...., ..... ve T.. S.. mirası reddetmişlerdir. Bu durumda İ. S mirasçılarından A.. S.. haricindekilerin tamamı mirası reddetmiştir. Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. Eldeki davada ise yargılama aşamasında ölen M.. S..'in mirasçıları davaya dahil edilmemiş, mirası reddeden mirasçıların sorumlu olmadıkları gözetilmeden hüküm kurulmuştur. Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2)- Davalı A.. Ö..'...
Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/02/2014 NUMARASI : 2013/213-2014/117 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirası reddin iptali istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 19.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan H.. K.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, mirası reddin iptali isteğine ilişkindir. Davacı, davalıların murisi İ.. K..'ün Antalya 7....
Mahkemece talebin reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 605/1 maddesi gereği yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler. Aynı Kanunun 606. maddesi gereği miras 3 ay içinde reddolunabilir. Bu süre yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri tarihten itibaren işlemeye başlar. Aynı Kanunun 611. Maddesinde ; "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer "düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda; muris T9' ın 15/04/2021 tarihinde vefat etmiş olduğu ve geriye mirasçı olarak eşi ve 5 çocuğunun kaldığı,çocuklardan dördünün murisin mirasını reddettiği ve Büyükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesi 2021/690 E sayılı dosyası ile mirasçılık belgesinin yeniden düzenlendiği anlaşılmıştır....
İLGİLİ MEVZUAT: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 12. maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılara geçeceği ancak, mirasçılardan her birinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri oranında sorumlu olacağı kurala bağlanmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 7. maddesinde borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu Kanun hükümlerinin tatbik edileceği hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605. maddesinde de yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri, ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise mirasın reddedilmiş sayılacağı kural altına alınmıştır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda değinilen yasal düzenlemeler gereğince, mirasçılardan her birinin murisin vergi borçlarından miras hissesi oranında sorumlu tutulması mümkün ise de .......
Bilindiği üzere; TMK'nın 611/1 maddesine göre "Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer." aynı Kanun'un 608/son maddesine göre "Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar." TMK'nın 613. maddesi gereğince, altsoyun tamamının mirası reddetmesi durumunda, bunların payı sağ kalan eşe geçer. Aynı kanunun 612. Maddesi gereğince, "En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir." Mahkemece davacı T2 mirası reddine ilişkin davasının araştırılıp, açılmış bir dava varsa dava dosyası dosya arasına alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetli olmamıştır....
E.K sayılı ilamının celp ve tetkikinde ... mirasçılarından ... ve ... nun mirası reddettikleri; dava konusu 10/03/2015 tarihli ortaklar kurulu kararına göre ...'nun hisselerinin dört mirasçısına ait olduğu ve bu şekilde miras paylarının belirlendiği anlaşılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirket ortaklarından ...'nun vefat etmiş olması ve mirasçılarından ... ile .... mirası reddettikleri, bu bağlamda iş bu mirasçıların mirasçılık sıfatı kalmadığı halde mirasçı gibi murislerine ait hissenin kendilerine intikaline ilişkin 10/03/2015 tarihli ortaklar kurulu kararı alındığı, mirası reddeden mirasçıları hissedar kabul eden ortaklar kurulu kararının yok hükmünde olduğunun tespitine ve ...'na ait hisselerin mirası reddetmeyen mirasçıları olan ... ve ...'na ait olduğunun tespitine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yine murisin birinci zümredeki yasal mirasçıların tamamının mirası reddetmesi halinde ikinci zümre mirasçıları en yakın mirasçılardan olmaz. Somut olayda, davacının murisin kardeşi olduğu, murisin ölümü anında en yakın yasal mirasçıların, birinci zümre mirasçıları olan eşi ve çocukları olduğu, mirasçı olan çocukların mirası reddettiği, ancak murisin sağ olan eşinin mirası reddetmediği anlaşılmakla ikinci zümredeki kardeşin mirasçı sıfatını kazanmadığı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Hal böyle olunca, davacının istinaf talebinin yukarıda belirtilen gerekçelerle 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Ankara 11....
den alacaklı olup mirası ret kararının iptali davası açması hak düşürücü süreye bağlı değil ise de, murisin bütün mirasçıları mirası reddetmediğinden mirası ret kararlarının iptalini isteyemeyeceği gözetilmeden, ret kararlarıyla birleştirilen davanın açıldığı tarih arasında altı aylık hak düşürücü sürenin geçmesi sebebiyle birleştirilen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK'nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” sebebiyle ile hükmün gerekçesi değiştirilerek onanmıştır. Davacılar vekili, karar düzeltme talebinde bulunmuştur....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 211825 sicil numaralı davalı işyerinin 01.10.1976 – 31.01.1997 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun kapsamında alındığı, bu işyerinden davacı adına 21.01.1982 tarihli işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak çalışmanın bildirilmediği, davalı işverenin 02.03.2000 tarihinde vefat ettiği, mirasçıları Halit ve ...’nin mirası reddettiği, mirasın reddine ilişkin... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 18.05.2000 tarih, 2000/201 E. – 2000/392 K. sayılı kararının 05.06.2000 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Uyuşmazlık, işverenin gerçek kişi olduğu hizmet tespiti davalarında, mirasçıların mirası reddetmeleri halinde mirası reddeden mirasçılar yönünden tespit hükmü kurulup kurulamayacağı ve davacının çalışmasının usulüne uygun şekilde ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır. Mirasın reddi,......