Mirasçıların mirası kabul anlamına gelecek davranışlarda bulunması durumunda ise davanın reddi söz konusu olacaktır. Somut olayda; davacı ...'ın ...'a velayeten Av. ...'e vekalet verdiği, davanın bu vekaletnameye dayanılarak açıldığı, dairemizin mahalline iade kararından sonra ...'a ait özel yetkili vekaletnamenin dosyaya sunulduğu görülmektedir. Davacının babası ... 13.09.1991 tarihinde boşanmış olduğundan eşi ...'a mirasçısı değildir. Davacı ... ile adına velayeten dava açan babası ...arasında menfaat çatışmasının bulunmadığından, davacı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin bozma kararının kaldırılmasına, yukarıda açıklanan nedenlerle eksik incelemeye dayalı kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
Taraflar arasındaki mirasçının alacaklısı tarafından açılan mirası reddin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekilinin davalıdan alacaklı olduğunu, davalının borçlarını ödemeye yeterli malvarlığının olmadığını, müvekkile güvence de göstermediğini, mirasbırakanının aktifi fazla olmasına karşın kötüniyetle davalının mirası reddettiğini ileri sürerek mirası reddin iptalini istemiştir. II....
ın vefatıyla geride mirasçı olarak kendilerinin kaldığını, murisin borçları bulunması nedeniyle mirası reddetmek istediklerini ileri sürerek mirasın reddinin tespitini istemişleridir. Katılma talebinde bulunan ... vekili 07.03.2016 havale tarihli dilekçesinde, 2016/288 sayılı icra dosyasından davacılara ödeme emri gönderildikten sonra murisin borcundan kurtulmak amacıyla bu davayı açtıklarını, davacıların murisin işlettiği kahveyi devrederek tereke işlemlerine karıştıklarını, murisin tüm bankalardaki birikimlerinin, vergi dairesindeki durumunun, işyeriyle ilgili beyannamelerin araştırılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Katılma talebi hakkında olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, katılma talep eden vekili temyiz etmişlerdir. Dava, mirasın reddinin tespiti istemine ilişkindir. TMK 605. maddesine göre; yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir....
Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez....
Yasal koşulların gerçekleşmesi halinde mirasçılar Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesine dayalı dava açabilecekleri gibi, Türk Medeni Kanununun 605/2 maddesine dayalı dava da açabilirler. Gerçek ret, mirasçıların sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanı ile yapılır. (TMK m. 609) Yasal mirasçıların murisin ölüm tarihinden itibaren üç ay içinde mirası reddetmeleri gerekir. Bu süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir. Böyle bir davada sulh hukuk mahkemesi hakiminin görevi reddin süresinde olup olmadığı ve ret edenin mirasçılık sıfatı bulunup bulunmadığını incelemek, süre koşulu ile mirasçılık sıfatının gerçekleşmesi halinde ise, Türk Medeni Kanununun 609. maddesi uyarınca ret beyanını tespit ve tescil etmekten ibarettir. Kural olarak, mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin beyan sulh hukuk mahkemesine ulaştıktan sonra bu beyandan tek taraflı olarak dönülemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, Türk Medeni Kanununun 617. maddesine göre açılan mirasın reddinin iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay ....Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek ....Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi gereğince mirasın reddinin iptaline ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Ancak 11.04.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 2797 Sayılı Yargıtay Kanunu'nun 6644 sayılı Kanun ile değiştirilen 60. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na gönderilmesine, 25.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu hükme göre mirasın reddinin iptali davasını ancak "MURİSİN ALACAKLILARI" açabilir ve mirasın reddinin iptaline karar verilebilmesi için terekenin açık veya zımnen kabul edildiğinin, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan işlerin yapıldığının, mirası reddeden mirasçıların terekeden bir kısım malı kendilerine mal edindiklerinin kanıtlanması gerekir. Ayrıca yine bu hükme göre mirasın iptalinin istenebilmesi için mirasçılardan tamamının mirası reddetmiş olmaları gerekir. Bir mirasçı dahi mirası kabul ederse mirasın reddinin iptali istenemez. Türk Medeni Kanununun 610/2. maddesinde zamanışımı ve hak düşürücü süre öngörülmediğinden bu tür davayı açmak için herhangi bir süre yoktur. Mirasın sarih veya zimni olarak kabulü, hükmi ret hakkından mahrumiyet sebebidir....
Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının da bir önemi bulunmamaktadır. Mirasçılar, Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilirler. Dava, alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu tür davalar, menfi tespit davası niteliğinde olup yetkili mahkeme davalı-alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Mirasın hükmen reddine karar verebilmek için, miras bırakanın terekesini oluşturan aktif ve pasifinin murisin ölüm tarihi itibariyle araştırılması ve terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının saptanması gereklidir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde, terekenin borca batık olduğu kabul edilir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hasımsız bir dava açarak murisi annesinden kendisine intikal eden mirası kayıtsız ve şartsız reddettiğini belirterek ret beyanının tescilini istemiş, mahkemece 22.10.2010 günlü ve 2010/1038-1803 sayılı kararla isteği kabul ederek ret beyanının aynen tesciline karar verilmiştir. Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Hukuk düzeni bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını korumaz. (TMK m 2.) Mirasçı alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse alacaklılar ret tarihinden itibaren altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler. (TMK m. 617) Davalı borçlu ...'in mirası reddetmesi nedeniyle davacı-alacaklı tarafından ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/633 sayılı dosyasında ret kararının iptali için bir dava açılmış ve mahkemece davanın görev yönünden reddine karar verilmiş ancak hüküm kesinleşmemiştir....