Şubesi'nde bulunan yapı denetim hesabına haciz konulduğunu, hesaptaki paranın 4708 Sayılı Yapı Denetim Kanunu ile Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği'nin uygulanmasından doğan kanuni hizmet bedelleri olduğunun belirlendiğini, belediyeye ait hesabın niteliği gereğince haczedilemeyeceğini ve 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesi gereğince de haciz konulamayacağını ve ayrıca yargılama sırasında, yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa'nın Geçici 8. maddesi gereğince, Belediye mallarına haciz konulamayacağı gibi yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanan hacizlere ve devam eden takiplere de uygulanacağını ileri sürerek söz konusu müvekkil belediye hesabı üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
Şubesi'nde bulunan yapı denetim hesabına haciz konulduğunu, hesaptaki paranın 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu ile Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği'nin uygulanmasından doğan kanuni hizmet bedelleri olduğunun belirlendiğini, belediyeye ait hesabın niteliği gereğince haczedilemeyeceğini ve 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesi gereğince de haciz konulamayacağını ve ayrıca yargılama sırasında yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa'nın Geçici 8. maddesi gereğince belediye mallarına haciz konulamayacağı gibi yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanan hacizlere ve devam eden takiplere uygulanacağını ileri sürerek söz konusu müvekkil belediye hesabı üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
Şubesi'nde bulunan yapı denetim hesabına haciz konulduğunu, hesaptaki paranın 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu ile Yapı Denetimi Uygulama Usul ve Esasları Yönetmeliği'nin uygulanmasından doğan kanuni hizmet bedelleri olduğunun belirlendiğini, belediyeye ait hesabın niteliği gereğince haczedilemeyeceğini ve 5393 sayılı Yasa'nın 15/son maddesi gereğince de haciz konulamayacağını ve ayrıca yargılama sırasında yürürlüğe giren 6552 sayılı Yasa'nın Geçici 8. maddesi gereğince belediye mallarına haciz konulamayacağı gibi yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanan hacizlere ve devam eden takiplere uygulanacağını ileri sürerek söz konusu müvekkil belediye hesabı üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre, davalı banka tarafından yapıldığı iddia edilen tebligat parçasının ibraz edilemediği, bu nedenle davalı banka tarafından yeterli adres araştırması yapılmaksızın ve usule aykırı olarak mevduatın Merkez Bankasına devrinin gerçekleştirildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ....850,00 TL’nin dava tarihinden itibaren geçerli mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. ...- Dava mevduat hesabındaki paranın tahsili istemine ilişkindir....
Tüm dosya kapsamına göre, dava taşınır rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olup taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla takibin ancak rehin sözleşmesine konu alacağın tahsili ve rehinli taşınır için söz konusu olabileceği, rehin sözleşmesinde borcun konusu, miktarı, borcun miktarı belirli değil ise rehnin ne miktar için verildiğinin yazılı olması gerektiği, rehin sözleşmesinde azami miktar ile tarihi belirtilmedikçe geçerli olmayacağı, nitekim 20/12/2016 tarihinde kabul edilen ve 01/01/2017 tarihinde yürürlüğe giren 6750 sayılı Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu'nun 4/(6)-b maddesinde de belirtilen hususların rehin sözleşmelerinde zorunlu unsur olarak sayıldığı, davaya konu rehin sözleşmelerinde hangi aracın rehnedildiğine ilişkin bir açıklama olmadığı gibi rehnin azami miktarı ve tarihinin, rehnin ne için güvence teşkil ettiğinin belirtilmediği ve dolayısıyla geçersiz olan rehin sözleşmesine dayalı olarak taşınır rehnin...
Şubesi'nde 29.05.2007 tarihinde ... numaralı 185.000,00 TL miktarında bireysel vadeli mevduat hesabı açtığı, bu hesabın 05/07/2007 tarihinde vadesinin dolması ve davacının talebi üzerine aynı tarihte bu kez davacı ile dava dışı kardeşi ... Can adına vadeli müşterek hesap açıldığı ve bu hesabın vadesinin 06/08/2007 tarihli olduğu, vadesinin dolması üzerine aynı tarihte vadesi 05/09/2007 tarihinde dolacak şekilde yine davacı ile dava dışı kardeşi ... adına temdit edildiği, temdit edilen bu hesabın vadesinin dolması üzerine vadenin dolduğu 05/09/2007 tarihinde bu kez davacı adına münferit olarak açılmış bulunan eski hesaba virman edildiği, davacının kardeşi olan borçlu ...'...
Maddesi gereği resen sicilden terkin edildiğinin tarafına bildirildiğini, açıklanan sebeplerle ekteki ruhsatnamede bilgileri yazılı traktörünün üzerindeki rehinin kaldırılmasını, yargılama giderlerinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, verilen kararın hatalı olduğu TTK geçici 7.maddesi gereğince 5 yıl içinde şirketin ihyasının talep edilebileceğini, bu yönde kendilerine süre verilmediğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edildiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, rehnin kaldırılması talebine ilişkin davadır....
ve Sanayi - Kayseri şubesindeki mevduat hesabındaki para (maaş, ikramiye, temettü vs.) üzerindeki bloke işlemlerinin kaldırılmasına, bloke edilen paranın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasında akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle davacının bankadaki mevduat hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Alacağın dayanağını teşkil eden sözleşmede bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkı tanındığı görülmektedir. Bu durumda davacının sözleşmedeki taahhütü kapsamında davalı banka nezdindeki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme ile bu husus taahhüt edilmiştir....
, harç gelirleri hesabı olmayıp havuz hesabı olduğunu açıklayarak 30/03/2016 ve 06/04/2016 tarihli müdürlük kararlarının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Öyleyse somut olayda, haciz kararının alındığı tarih itibarı ile takip borçlusunun üçüncü kişi bankaya olan kredi borcunun miktarı ile borçluya ait hesaptaki fonların değeri uzman bilirkişi eli ile tespit edilmesi, sonucuna göre de borçluya ait hesaptaki fonlar üzerinde üçüncü kişi bankanın bilirkişi incelemesi ile belirlenen kredi alacağı miktarı ile sınırlı olarak rehin ve hapis hakkının bulunduğunun kabul edilmesi gerekir. Belirtilen tüm bu hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye davalı olarak yazılı biçimde karar verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 3.kişiye geri verilmesine 18.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....