lu hesaptaki kimlik bilgileri bulunan kişinin müvekkili ile aynı kişi olduğunun tespiti ile banka hesap kayıtlarında gerekli güncelleştirmenin yapılması, müvekkiline ait hesaptaki haksız müdahalenin önlenmesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, hesapta bulunan 30.00,00 TL'nin mevduat faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....
Protokolün 4.maddesindeki rehnin kaldırılmasına ilişkin yazı 24.03.2011 tarihli olup, Beyoğlu 46.Noterliğince 25.03.2011 tarihinde onaylanmıştır. Anılan tarihler dikkate alındığında rehnin kaldırılması belgesi davadan önce alınmış ise de, bu belgenin davalıya ibraz edilip edilmediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu belge ile trafik kaydındaki rehin 17.06.2011 tarihinde bir başka anlatımla yargılama sırasında kaldırılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere takip konusu bono rehnin kaldırılmasının teminatıdır. Rehin de davadan sonra kaldırıldığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmeli, dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine ve avukatlık ücretine hükmedilmelidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 990.00....
İpotek işlemi alacağı teminat altına aldığından alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmazın maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Somut olaya gelince; rehin veren taşınmaz maliki davacı dava tarihinden önce 28.10.2004 tarihinde gönderdiği ihtarında davalı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin sona erdiğini, borçların ödendiğini ileri sürerek taşınmazları üzerindeki ipotek rehninin kaldırılmasını istemiştir. Bu tarihten sonra 03.12.2004 tarihinde dava dışı şirketin rehin kapsamındaki borçlarını davalıya ödediği görülmektedir. Dava, 14.06.2005 tarihinde açılmıştır. Rehin sözleşmesinin 7.3 maddesindeki rehnin kaldırılması işlemini düzenleyen hüküm gözetilerek ödemenin yapıldığı 03.12.2004 tarihine 6 aylık süre eklense bile davalı şirketin sözleşme uyarınca ipotek terkinini 03.06.2005 tarihinde yapması gerekmektedir....
İpotek işlemi alacağı teminat altına aldığından alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdüne rağmen terkin talebinde bulunmazsa taşınmazın maliki rehnin fekkini (kaldırılmasını) dava yoluyla isteyebilir. Somut olaya gelince; rehin veren taşınmaz maliki davacı dava tarihinden önce 28.10.2004 tarihinde gönderdiği ihtarında davalı ile dava dışı şirket arasındaki ilişkinin sona erdiğini, borçların ödendiğini ileri sürerek taşınmazları üzerindeki ipotek rehninin kaldırılmasını istemiştir. Bu tarihten sonra 03.12.2004 tarihinde dava dışı şirketin rehin kapsamındaki borçlarını davalıya ödediği görülmektedir. Dava, 14.06.2005 tarihinde açılmıştır. Rehin sözleşmesinin 7.3 maddesindeki rehnin kaldırılması işlemini düzenleyen hüküm gözetilerek ödemenin yapıldığı 03.12.2004 tarihine 6 aylık süre eklense bile davalı şirketin sözleşme uyarınca ipotek terkinini 03.06.2005 tarihinde yapması gerekmektedir....
belli olduğunu, dolayısıyla icra takip borcunun da ödenip icra takibinden feragat edildiğinden esasen rehnin kadırılması gerekirken ilave bedel talep edilmesinin yolsuz olduğunu, rehin bedelinin tediye edilmesi sebebiyle kaldırılması gerekli olduğunu, dava sırasında toplanacak delillerden davalı tarafa borcu bulunmadığının anlaşılacağını, yine TMK m. 944 rehin sözleşmesinin sona erme halini düzenlediğini, buna göre alacağın ödenmesi veya başka bir nedenle rehin hakkının sona ermesi halinde alacaklının, rehinli eşyayı hak sahibine geri vermekle mükellef olduğunu, diğer yandan dava sonunda davalı tarafa borcu bulunmadığını ve rehnin kaldırılması gerektiği hususu anlaşılacak ise de aracın yenisi ile değiştirilmesi düşünüldüğünden araç üzerindeki mevcut bakiye 10.000,00TL rehin bedelinin depo edilmek ve dava sonunda haklı olan tarafa ödenmek kaydıyla rehnin tam bir teminat mukabili kaldırılmasını ayrıca talep etmek gerektiğini, arz edilen nedenlerle; yapılacak yargılama sonunda haklı olan...
lehine araç üzerine rehin konulduğu, davacı ödemeleri yaparken rehnin davalı ...’a temlik edildiği, temliğin tebliğ tarihinden itibaren davacının borçlarını temlik alana ödediği, davacının araç alım-satımından dolayı bir borcu kalmadığı, rehnin bu borcun teminatı olarak verildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile icra takip dosyasına konu borçtan dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili ile davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyizine gelince; davacının dava dilekçesinde araç kaydındaki rehnin kaldırılması yönünde de talebi bulunduğu halde, mahkemece bu talep yönünden bir karar verilmemiş olması bozmayı gerektirmiştir....
Şubesinde mevduat hesabı mevcut olduğunu, müvekkili kooperatifin 1 yıl süre ile...,... ve ...'ın kooperatif unvanı veya kaşesi altında müşterek temsil ve ilzam etmek üzere yetkilendirildiklerini, bu kişilerin yetkilerinin 15.01.2014 tarihinde sona erdiğini, bu kişiler tarafından yetkileri dolmasına rağmen hesaptaki paraların peyderpey çekildiğini, davalı bankanın gerekli dikkat ve özeni göstermediğini davalılar aleyhine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalıların itirazlarının iptaline icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., A.Ş. vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, HMK'nun 150/1 maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 aylık yasal süresi içinde davanın yinelenmemiş olduğu gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İcra İflas Müdürlüğü'nün 2013/55 sayılı iflas dosyasından, rehnin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra dosyasına yazılan müzekkerede, şikayetçinin iflas ettiği, müflise ait aracın da masaya dahil olduğundan yakalama şerhinin kaldırılması talep edildiği, talep üzerine yakalama kararı kaldırıldığı, alacaklının bu konudaki yakalama talebinin ise icra müdürlüğünce borçlu iflas ettiği için mal üzerindeki tasarruf hakkının masaya geçtiğinden bahisle 15.12.2014 tarihinde reddedildiği, alacaklının icra mahkemesine başvurarak red kararının iptalini istediği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, kararın alacaklı vekilince temyiz edildiği görülmektedir. İİK'nun yukarıda belirtilen 185. maddesinde rehin sahibi alacaklının istediği takdirde iflastan sonra da masaya karşı rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapacağı açıkça belirtilmiştir....
KARAR Davacı, davalı bankadan kullandığı kredi kartı ve tüketici kredisi nedeniyle emekli maaşına bloke konulduğunu, böylelikle taksit ödeme tarihinden önce hesaptaki para üzerindeki tasarruf hakkının kısıtlandığını, ayrıca tüketici kredisi kullanılması sırasında talebi olmamasına rağmen hayat sigortası yaptırılarak 1.000,00 TL'nin haksız olarak tahsil edildiğini belirterek emekli maaşı üzerindeki blokenin kaldırılması ve tahsil edilen 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte tarafına iadesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen herhangi bir cevap vermemiştir. Mahkemece, HMK 344....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 25/12/2015 gün ve 2014/341 - 2015/1079 sayılı kararı bozan Daire'nin 19/04/2017 gün ve 2016/3616 - 2017/2273 sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacılar vekili, davacıların murisi İbrahim Köse'nin vefatı üzerine kendilerine vasi olarak atanan babaanneleri Hayriye Köse tarafından vesayet dosyası üzerinden davalı banka nezdinde mevduat hesabı açıldığını, 17/02/1978 tarihi itibariyle hesaba 64.000 TL yatırıldığını, hesaptaki paranın gayrimenkul alımı için ve hakim iznine bağlı olarak kullanılabileceği yönünde vesayet makamınca şerh verildiğini, davacıların söz konusu hesaptan yıllar sonra haberinin olduğunu, hesap hakkında bankanın ......