Gerek meslek hastalıkları hastanesi gerekse kurum sağlık kurulu raporunda davacının Lumber ve diğer intervertebral disk bozuklukları radikülopati ile meslek hastalığına yakalandığı belirtilmiş ve kurum sağlık kurulu tarafından %35,2 oranında sürekli iş göremezlik oranı belirlenmiştir. Kurum müfettişi tarafından düzenlenen inceleme raporunda meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı şirketin %100 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Meslek hastalığının meydana gelmesinde işverenin kusurunun olduğu ispat yükü bunu iddia eden davacı kurum üzerindedir. Davacı kurum bu iddiasını ispat için tanık, bilirkişi incelmemesi ve tahkikat belgelerine dayanmıştır. Davacı taraf tanık bildirmemiş, davalı tarafın bildirdiği tanıklar dinlenmiş, sigortalının işyerinde yaptığı işler tespit edilmiştir....
Öte yandan, meslek hastalığının değişik işyerinde çalışma sonucu oluşması durumunda, davalıların sorumluluğunun dayanışmalı sorumluluk esaslarına göre değil davalıların kusur oranlarına göre çözümleneceği Yargıtay'ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. (Yargıtay HGK 21.05.1997 gün 10-181-446, 21.HD 20.10.2009 gün 6853-13199) Hal böyle olunca meslek hastalığının farklı işyerlerindeki çalışmalar sonucu ortaya çıktığı durumlarda müterafik illiyetin bulunduğu ve müterafik illiyetin bulunduğu durumlarda müteselsil sorumluluktan söz edilemeyeceği göz ardı edilerek, Davacının müteselsil sorumluluğa dayalı dava açtığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Kabul ve uygulama açısından da davacıda tespit edilen meslek hastalığının kaçınılmaz nedenle meydana gelen bölümünün tamamından işverenin sorumlu tutulması suretiyle tazminatın belirlenmesi de hatalı olmuştur....
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, alınan kusura dair bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Raci Muslu'nun davalı TTK'ya ait işyerinde çalıştığı ve sonrasında meslek hastalığına yakalandığı, meslek hastalığı maluliyet oranının % 38,2 olduğu ancak meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi ve sigortalının meslek hastalığının tespitinden önce iş yerinden ayrılması nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu tarihteki maluliyet oranının % 6,50 olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, meslek hastalığının meydana gelmesinde davalı TTK nın % 47,12 kusurlu olduğu ve sigortalının 1943 doğumlu olması, maluliyet almış olduğu rapor tarihinin 2018 yılı olması nedeni ile meslek hastalığı sürekli iş göremezlik tarihinin tespit tarihi itibari ile 60 yaşını tamamlamış olduğu, maluliyet oranının % 60 ın altında olması ve 1970 yılından itibaren yaşlılık...
Ancak, meslek hastalığının klinik ve laboratuar bulgularıyla kesinleştiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin, işyeri incelemesi ile kanıtlandığı hallerde, yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Anılan maddeler uyarınca; işverenlerin meslek hastalığından sorumlu tutulabilmesi için, sigortalının bu işverenlerin hizmetinde çalışırken meslek hastalığına tutulduğunun ve meslekte kazanma güç kaybının bu hastalıktan kaynaklandığının tespiti, eski işinden fiilen ayrılma zamanı ile hastalığın meydana çıkması arasında, hastalık için Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’nde (Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği) belirlenen süreçten (yükümlülük süresinden) daha uzun bir zamanın geçmemiş olması şarttır....
Ihtisas ve Adli Tıp Genel Kurulu raporlarına göre çalışma gücü kaybının % 60 olmadığı gerekçesi ile davanın reddedildiği, davacının 11.04.2012 tarihli tahsis talebi ile geçici 87/B kapsamında aylık bağlanması talebinin kabulü ile 01.05.2012 tarihi itibariyle geçici 87/B maddesi kapsamında aylık bağlandığı ve davalı kurumun 06.12.2013 tarihli yazı cevabına göre de yüksek sağlık kurulunun 19.06.2013 tarihli raporuna istinaden malüliyet oranının % 60 olarak güncellendiği dosya kapsamı ile belirgindir. 5510 sayılı Kanunun 25. maddesi, "Sigortalının veya işverenin talebi üzerine Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurullarınca usulüne uygun düzenlenecek raporlar ve dayanağı tıbbi belgelerin incelenmesi sonucu, 4. maddenin 1. fıkrasının (a) ve (b) bendleri kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün veya iş kazası veya meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün en az % 60‘ını, (c) bendi kapsamındaki sigortalılar için çalışma gücünün en az % 60’ını veya vazifelerini...
MAHKEME KARARININ İÇERİĞİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; ".....Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, kurum kayıtları, kusura dair bilirkişi raporu, işçi tarafından iş kazası nedeniyle işverenden alınabilecek miktara ilişkin belgeler, hesap raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sigortalı Mustafa Türkoğlu'nun davalıya ait işyerinde çalıştığı, davacının meslek hastalığı nedeni ile meslekte kazanma gücü kaybı oranının %58 olduğu ancak sigortalının maluliyet tespit tarihinden önce işten ayrılması ve meslek hastalığının zaman içerisinde ilerleme göstermesi nedeni ile sigortalının işten ayrılmış olduğu tarihteki maluliyetinin % 54,59 olduğu, sigortalı da bu maluliyet oranında meslek hastalığının meydana gelmesinde davalının % 77,27 kusurlu olduğu, meslek hastalığı dolayısı ile sigortalıya davalı SGK tarafından gelir bağlandığı ve tedavi sürecinde masraf yapıldığı, 5510 sayılı Kanunun 21, maddesinde yer alan sınırlama dikkate alınarak sigortalının kusurlu kazanç kaybının...
Herhangi bir meslek hastalığının klinik ve laboratuvar bulgularıyla belirlendiği ve meslek hastalığına yol açan etkenin işyerindeki inceleme sonunda tespit edildiği hallerde, meslek hastalıkları listesindeki yükümlülük süresi aşılmış olsa bile, söz konusu hastalık Kurumun veya ilgilinin başvurusu üzerine Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunun onayı ile meslek hastalığı sayılabilir. Meslek hastalığının 4 üncü maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi ile 5 inci madde kapsamında bulunan sigortalılar bakımından, sigortalının meslek hastalığına tutulduğunu öğrenen veya bu durum kendisine bildirilen işveren tarafından, (b) bendi kapsamındaki sigortalı bakımından ise kendisi tarafından, bu durumun öğrenildiği günden başlayarak üç iş günü içinde, iş kazası ve meslek hastalığı bildirgesi ile Kuruma bildirilmesi zorunludur....
, davalı işverenlerin kusuru saptanırken; meslek hastalığının oluşmasında, farklı tarihlerde hizmetinde çalışılan davalı ya da dava dışı işverenlerin birlikte kusurları olmayıp, ayrı zamanlarda ve ayrı ortamlarda meslek hastalığının oluşmasına birbirleriyle irtibatlı olmaksızın, katkılarının bulunduğunun, alınacak kusur raporu ile anlaşılması halinde, her işverenin sadece, kendi kusuru oranındaki maddi zarar miktarından, sorumlu tutulması gerektiği, gözönünde bulundurulmalıdır....
Fıkrasının “Ancak; iş kazası veya meslek hastalıkları sonucu ölümlerde bu Kanun uyarınca hak sahiplerine yapılacak her türlü yardım ve ödemeler için, iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kasdı veya kusuru bulunup da aynı iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine Kurumca rücu edilemez.” hükmü gereği bu eksikliğin sonuca etkisinin bulunmamasına göre, davacı vekili ile davalıların vekillerinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan alınmasına, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Göğüs ve Meslek Hastalıkları Hastanesinin 16.08.2007 günlü Sağlık Kurulu raporuna yapılan itiraz üzerine, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu 17.06.2008 günlü kararında davacıda meslek hastalığı bulunmakla birlikte ... göremezlik oranının % 0 olduğunu bildirdiği, bu rapora da taraflarca itiraz edilmesi üzerine Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Kurulu'nun 19.12.2008 günlü kararla davacıda çapları 1,5 mm kadar olan düzenli ve ince düzensiz opasitelerin olduğu opasitelerin sıklığına göre P/S 2/2 düzeyinde pnömokonyoz meslek hastalığının bulunduğu, ... göremezlik oranının % 11,30 olduğunun belirlendiği, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için gönderilen Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'nca yapılan inceleme sonunda düzenlenen 10.09.2009 günlü kararda ise davacının grafilerinde pnömokonyozu düşündürecek opasite tespit edilemediğinden meslek hastalığının bulunmadığının bildirildiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır....