K A R A R Dava 03.09.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir....
K A R A R Dava 03.09.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir....
Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 08/06/2018 tarih ve 10464 karar numaralı mütalaasında; Hüseyin oğlu, 1980 doğumlu ...’ın dosya tetkiki ve muayenesi sonucunda solunumsal meslek hastalığı niteliğinde hastalığı bulunmadığından maluliyet tayinine mahal bulunmadığı tespitine yer verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Kanunu 15. Maddesi kapsamında bağlayıcı olan Adli Tıp İkinci Üst Kurulu'nun 02.05.2019 tarihli 749 K sayılı raporunda davacının solunumsal meslek hastalığı niteliğinde hastalığı bulunmadığına karar verildiği görülmüştür. 818 sayılı BK 47 md. (6098 sayılı Yasanın 56 md)'si gereğince davacı lehine maddi ve manevi tazminat miktarı tayini için davacıda oluşan hastalığın, yapmış olduğu mesleki faaliyetten kaynaklanması gerekmektedir. Zarar ile yapılan iş arasında uygun illiyet bağının bulunması tazminat hukukunun genel prensiplerindendir. Alınan raporlarda davacıda meslek hastalığı olmadığı belirtildiğinden tazminat isteminin yasal koşulları oluşmamıştır....
Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 08/06/2018 tarih ve ... karar numaralı mütalaasında; ... oğlu, 1980 doğumlu ...’ın dosya tetkiki ve muayenesi sonucunda solunumsal meslek hastalığı niteliğinde hastalığı bulunmadığından maluliyet tayinine mahal bulunmadığı tespitine yer verilmiştir. Adli Tıp Kurumu Kanunu 15. Maddesi kapsamında bağlayıcı olan Adli Tıp İkinci Üst Kurulu'nun 02.05.2019 tarihli 749 K sayılı raporunda davacının solunumsal meslek hastalığı niteliğinde hastalığı bulunmadığına karar verildiği görülmüştür. 818 sayılı BK 47 md. (6098 sayılı Yasanın 56 md)'si gereğince davacı lehine maddi ve manevi tazminat miktarı tayini için davacıda oluşan hastalığın, yapmış olduğu mesleki faaliyetten kaynaklanması gerekmektedir. Zarar ile yapılan iş arasında uygun illiyet bağının bulunması tazminat hukukunun genel prensiplerindendir. Alınan raporlarda davacıda meslek hastalığı olmadığı belirtildiğinden tazminat isteminin yasal koşulları oluşmamıştır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, iş bu temyize konu asıl dava dosyasıyla istenilen maddi ve manevi tazminat istemleri ile iş bu dava dosyası ile birleştirilen davalarda istenilen maddi tazminatların sigortalının ölümü ile iddia olunan meslek hastalığı arasında illiyet bağı kurulamaması nedeniyle reddine karar verilmesi yerinde olmuş ise de; asıl dava dosyası ile birleştirilen 2016/409 Esas – 2017/575 Karar, 2019/270 Esas – 20109/335 Karar ve 2019/271 Esas – 20109/336 Karar sayılı dava dosyalarında davacı tarafından tekraren talep olunan manevi tazminat istemlerinin asıl dava dosyasında talep olunan manevi tazminat isteği de dikkate alındığında manevi tazminatın bölünemezliği ilkesine açıkça aykırı olduğu gözetilerek bu sebepten reddi gerekmekte ise de; söz konusu davalardaki istemlerin de bir bütün olarak reddine karar verilmiş olduğu dikkate alındığından, verilen kararın sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 22.03.2005 tarihinden 12.10.2015 tarihine kadar davalı işyerinde tezgah teknisyeni olarak çalıştığını, davalı işyerinde sürekli ağır kaldırmaktan dolayı belinden rahatsızlandığını belirterek, davacının meslek hastalığından kaynaklanan %8 oranındaki çalışma gücü kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının rahatsızlığının meslek hastalığı olmadığını ve kusurunun bulunmadığını beyanla davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumu 2....
Bu kabullere göre, davacının 362.096,23 TL maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacının meslek hastalığı sonucunda duyduğu manevi ızdırap, tedavi aşamasında yaşadığı bedensel acılar, ruhsal sıkıntılar, tarafların kusur durumları, meslek hastalığının gelişimi, meslek hastalığının oluşumundan bu yana işleyecek faiz oranları da dikkate alınarak davacı için 30.000 TL manevi tazminat takdir edilmiş ve davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçeleriyle karar verildiği görülmüştür....
İhtisas Kurulu'nun 20.03.2019 tarihli kararında davacının maluliyetinin % 0 olduğu, meslek hastalığının başlangıç tarihinin 13.10.2015 olduğu belirtildiğinden, sürekli işgöremezliği bulunmayan davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin bu husustaki istinafı yerinde görülmemiştir. Taraflar manevi tazminata ilişkin kararı istinafa taşımaktadırlar. Davacı vekili manevi tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerken, davalı vekili sürekli iş göremezliği bulunmayan davalının manevi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiğini savunmaktadır. Manevi tazminat isteminin temelinde, davalının haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; zarar, kusur, fiil ile zarar arasında illiyet bağı ve fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir....
Bu durumda işçinin manevi tazminata hak kazanabilmesi için işverenin işçisini gözetme borcuna aykırı davranması nedeniyle hastalanması ve bu nedenle bir süre raporlu kalması yeterli olup ayrıca hastalığın meslek hastalığı olduğunun tespitine yönelik bir karar alınması gerekli değildir. Bu nedenle mahkemece manevi tazminata hak kazanılabilmesi için hastalığın meslek hastalığından kaynaklandığına dair karar alınması için kesin süre vermesi gerekli değildir. Mahkemece kesin süre verilmiş olsa dahi meslek hastalığı olduğunun tespiti davası açılmamasının manevi tazminat hakkının ortaya çıkmasını engellemeyeceği de açıktır....
Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulü ile 8.422,32 TL maddi tazminatın, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 2.500,00 TL manevi tazminatın 15.11.1996 meslek hastalığı tespit tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, manevi tazminata dair fazla talebin reddine, davacının fazlaya dair maddi tazminat hakkının saklı tutulmasına karar verilmiştir. Davacının, davalı işyerinde "metal eritme bölümünde" işçi olarak tozlu ve dumanlı ortamda çalışması nedeniyle "mesleki pnömokonyoz " hastalığına yakalandığı, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nun 6.5.2005 tarihli kararı ile "SSK ......