Bu itibarla destekten yoksun kalma tazminatının koşullarının oluşmadığına dair istinaf itirazında isabet bulunmamaktadır. 2-Alacak ve borçlu sıfatının birleştiğine dair istinaf itirazının değerlendirilmesi; Davacının, gerek maluliyet tazminatı bakımından gerekse destekten yoksun kalma tazminatı bakımından zarar gören üçüncü kişi konumunda olması nedeniyle alacaklı-borçlu sıfatlarının birleşmediği, zira eldeki davada alacaklının zarar gören 3. kişi konumundaki davacı, açılacak rücu davasında borçlunun ise mirasçılar/mirasın reddi durumunda terekesi olduğu gözetildiğinde alacaklı-borçlu sıfatının birleşmediği kabul edilmektedir....
nin davalı işyerinde çalışırken meslek hastalığına yakalandığını ve bunun sonucunda 28.12.2011 tarihinde vefat ettiğini, ölüm ile meslek hastalığı malüliyeti arasında illiyet bağı bulunduğunu, davacının murisinin meslek hastalığı sonucu ölümü sebebiyle maddi ve manevi zarara uğradığını, ölümü nedeniyle büyük üzüntü duyduğunu belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 1,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda müvekkilinin kusuru olmadığını, davacının murisinin ölümünün başka işyerlerindeki kötü çalışma koşullarından doğmuş olduğunu, müteveffanın başka yer çalışmalarının da bulunduğunu, ölümün meslek hastalığı sonucu meydana gelmediğini belirterek; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile birbiri ile uyumlu SSGM, YSK, Adli Tıp 1....
TBK 52. maddesinde öngörülen müterafik kusur, zarar görenin zararın doğmasına veya artmasına yaptığı katkı olup mağdur, zarar veren şahsın hal ve mevkini ağırlaştırdığı için hakim tazminatı indirmekte veya kaldırmaktadır. Nitekim, Federal Mahkeme de sigorta şirketinin, ölen desteğin kazanın oluşumundaki kusur oranında ödemesi gereken tazminat tutarında indirimi uygulamıştır. Bu noktada destekten yoksunluk tazminatının bağımsız hak niteliğinin, müterafik kusur uygulamasına etkisinin ne olduğu önem kazanmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının, destekten intikal eden bir hak olmaması, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bir davada müterafik kusur nedeniyle tazminatın indirilmesi veya kaldırlmasına engel değildir. Bu açıdan bağımsızlık bulunmamaktadır. Bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir durum yaratılamaz....
TBK 52. maddesinde öngörülen müterafik kusur, zarar görenin zararın doğmasına veya artmasına yaptığı katkı olup mağdur, zarar veren şahsın hal ve mevkini ağırlaştırdığı için hakim tazminatı indirmekte veya kaldırmaktadır. Nitekim, Federal Mahkeme de sigorta şirketinin, ölen desteğin kazanın oluşumundaki kusur oranında ödemesi gereken tazminat tutarında indirimi uygulamıştır. Bu noktada destekten yoksunluk tazminatının bağımsız hak niteliğinin, müterafik kusur uygulamasına etkisinin ne olduğu önem kazanmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatının, destekten intikal eden bir hak olmaması, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bir davada müterafik kusur nedeniyle tazminatın indirilmesi veya kaldırlmasına engel değildir. Bu açıdan bağımsızlık bulunmamaktadır. Bizzat ölenin tazminat talep etmiş olması halinde ortaya çıkacak hukuki sonuçtan daha farklı bir durum yaratılamaz....
hastalığı nedeniyle % 10,20 oranında sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın davalı işverenden rücuan alınmasına ilişkin davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 1. fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği, işverenin sorumluluğunun belirlenmesinde kaçınılmazlık ilkesinin dikkate alınacağı belirtilmiştir....
Öte yandan, 5510 sayılı Yasa’nın 18 nci maddesinde Kurumca yetkilendirilen hekim ve sağlık kurullarından istirahat raporu alınmış olması şartıyla meslek hastalığı nedeniyle iş göremezliğe uğrayan sigortalıya her gün için geçici iş göremezlik ödeneği verileceği, 19 ncu maddesinde meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurullarınca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik ödeneği verileceği bildirilmiştir. Somut olayda sigortalının meslek hastalığı ile ilgili olarak SGK Başkanlığı'na müracaatta bulunduğu, Kurum tarafından inceleme raporunun beklendiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır. Kurumca sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın meslek hastalığı niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur....
-Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir....
. - 2013/1371 K. sayılı ilamı ile; “...Davacı vekili, müvekkillerinin murisi olan Hasan Akkoç’un davalıya zorunlu mali mesuliyet sigortalı araçta yolcu olarak bulunduğu sırada gerçekleşen trafik kazası nedeniyle vefat ettiğini, davalı ... şirketinin aracın vefat eden murise ait olması nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ödemekten kaçındığını bildirerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkillerinden ... için 3.000,00 TL, ..., ... ve ... için ise 1.500,00’er TL olmak üzere toplam 7.500,00 TL destekten yoksunluk tazminatının 07.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ... şirketi vekili, davacıların murisinin şirketlerine trafik sigortalı aracın sahibi olduğunu bildirerek zorunlu mali mesuliyet sigortasının sigortalısının uğradığı zararları teminat altına almayacağını bildirerek davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece davacı, davalı işyerinde 27/11/2016 ve 17/10/2016 tarihleri arasında 3 yıl 10 ay 20 gün çalıştığı, kıdem tazminatı hesabına esas aylık brüt ücretin 2.755,50 TL olduğu, Ankara Batı 2 İş Mahkemesi' nin 2017/114 Esas sayılı dosyası içinde yer alan Yüksek Sağlık Kurulu raporu ve hükme esas alınmaya yeter, denetime elverişli bilirkişi raporuna göre davacının meslek hastalığı nedeniyle haklı nedenlerle iş akdini sonlandırmış olduğu anlaşılmakla bu aşamada mevcut delil durumuna göre Ankara Batı 2 İş Mahkemesi' nin 2017/114 Esas sayılı dosyasının beklenilmesine yer olmadığına ve davacının kıdem tazminatı talebinin kabulüne, fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti taleplerinin reddine dair verilen kararın davalı tarafından istinafı üzerine Dairemizin 16.11.2021 gün 2019/2034 E. -2021/3018 K.sayılı kararı ile “Davacı iş sözleşmesini sağlık nedeniyle haklı nedenle feshettiğini beyan etmiş, davalı ise davacının iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın sona erdirdiğini savunmuştur...
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, desteğin emekli olduğu belirtilmiş ve emeklilik maaşı esas alınmak suretiyle destekten yoksunluk zararı hesaplanmıştır. Bu hesaplama biçimi, kabul edilemez. Emeklilik maaşı dışında başka bir gelir getirici faaliyette bulunduğu ileri sürülmeyen ve kanıtlanmayan desteğin, asgari ücret düzeyinde gelir sağladığının kabulü ile destekten yoksunluk zararın hesaplanması ve hüküm altına alınması gerekir. Karar, açıklanan nedenle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ise (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....