ile karar verildi....
İhtisas Kurulu' nun 18.09.2019 günlü kararı ile; Fevzi oğlu 01.07.1990 doğumlu ...’un çocukluğundan beri şeker hastası olduğu, kronik böbrek hastalığının şeker hastalığı nedeni ile geliştiği bu nedenle gelişen kronik böbrek yetmezliğinin mesleki hastalık olarak kabul edilemeyeceği, meslek hastalığı olmadığından maluliyet tayinine mahal olmadığı oy birliği ile mütalaa olunmuştur. Kurumun Meslek Hastalıkları Hastanesi tanısı ile ATK 3. İhtisas Dairesinin mütalaası aynı yöndedir. Davacının hastalığının meslek hastalığı olmadığı tespit edildiğine göre davacının meslek hastalığı nedenli tazminat talep hakkı bulunmamaktadır. Davacı vekilinin ileri sürdüğü istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
ve aylıkların alt sınırlarına ilişkin hükümler getirmiştir. 5510 sayılı Yasa'nın 54’üncü maddesinin “c” bedinde yer alan “Malûllük, yaşlılık, ölüm sigortaları ve vazife malûllüğü ile iş kazası ve meslek hastalığı sigortasından hak kazanılan aylık ve gelirler birleşirse, sigortalıya veya hak sahibine bu aylık veya gelirlerden yüksek olanın tamamı, az olanın yarısı, eşitliği halinde ise iş kazası ve meslek hastalığından bağlanan gelirin tümü, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığının yarısı bağlanır.”...
İhtisas Kurulundan aldırılan raporda davalı işçide tespit edilen hastalığın pnömokonyoz meslek hastalığı olduğu tespit edilmiştir. ATK 3. İhtisas Kurulu ile Sosyal Sigorta YSK raporu ve kurum sağlık kurulu arasında dava konusu edilen meslek hastalığı tespiti yönünden herhangi bir çelişkinin bulunmadığı, bu duruma göre meslek hastalığının tespitinin 5510 sayılı Yasanın 14. Maddesindeki usule uygun olarak yapıldığı değerlendirilmiş, davalıdaki meslek hastalığının tespitinin usulüne uygun olarak yapılmadığı yönündeki itirazın yerinde olmadığı sonucuna varılmıştır. Yine İzmir 3....
Bu açıklamalar ışığında, mahkemece yapılacak iş davacının maluliyetinin 07/09/2001 tarihinde tespit edildiği dikkate alınarak, bu tarihten sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri dikkate alınmadan, maluliyet tespit tarihinde yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri çerçevesinde davacının iddia ettiği hastalığının meslek hastalığı olup olmadığı ile maluliyet oranının tespiti konusunda Adli Tıp Genel Kurulundan rapor almak, maluliyetin tespit edilmemesi halinde şimdiki gibi davanın reddine karar vermek; maluliyetin tespit edilmesi halinde ise davacının meslek hastalığına yakalandığı tarihe kadar farklı işyerlerinde çalıştığı anlaşılmakla, davacının çalışma süresi içerisinde görev yaptığı işyerleri arasında asıl – alt işveren ilişkisi yahut işyeri devri gibi müşterek müteselsil sorumluluğu gerektiren haller dışında, bağımsız işverenliğin bulunduğunun tespiti halinde, her iş yerinde geçen çalışma süresi ve koşullarının meslek hastalığı nedeniyle oluşan sürekli iş göremezlik oranına etkisi farklı...
Meslek hastalığının temel nedenlerinin; İşyerinin çalışma ortamında Detam Ltd....
İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; meslek hastalığının tespit tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. ve iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğinin öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa, mahkemece hakimlik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişiye gitmeden, tarafların meslek hastalığının ortaya çıkmasında kaçınılmazlık olgusunun varlığına ilişkin beyanları yeterli görülmek suretiyle bilirkişi yerine geçilerek sorunun çözümlediği açık-seçiktir. Yapılacak iş, işçi sağlığı iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden, İş Kanununun 77....
İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; meslek hastalığının tespit tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. ve iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğinin öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa, mahkemece hakimlik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişiye gitmeden, tarafların meslek hastalığının ortaya çıkmasında kaçınılmazlık olgusunun varlığına ilişkin beyanları yeterli görülmek suretiyle bilirkişi yerine geçilerek sorunun çözümlendiği açık-seçiktir....
Mahkemece, meslek hastalığının kaçınılmazlık nedenine bağlı olarak ortaya çıktığından bahisle davacının manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmişse de, eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; meslek hastalığının tespit tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. ve iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğinin öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tespit edileceği yönü tartışmasızdır....
İşverenin, tazminattan sorumlu tutulması giderek, tazminat miktarının belirlenmesinde; meslek hastalığının tespit tarihinde yürürlükte bulunan İş Kanunun 77. ve iş sağlığı ve güvenliği yönetmeliğinin öngördüğü önlemlerin işyerinde olup olmadığının saptanması ile mümkündür. Bu yön ise, başka bir anlatımla, işverenin kusurlu olup olmadığı, varsa kusur oranı, uzman bilirkişiler tarafından düzenlenecek kusur raporu ile, tespit edileceği yönü tartışmasızdır. Oysa, mahkemece hakimlik mesleğinin gerektirdiği, genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olmayan, özel ve teknik bilgiyi gerektiren konuda bilirkişiye gitmeden, tarafların meslek hastalığının ortaya çıkmasında kaçınılmazlık olgusunun varlığına ilişkin beyanları yeterli görülmek suretiyle bilirkişi yerine geçilerek sorunun çözümlediği açık-seçiktir. Yapılacak iş, işçi sağlığı iş güvenliği konularında uzman bilirkişilerden, İş Kanununun 77....