"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibine başlanıldığı ve borçluya örnek 6 nolu icra emri tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda meskeniyet şikayetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istediği, mahkemece, istemin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Takip, ipotek alacağına dayalı olarak başlatılmıştır. Borçlu, ipotek kurulurken bu evi mesken olarak kullanmaktan vazgeçmiş sayılır....
Anılan yasal düzenleme uyarınca, meskeniyet şikayeti, yalnızca takip borçlusuna tanınmış bir hak olup, takipte borçlu sıfatı taşımayan, tapuda lehine aile konutu şerhi verilen 3. kişinin haczin kaldırılmasını istemesi mümkün değildir..." (Yargıtay 12. HD.; 19/04/2018 tarih 2016/29600 E. 2018/3351 K. vb.) denilerek üçüncü kişi konumunda bulunan eşin meskeniyet iddiasının dinlenemeyeceği hüküm altına alınıyor ise de, Anayasa Mahkemesinin 12/12/2019 tarih ve 2016/10454 sayılı kararında "...başvurucunun meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti mahkeme tarafından dava ehliyeti yokluğu sebebiyle reddedilmiştir. Başvurucunun aile konutuna ilişkin Anayasa'daki güvencelerin gözetilmediği iddialarını öne sürme imkanı ortadan kaldırılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2006/9443 Esas sayılı takip dosyasında taşınmaza konulan haciz açısından; İcra ve İflas Kanununda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup, borçlunun konulan her hacze yönelik olarak şikayet hakkı vardır. Somut olayda, borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaza konulan ilk haczin 13.06.2008 tarihli olup şikayete konu haczin ise 25.12.2013 tarihli bulunduğu görülmektedir. Mahkemece öğrenme tarihi olarak kabul edilen tarih son hacze ilişkin olmayıp daha önce yapılan hacze ilişkin bulunduğundan ve şikayete konu hacizle ilgili bir tebligata da dosya içinde rastlanmadığından borçlunun 04.07.2014 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen 7 günlük yasal süre içerisindedir....
Meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılması istemi İİK.nun 16. maddesine dayalı şikayet olup, anılan madde uyarınca inceleyecek mercii icra mahkemesidir. Yine, İİK'nun 4. maddesi uyarınca icra ve iflas dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikayetleri inceleme görevi şikayete konu işlemi yapan icra dairesinin bağlı olduğu yer icra mahkemesine aittir. Haciz de bir icra memurluğu işlemi olduğuna göre haczin kaldırılmasına ilişkin şikayeti inceleme görevi, şikayete konu haczi koyan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine aittir. Anılan maddede düzenlenen yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin olup kesin yetki niteliğindedir. O halde, mahkemece, şikayetçinin meskeniyet nedeniyle haczin kaldırılmasına ilişkin şikayetinin tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esasının incelenerek yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....
gerekçesiyle meskeniyet şikayeti yönünden davanın reddine karar verildiği görülmektedir....
Ancak somut olayın özelliği değerlendirildiğinde; davaya konu taşınmaza daha önce konulan 10/08/2018 tarihli hacze karşı yapılan meskeniyet şikayeti kapsamında gerekli tüm araştırma ve inceleme yapılarak davaya konu taşınmazın davacının haline münasip olduğu kanaatine varılmış ve haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Bu karar istinaf incelemesinden de geçerek kesinleşmiştir. O halde davacının haline münasip evi olduğu bu takip kapsamında alınmış kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile sabit olan bu eve, kısa bir süre konulan hacze karşı yapılan şikayette de bu durumun varlığını sürdürdüğünü kabul etmek gerekir. Zira kesinleşen karardan itibaren yeni haciz tarihine kadar bu evin davacının haline münasip evi olmaktan çıkması sonucunu doğuracak bir durum gerçekleşmemiş olup böyle bir olgu davalı tarafından dahi iddia ve ispat edilmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından, davacı tarafından usulsüz tebligat şikayeti ve meskeniyet şikayeti kapsamındaki yapılan incelemede davacı asile 21/01/2022 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, tebligatın usule uygun halde yapıldığı bu sebeple meskeniyet şikayetinin son gününün 28/01/2022 olduğu davanın 29/01/2022'de açıldığı gerekçesi ile usulsüz tebligat şikayetinin reddine, meskeniyet şikayetinin süreden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şikâyetin süreye tâbi olmadığını, mahkemenin süre yönünden davanın reddine karar vermesinin yerinde olmadığını, ayrıca tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....
İcra Müdürlüğünün 2018/2609 Esas sayılı dosyasına meskeniyet iddiasında bulunulduğunu, bunun borca itiraz olarak kabul edilmesi gerektiğini, haczedilmezlik itirazının borca itiraz olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu taleplerinin mahkemece tarafından kabul edilmezse hakklarının zayi olmaması için yerel mahkeme tarafından meskeniyet konusunun araştırılması gerektiğini, süresinde başvurdukları haczedilmezlik şikayetinin kabul edilmesi gerektiğini belirterek, mahkeme kararının lehlerine bozulmasını ve yasal süresi içinde başvurdukları meskeniyet iddialarının kabul edilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve İİK'nun 82/12 maddesinde düzenlenen meskeniyet nedeniyle haczedilmezlik şikayetine ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen takip dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda, meskeniyet şikayetinin kabulü ile İzmir İli, Dikili İlçesi, Salimbey Mah. 207 ada, 14 parseldeki taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın süre yönünden reddine karar verildiği, karara karşı davacı borçlu vekilinin istinaf yoluna başvurduğu, takip dosyasında ilk defa davacının taşınmazına 15.10.2012 tarihinde haciz konulduğu, taşınmazın kaydına 08.12.2014 tarihinde yeniden haciz konulduğu, yeniden kıymet takdiri yapıldığı, ikinci kıymet takdiri raporunun davacıya 13.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin yasal 7 günlük sürede 20.04.2017 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 08.12.2014 tarihli hacze yönelik şikayeti,...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; Çorlu 2....