Davacının murisi tarafından söz konusu şikayet hakkının kullanılmaması onun külli halefi olan davacıyı da bağlar, davacıya mirasçı olması nedeniyle yeniden 103 davetiyesi tebliğ edilmesi yeni bir şikayet hakkı doğurmaz.." gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Dairemizin 23/09/2021 gün ve 2020/2478 Esas 2021/1619 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmaza murisin sağlığında haciz konulması istenilmiş ise de haczin fiilen uygulanmadığı, dosyada borçlu murisin taşınmaz haczinden haberdar olduğuna dair bir kayıt bulunmadığı, kaydi haczin de murisin vefatından sonra konulduğu, bu nedenle mirasçı borçlunun meskeniyet şikayetinin esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek karar verilmesi için mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği ve dava dosyasının ilk derece mahkemesinin 2021/1182 Esas sırasına...
Diğer yandan, İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkı bulunmaktadır. Somut olayda ise, taşınmaz kaydı üzerine son olarak 12/01/2021 tarihinde haciz şerhi işlendiği, bu hacze ilişkin olarak icra dosyasından 03/02/2021 tarihinde borçluya 103 davetiyesi gönderildiği , borçlunun 08/02/2021 tarihinde süresinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu anlaşılmıştır. O halde, her ne kadar taşınmaz üzerine daha önce konulmuş haciz bulunmakta ise de, yukarıda da açıklandığı üzere her haciz yeni bir şikayet hakkı doğuracağından, borçlunun 14/01/2021 tarihli hacze yönelik şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal sürededir....
İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Somut olayda; İncelenen takip dosyasında icra takibinde takip borçlusu davacıya ödeme emri tebliğ parçasının incelenmesinde 10/12/2018 tarihinde tebligat yapıldığı ve takibin kesinleştiği ayrıca takip kesinleştikten sonra icra müdürlüğünce usulüne uygun olarak davacı takip borçlusuna 15/04/2020 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği anlaşılmakla en geç 103 davetiyesinin tebliğ edildiği tarih olan 15/04/2020 tarihinde hacizden haberdar bulunduğunun kabulü gerektiği dava tarihinin ise 7 günlük süreden çok sonra 22/06/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmakla meskeniyet şikayetinin süre aşımından reddine " dair karar verildiği görülmüştür....
ye yöneltilmesi gerektiğini, şikayet eden Atilla Uslu üzerine kayıtlı başka bir taşınmaz daha olduğunu, ekonomik durumunun kötü olmadığını belirterek şikâyetin reddi gerektiğini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,dayanılan hukuksal neden ve kanıtların ve takip dosyasındaki bilgi ve belgeler ışığında incelenip değerlendirilmesi sonucunda; İstanbul 13....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, gerekçeli karar tebliğinin usulüne uygun tebliğ edilmemiş olması nedeniyle, istinaf başvurularının süresinde olduğu, asıl karar yönünden de 103 davetiyesinin dosya borlusu Yasin Öztürk adına çıkartılmış olmasına rağmen 103 davetiye tebliğ tarihine göre şikayetin süreden reddine karar verilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf konusu, aile konutu şerhi lehtarı eşin açtığı şikayet davasına ilişkindir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Somut olayda, meskeniyet iddiasına dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunulması üzerine, iddianın araştırılması için mahkememizce keşif ve bilirkişi ara kararı ile bilirkişi giderini yatırması için şikayet edene iki haftalık kesin süre verildiği, ancak şikayet edenin bu süre içerisinde bilirkişi giderini yatırmadığı ve böylece HMY’nin 94/3 ve 324/2. Maddeleri gereğince bilirkişi kanıtına dayanmaktan vazgeçtiği sabit bulunmuştur. Meskeniyet şikayetinin çözüme kavuşturulabilmesi için borçlunun sosyal ve ekonomik durumuna göre kendi gereksinimine uygun evin değeri ile şikayet konusu evin değerinin tespiti edilmesi zorunlu olup, dosyadaki diğer kanıtlara göre bu tespit yapılamadığından şikayet edenin iddiasını ispat edemediği sabit bulunmuştur. Bu nedenle şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....
Tebligat mazbatasına, dağıtıcı tarafından, muhatabın çarşıda olduğuna dair beyanda bulunan kişinin adı-soyadı ile imzadan imtina edip etmediği yazılmadığından tebliğ işlemi usulsüzdür. Tebligatın mahalle muhtarına teslimi ve haber kağıdının muhatabın kapısına yapıştırılması işleminden sonra haber verilen komşu isminin belirtilmiş olması ise söz konusu usulsüzlüğü gidermemektedir. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılacak olmasına ve muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilecek olmasına göre ve davacıya yapılan kıymet takdir raporu tebligatı da usulsüz olduğundan davacının usulsüz tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarih olan 07/02/2020 tarihine göre şikayet süresindedir. İİK'nın 82/12. maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi hacdezilemez....
Somut olayda, şikayete konu taşınmaza ilişkin 103 örnek haciz davetiyesinin 10/02/2020 tarihinde tebliğ edildiği, 7 günlük şikayet süresi geçtikten sonra 18/02/2020 tarihinde davanın açıldığı, borçlu davacının tebligatın usulsüz tebliğ edildiğine dair iddiası da bulunmadığı gibi 10/02/2020 tarihli tebligat ile takipten haberdar olduğunu da dava dilekçesinde beyan etmiştir. Davacı vekilince her ne kadar istinaf dilekçesinde İİK 103. Maddesinde düzenlenen haciz tutanağının incelenmesi için borçluya tanınan 3 günlük sürenin sonunda 7 günlük şikayet süresinin başlayacağı iddia edilmiş ise de Yargıtay 12. HD'nin 2015/6506 E. - 2015/16605 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere borçlunun haczedilmezlik şikayeti yönünden; borçluya bu hacizle ilgili olarak bir 103 haciz davetiyesi gönderilmiş ise; şikayet süresi bu tarihten itibaren başlayacağından davacının bu yöndeki istinaf talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Uyuşmazlık, İİK'nun 82/12. maddesinde yer alan meskeniyet şikayeti olup, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbidir ve bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayete konu takip dosyalarından konulan hacizlere ilişkin davacı borçluya gönderilen 103 davetiyesi tebliğinin bulunmadığı, Kayseri Banka Alacakları İcra Dairesinin 2020/7934 Esas sayılı takip dosyasından gönderilen 103 davetiyesinin ise 08/06/2021 tarihinde tebliğ edilmekle 10/06/2021 tarihinde yapılan şikayetin süresinde olduğu görülmüştür....
İİK'nın 16. maddesine göre; "Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır." İİK'nun 82. maddesinde yer alan haczedilmezlik şikayeti, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca 7 günlük süreye tâbi olup, bu süre öğrenme tarihinden başlar. Şikayet konusu haciz işlemi, şikayette bulunana tebliğ edilmiş ise süre tebliğ tarihinden, eğer haciz işlemi tebliğ edilmemişse haciz işleminin öğrenilmesinden itibaren başlar. Bu tarihin aksi ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Meskeniyet şikayetinin 7 günlük yasal süresinde yapılıp yapılmadığı kamu düzenine ilişkin olup, bu hususun re’sen gözetilmesi gerekir. (Yargıtay 12....