DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Şikayet, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerindeki haczin İİK. 'nun 82/1- 12. Bendi uyarınca kaldırılması (meskeniyet iddiası) istemine ilişkindir. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık meskeniyet iddiasına dayalı haczedilemezlik şikayeti ile takibe konu taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371. maddesi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 16, 17, 18 ve 82/1-12. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Kabule göre de, davacı tarafından, meskeniyet iddiasında bulunularak haczin kaldırılması istenmiş ise de, mahkemece, İİK'nın 82/3 maddesi uyarınca hüküm tesis edildiği anlaşıldığından, kararın, şikayetin kısmen kabulü niteliğinde olduğu açıktır. Meskeniyet şikayeti kısmen kabul edilip, kısmen reddedildiğine göre, mahkemece, yargılama giderlerinin tarafların haklılık durumuna göre belirlenmemesi ve kısmen kabul kısmen reddine şeklinde karar verilmemesi yerinde görülmemiştir. Yine, mahkemece şikayete konu karar ile hakları etkilenecek davalı bankaya dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeksizin karar verildiği anlaşılmıştır. Bu halde, mahkemece dava dilekçesinin davalıya tebliği ile taraf teşkili sağlanıp, gerekirse delilleri de toplandıktan sonra, dava konusu hakkında karar verilmesi gerekirken, usulüne uygun biçimde taraf teşkili sağlanmadan verilen karar, usul ve yasaya uygun değildir....
İİK'nun 82. ve devamı maddelerinde düzenlenen meskeniyet şikayetinin, haczin tebliği veya öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Somut olayda ; borçlu dava dilekçesinde kıymet takdirinin yapıldığı gün (24.07.2018 tarihinde) haczi öğrendiğini kabul ettiği anlaşılmakla; davacının yasal süre aşıldıktan sonra 16.08.2018 tarihinde yapmış olduğu " gerekçesiyle "Şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine" şeklinde karar verilmiştir....
Tapuya işlenmesi, haczin kurucu unsuru olmayıp bildirici nitelik taşır. Ne var ki 3. kişilere karşı ileri sürülebilmesi için haczin tapu siciline işlenmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında, İİK’nun 106- 110.maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce haciz kararının verilme tarihi esas alınmalıdır. Somut olayda, şikayete konu haczin 15/11/2021 tarihli olduğu, haczin konulduğu tarih itibariyle İİK'nun 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 22/11/2021 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu, mahkemece kararın 01/03/2022 tarihinde tesis edildiği, alacaklı vekilince davaya konu taşınmaz üzerindeki hacze ilişkin satış talebinde bulunulmadığı ve satış avansının yatırılmadığı görülmüştür....
Bir başka anlatımla hakkında meskeniyet iddiasında bulunulan taşınmazın haczine ilişkin olarak 22 örnek davet kağıdının düzenlenmediği, borçlunun, meskeniyet şikayetinde bulunduğu ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, 5703 ada, 1 parselde kayıtlı 22 No’lu bağımsız bölüm ile ilgili haczi, kıymet takdiri için icra müdürlüğü tarafından 20.04.2015 tarihinde adrese gelindiği anda öğrendiği ve yukarıda açıklanan yasa maddesinde belirtilen 7 günlük süre içinde (27.04.2015 tarihinde) icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, meskeniyet şikayetinin süresinde olduğu kabul edilerek işin esasının incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin süre aşımından reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ....tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlunun, takip dosyasında haczedilen ...ili,.... ilçesi, 6092 ada, 1 parselde kayıtlı 20 numaralı bağımsız bölümün, İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12.bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, ipoteğin zorunlu ipotek kapsamında olmadığı ve ipotek borcunun halen devam ettiği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir....
Somut olayda, şikayete konu hacizlere ilişkin olarak icra dosyasından borçlu ...’ya 23.06.2017 tarihinde 103 davet kağıdının tebliğ edildiği, borçlunun 29.08.2017 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu, şikayetinde 103 davet kağıdı tebligatının usulsüz olduğunun ileri sürülmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, borçlu ...'nın meskeniyet şikayeti, İİK.nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal 7 günlük süreden sonradır. O halde, mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi ve bölge adliye mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddi isabetsiz olup bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile, ... Bölge Adliye Mahkemesi 19....
Mah.... ada ... parselde kayıtlı 1 nolu taşınmazının İİK'nun 82. maddesinin 1. fıkrasının 12. bendi kapsamında haline münasip evi olduğunu ileri sürerek haczin kaldırılması için şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, taşınmazın borçlunun haline münasip evi olduğundan bahisle şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Borçlunun, daha önce ipotek tesis ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin, mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Zira, zorunlu olarak kurulan ipoteğin meskeniyet şikayetine engel teşkil etmeyeceği ilkesi, bu ipoteğin sosyal amaçlı olarak verilen kredinin teminatını oluşturmasından kaynaklanmaktadır. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller....
Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı ve davacı/3. kişi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı üçüncü kişi icra mahkemesine başvurusunda; meskeniyet şikayetinde bulunarak, haczin kaldırılması talebinde bulunmuştur....