Anılan düzenlemeler gereğince, kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği; kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi bir yolsuz tescil olduğundan, böyle durumlarda, iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yeri de bulunmadığı (HGK'nın 11.06.2003 tarihli ve 2003/13- 414 E. ve 2003/410 K. sayılı Kararı), hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki iktisapların da geçersiz olduğu, taşınmazı kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci ya da üçüncü el olması sonuca etkili olmadığından bu kişilerin TMK'nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği anlaşılmakla, davalı yanın yerinde olmayan istinaf başvurusunun HMK.'...
Hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı kendi adına tescil ettiren kişiden vaki iktisaplarda geçersizdir. Bu özelliği gereği, taşınmazı kayda dayanarak iktisap eden kişinin ikinci ya da üçüncü el olması sonucu etkili olmadığından iyi niyet savı dinlenmez, 712 maddenin uygulanmasından da söz edilemez. (Gayrimenkul Davaları Halil Kılıç- Ankara 2006 S:2271) Bu arada, üzerinde durulması gereken konulardan biri de; çekişme yaratılan tapu kaydına bağlanan ve böylece kişi adına mülkiyet hakkı oluşturulan mera kapsamındaki yere ait tapunun niteliğinin belirlenmesidir. Meralar kamunun yararlanacağı yerlerden olup buralarda yukarıda belirtilen nitelikte tapu kaydı oluşturulmuş ise tapunun iptalinde, Anayasanın 43. Tapu Kanununun 33. Kadastro Kanununun 16. maddesi göz önüne alınarak kamu yararının bulunduğunun kabulü gerekir....
Yargılama sırasında ..., dava konusu taşınmazın davalı Hazinenin ve Köy Tüzel Kişiliğinin zilyetliğinde olduğunu, davanın reddi gerektiğini; ..., davacıların merayı işgal ettiklerini; ... ise dava konusu yerin köy orta malı olduğunu ve köylünün hayvan otlattığını ileri sürerek davaya katılmışlardır. II. CEVAP Davalılar Hazine, ... ve ... yargılama sırasında davanın reddine karar verilmesini istemişler; aşamada Hazine vekili, taşınmazın Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir. III....
SAVUNMA: Davalı T7 Mahkemedeki beyanı ve cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu Amasya İli Merzifon ilçesi ortabük köyündeki 480 parsel nolu taşınmaz Ortabük Köyü adına tescil edildiğini, 2014 yılından bu güne kadarda T7ne ait olduğunu, bu merayı hem Sarayözü köyü hem de kendi köyleri olan Ortabük köyü orlaklaşa kullanarak, hayvanlarını otlattıklarını, ayrıca bu mera da İl Tarım Mera Komisyonu taratından yerleştirilmiş göçerlerin kaldığını, bu göçerlerin de her yıl Mayıs ayında gelerek Eylül ayına kadar bu arazide çadırlar kurarak hayvanlarını otlattıklarını, bu arazinin daha önce Sarayözü sınırları içerisinde kaldığını, daha sonra 2014 yılında kendi köy sınırları içerisine alındığını, bu şekilde tapu işleminin gerçekleştiğini, 21.05.2014 tarihli tapu tescil işlemi ile 480 nolu parselin kendi köyleri adına tescilinin yapıldığını, Sarayözü köyündeki hayvan sahipleri de bu merayı sorgusuz sualsiz kullandığını, bu konuda hiç bir sıkıntının olmadığını, davacı köy ile kullanım konusunda itilaflarının...
Suçun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketler; merayı kısmen veya tamamen zapt etme veya üzerinde tasarrufta bulunma ya da sürüp ekmektir. Zapt etme; taşınmazdan başkalarının kısmen veya tamamen yararlanmasını engellemek, taşınmazı fiilen el altında tutmaktır. Tasarruf etmek ise, taşınmazın devamlı bir biçimde kullanılması olup kısa süreli tasarruflar, kanunun aradığı anlamda tasarruf değildir. Öte yandan sürüp ekmek de, taşınmaz üzerinde tasarruf etme şekillerinden biridir. Suçla korunan hukuki yarar meranın mülkiyet ve ortak kullanım hakkının korunmasıdır. Bu suçla meraya vâki tecavüz eylemlerinin herhangi bir şikayet ve başvuru şartına bağlı olmaksızın etkin bir biçimde yaptırım altına alınması ve bu suretle meranın korunması amaçlanmıştır. Suçun mağduru meradan yararlanma hakkı olan herkestir. Meranın kullanma hakkı sahibi Belediye ve meranın sahibi Hazine de suçtan zarar görendir....
NO : 2020/1120 KARAR NO : 2021/612 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MURADİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/02/2020 NUMARASI : 2017/148 ESAS - 2020/18 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi (Tapulu Taşınmazda) KARAR : Muradiye Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/270 Esas-2020/18 Karar sayılı dava dosyasında verilen elatmanın önlenmesi talebinin reddine dair karara karşı, davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın yapılan incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıların Muradiye İlçesi Beşparmak Köyü Göl mevkinde bulunan 112 ada 167 parsel sayılı taşınmazın müşterek malikleri olduğunu, davacıların bu taşınmazı Şerefettin Yalvaç ve ortaklarından 2008 yılında satın aldıklarını, dava konusu taşınmaz ile ilgili davalılardan T5 kendisinin temsil ettiği Beşparmak köyünde bulunan köye ait merayı...
güvenerek taşınmazı satın aldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olup benzer düzenlemelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (madde 715, 999) da yer aldığı, anılan düzenlemeler gereğince kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi yolsuz tescil olup böyle durumlarda iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı...
güvenerek taşınmazı satın aldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olup benzer düzenlemelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (madde 715, 999) da yer aldığı, anılan düzenlemeler gereğince kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi yolsuz tescil olup böyle durumlarda iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı...
güvenerek taşınmazı satın aldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olup benzer düzenlemelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (madde 715, 999) da yer aldığı, anılan düzenlemeler gereğince kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi yolsuz tescil olup böyle durumlarda iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı...
taşınmazı satın aldığı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 1023 üncü maddesi gereğince iyi niyetli olduğu ileri sürülmüş ise de 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 16 ncı maddesinde “kamu malları” başlığı altında, kamunun ortak kullanımına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerler hakkında ayrıntılı düzenlemelere yer verilmiş olup benzer düzenlemelerin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda (madde 715, 999) da yer aldığı, anılan düzenlemeler gereğince kamu malları üzerinde özel mülkiyet kurulamayacağı, bu taşınmazlar kamu hizmeti yönünden tahsis edildikleri yetkili idarece kamu malı olmaktan çıkarılmadıkları sürece temlik edilemeyeceği, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla da edinilemeyeceği, kamu malı niteliği kazanmış bir taşınmaz özel mülkiyete konu olamayacağından, her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi yolsuz tescil olup böyle durumlarda iyiniyet veya tapu siciline güven ilkelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, hukuki dayanaktan yoksun ve geçersiz olan bir işlemle merayı...