"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.02.2011 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera parseline elatmanın önlenmesi ve kal istemleriyle açılmıştır. Davacı Hazine, mera niteliğindeki 372 parsel sayılı taşınmazın 525m2'lik kısmına davalının zeytin ağacı dikmek suretiyle haksız elattığını belirterek davalının elatmasının önlenmesini ve zeytin ağaçlarının kalini istemiştir. Davalı,davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,dava kısmen kabul edilerek davalının mera niteliğindeki 372 parsel sayılı taşınmaza müdahalesinin önlenmesine,kal talebinin ise reddine karar verilmiştir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2022/612 ESAS (DERDEST DOSYANIN İSTINAFI) DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Mera Tespit Komisyonu Kararının İptali) KARAR : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı ilk derece mahkemesinin kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: A-TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Karameşe Köyü Kadim bir köy olduğunu hayvan sayısı ve diğer ihtiyaçları nedeniyle meraya ihtiyaç duyulduğunu, müvekkilinin köy sınırlarında olan 109 ada 40 parsel de kadimden beri müvekkil köy tarafından kullanıldığını ve ihtiyaç duyulduğunu, bu meranın Kırköy Belediyesine ait olduğundan bahisle davalıya tahsis edilmesine ilişkin Muş İl Mera Komisyonunun Tahsise ilişkin kararının iptaline ve meranın hali hazırda davacı köy sakinleri kullanımında olması nedeniyle dava sonuna kadar davalının kullanımının durdurulması konusunda ihtiyati...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.05.2006 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın konusuz kalmasından karar vermeye yer olmadığına dair verilen 19.04.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mer'a olduğu iddia edilen yere elatmanın önlenmesi istemiyle açılmış, Mahkemece elatma eyleminden sonradan vazgeçilmiş olduğu, bu nedenle dava konusuz kaldığından reddiyle, davanın açılmasına sebebiyet verildiğinden sözedilerek, vekille temsil edilen davacı yararına ücreti vekalet takdiri ve yargılama giderinin de davalılara yükletilmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bakanlığına husumet yönelterek dava konusu taşınmazın mera niteliğindeki yerlerden olduğu iddiasıyla köy merasına elatmanın önlenmesi talep ve dava etmiştir. Ne var ki, mahkemece mahallinde icra edilen keşif sırasında, uzman orman bilirkişisi tarafından eski tarihli memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı, orman sayılan yerlerden olduğu saptanmıştır. Orman vasfındaki taşınmazlar yönünden dava açma hakkı Hazine ile Orman Yönetimine ait bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmaz bölümlerinin mera olmadığı saptandığına ve davacının, orman iddiasıyla dava açma yetkisi de bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına aykırı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.“ gereğine değinilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Eski Hale Getirme Bedeli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalı vekili arafından eski hale getirme yönünden temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, mera niteliğinde olan dava konusu 580 parsel sayılı taşınmazın 4130,93 m2'sine davalının haksız olarak müdahalede bulunduğunu belirterek, davalının haksız müdahalesinin men'ine, mera niteliği bozulan taşınmazın eski hale getirilmesi için 2.024,00TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.08.2006 gününde verilen dilekçe ile meraya müdahalenin meni, eski hale getirme, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; HUMK md.1 ve özellikle md.3 uyarınca davacının davasının görev yönünden reddine dair verilen 07.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve eski hale getirme istemleriyle açılmıştır. Davalı, taşınmazın murisinden kaldığını, mera olmadığını savunmuştur. Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. Kural olarak görev, bir yerdeki aynı kaza türünden olan genel hüküm mahkemelerinden birinin, bir davayı görmeye izinde olması demektir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
Aynı Kanun'un 19. maddesinin 3. fıkrasında, "Muhtarlar ve belediye başkanları, mera, yaylak ve kışlaklara tecavüz olduğu takdirde durumu derhal Bakanlık il veya ilçe müdürlüğüne, il ve ilçe müdürlükleri de valilik veya kaymakamlığa bildirmekle yükümlüdürler. Bu makamlarca 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun veya 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 75 inci maddesi uyarınca gerekli işlemler yapılır." düzenlemesi; 27. maddesinin 2. fıkrasında ise, "Yasaklanmış yerlerde hayvanlarını otlatmaya devam edenlerle mera, yaylak ve kışlak arazisini sürmek sureti ile tahrip edenler ve izinsiz inşaat yapanlar hakkında, valilik tarafından 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyedliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun ile Türk Ceza Kanununun 513 üncü ve devamı maddelerine göre gerekli kanuni işlem yapılır." düzenlemesi bulunmaktadır....