"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : Antalya Kadastro Mahkemesi TARİHİ : 09/06/2015 NUMARASI : 2013/216-2015/325 DAVACI : Korkuteli Belediye Başkanlığı (Yazır Köyü Tüzel Kişiliği Sona Ermekle Bağlandığı) DAVALI : Konyaaltı Belediye Başkanlığı (Doyran Belediye Başkanlığı Tüzel Kişiliği Sona Ermekle Bağlandığı) Taraflar arasındaki meraya el atmanın önlenmesi ve sınır tespiti davasında Korkuteli Asliye Hukuk ve Antalya Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, iki köy arasındaki meraya el atmanın önlenmesi ve sınır tespiti istemine ilişkindir. Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesince, dava konusu taşınmaz hakkında K.. ilçesi, G.. köyü kadastro çalışmaları sırasında 228 ada 1 sayılı parsel numarası ile tutanak düzenlendiğinden kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2006 gününde verilen dilekçe ile mera komisyonu kararının iptali ile birleşen dosyada elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın yetki nedeni ile reddine dair verilen 03.11.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ... İli Mera Tespit Komisyonunun 10.02.2006 tarihli ve 2006/5 sayılı kararının iptali aynı zamanda davacı ve davalı köy tüzel kişiliği arasındaki yayla sınırının tespiti ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Davalı ... Tüzel Kişiliği vekili, yetki itirazında bulunmuş aynı zamanda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, ......
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. 4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesinde yapılan tanıma göre “yaylak; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir”. Yasanın 4.maddesine göre de mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olup, bu yerler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceği gibi amacı dışında da kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz ve sınırları daraltılamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, 4342 sayılı Kanun'un 4/4 maddesine ve TMK 683 maddesine dayalı vasfı bozulan meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsili ve men istemine ilişkindir. Mera ve yaylaya el atma nedeniyle elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya Belediye tüzel kişiliklerine aittir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4)....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, mera, yaylak ve kışlağa ilişkin davalar (tapu iptali ve el atmanın önlenmesi sınırlandırma) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. ".. 31/05/1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir....
O köy veya belediye insanlarının mera, yaylak ve kışlaktan ayrık düşünmek, mera, yaylak ve kışlaktan yararlanmalarını yasaklamak mümkün değildir. İnsanların yaylaktan yararlanırken taşkınlığa kaçmadan bazı yapılar yapması da olağandır. Bu gibi yapıların nitelikleri 4342 sayılı Mera Kanununun 20.maddesinde gösterilmiş, o yerlerin bulunduğu köy ve belediye halkının yayladan yararlanırken 442 sayılı Köy Kanununda öngörülen inşaatlar yapabilecekleri, Valiliklerden izin alınması koşuluyla imar mevzuatına göre yapılacak, ancak kullanma amacına uygun mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınak ve ağıllar veya benzerlerini yapabilecekleri hükme bağlamıştır. Eldeki çekişmede önemli olan mahkemece yıkımına karar verilen yapıların niteliğinin saptanması, bunların 4342 sayılı Mera Kanununun 20.maddesi kapsamında yararlanma amacına yönelik yapılmış yapılar olup olmadığının belirlenmesidir....
Köyü, 1936 yılından bu yana mera ve biçenek olarak kullandıkları taşınmaza davalı ...’nün elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir. Birleşen davalarda da davacı ... idaresi, davalılar ... ve ... Köyleri’ne yönelttiği davasında, 101 ada 207, 208, 210 parsel sayılı taşınmazların orman niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek, taşınmazların orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı ..., dava konusu taşınmazın kendi meraları olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, birleşen davaların açılmamış sayılmasına, asıl davanın reddi ile 159 ada 2 parsel, 136 ada 2 parsel ve 101 ada 208 parsel sayılı taşınmazların mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı köy vekilleri temyiz etmiştir. Dava, meraya haksız elatmanın önlenmesi; birleşen dava da taşınmazların orman niteliği ile tescili istemlerine ilişkindir. Belirli bir davaya o yerdeki mahkemelerden hangisinin bakacağı görev ile saptanır....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ... tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da ...nin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 12.11.2004 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 23.5.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava 700.000 m2 yüzölçümündeki mera olarak sınırlandırılan 315 parsele vaki elatmanın önlenmesi istemi ile açılmıştır. Mahkemece dava kabul edilerek “Davalı köy tarafından davacı köy mer’a sınırına yapılan tecavüzün menine” biçiminde hüküm kurulmuş kararı davalı temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kananunun 3. maddesindeki tanıma göre “mer’a hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir.”...