Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır...
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır...
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır...
İlçesi sınırları içinde bulunan yaylaların tespit ve tahdit işlemlerinin devam ettiği anlaşılmaktadır. İptali istenen 16.03.2007 tarihli ve 2007/10 sayılı mera komisyon kararı mera tahsisine ilişkin olmayıp, yayla tahdidine ilişkin olup dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde tamamlanmış bir komisyon çalışması bulunmamaktadır. Dava tarihinde iptali istenebilecek mera tahsis komisyon kararı da yoktur. Başka bir deyişle, davalılar aleyhine herhangi bir mera tahsisi bulunmayıp, dava açmakta hukuki yararları olmadığından davanın açıklanan bu gerekçe ile reddi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"; "Tahsis İçin İhtiyaç Tespiti" başlıklı 11. maddesinde, "Komisyon; bölgenin ekonomik durumunu, iklim özelliklerini, toprak işleme esaslarını, arazi kullanma şekillerini ve kullanma kabiliyet sınıflarını dikkate alarak mevcut mera, yaylak ve kışlaklar ile bu amaçla kullanılabilecek diğer alanları, sulama ve geçit yerlerini tespit eder ve haritaları üzerinde belirler. Köy veya belediyenin münferiden veya müştereken yararlanacağı mera, yaylak ve kışlak ihtiyacının belirlenmesinde, bu alanların karakter ve otlatma kapasitesi, bitkisel ve hayvansal gelişme ve otlatılacak hayvan miktarı dikkate alınır....
Tarım ve Orman Bakanlığı Antalya İl Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle; 4342 sayılı Mera Kanunu gereği bir yerin mera çalışmaları, tespit, tahdit ve tahsis şeklinde 3'e ayrıldığını, dava konusu parseller için henüz bir tahsis kararı verilmediğini, tespit ve tahdit kararları verildiğini, ortada davaya konu bir uyuşmazlık bulunmadığını, idarenin kendi mülkiyetindeki araziler için yaptığı tasarruflar yani Hazine arazisinin meraya çevrilmesi ortada tarafları farklı hukuki uyuşmazlık bulunmadığından davaya konu edilemeyeceğini, böyle bir dava açılabilecek olsa da süre yönünden reddi gerektiğini, İl Mera Komisyonunun 25.05.2001 tarihli toplantısında mülkiyeti Hazineye ait dava konusu yerlerin ve daha birçok yerin mera olarak değerlendirilmesine karar verildiğini, dava konusu yerler de m.5/b'de düzenlenen yerlerden olduğunu, Hazinenin mülkiyetinde bulunan yerlerin yapılan etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanabileceğinin anlaşılmadığını ve gereğinin yapıldığını, davacının...
Davacı gerçek kişiler teknik ekiplerin tespit ve tahdit çalışmaları sırasında mera kaynakları arasına aldığı taşınmazların mera vasfı taşınmadığını esasen bu taşınmazlar mera olarak tahdit edilirse, köyün tarım arazilerine yol girişleri olmadığından, zarar vereceklerini bu nedenle komisyon kararının iptalini istemişler, davaya 08.06.2004 tarihinde müdahil olan köy dahi ayni iddiayı ileri sürmüştür. 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesine göre Devletin hüküm ve tasarrufunda veya hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüt sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler yasanın 9. maddesi hükmünce teknik ekiplerin Bakanlıkça çıkartılan yönetmelikteki normlara göre uygun görmeleri halinde mera, yaylak veya kışlak ihtiyacı için bu kapsama alınabilir. Açıkçası bir yerin mera, yaylak ve kışlak kapsamına alınmasında 4342 sayılı kanun, kurulan teknik ekipler ve mera komisyonunu yetkili kılmıştır....
T3 ve T5 adına tescil edildiğini ancak yapılan bu tescil işleminin hatalı olup usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira dava konusu edilen taşınmaz mera, yaylak, kışlak vasfında olup zilyetlik yoluyla iktisap edilmesi mümkün olmadığını dava konusu olan taşınmazlar mera, yaylak ve kışlak niteliğinde olup bu taşınmazlara ilişkin tapu iptal ve tescil davalarında zamanaşımı süresi işlemeyeceğini, dava konusu Pınarbaşı ilçesi Tersakan Mahallesinde kain 101 ada 202 parsel numaralı kadimden beri mera niteliğinde olan taşınmazın üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, talepleri doğrultusunda davanın kabulü ile davalılar adına olan tapu kayıtlarının iptali ile mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır....