Hükmü, davacı Hazine vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tüm dosya içeriği ile özellikle çekişmeli 101 ada 38 ve 39 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanın öncesinden ve 12.09.1958 tarih 32 numaralı Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarında mera ve yaylak olarak saptanmasına, 4342 Sayılı Mera Kanununun 4.maddesi uyarınca mera ve yaylaklarda özel mülkiyet iddiasının dinlenemeyeceğine ve bu gibi yerler kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilemeyeceğine göre davalının diğer temyiz itirazları ile çekişmeli 101 ada 8 ve 9 parsel sayılı taşınmazların mera ve yaylak olarak saptanan alan dışında kaldığının anlaşılmasına göre de davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir....
Hükmü, davacı Hazine vekili ile davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tüm dosya içeriği ile özellikle çekişmeli 102 ada 5 ve 6 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu alanın öncesinden ve 12.09.1958 tarih 32 numaralı Toprak Tevzi Komisyonu çalışmalarında mera ve yaylak olarak saptanmasına, 4342 Sayılı Mera Kanununun 4.maddesi uyarınca mera ve yaylaklarda özel mülkiyet iddiasının dinlenemeyeceğine ve bu gibi yerler kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilemeyeceğine göre davalının diğer temyiz itirazları ile çekişmeli 101 ada 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazların mera ve yaylak olarak saptanan alan dışında kaldığının anlaşılmasına göre de davacının diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Mera; hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir....
Ancak kullanım hakkı kiralanabilir” hükmünün yer aldığı, bu nedenle davalılar adına yapılan tespit yasaya ve Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğu, 4342 sayılı Kanunun 9.maddesinin 6.fıkrasında yer alan “Mahkeme kararı ile kesin hükme bağlanan, orman tahdidi kesinleşen ve kadastrosu yapılan yerlerde mera, yaylak ve kışlakların kesinleşmiş sınırları esas alınır” hükmü gereği İl Mera Komisyonu Teknik Ekiplerince tespiti yapılan mera alanlarının kesinleştirilip uygulanması doğrultusunda mülkiyeti davalılara ait dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile, 3402 sayılı Yasanın 16/B maddesi gereğince orta malı olarak özel siciline kaydedilmesi için davayı açtıklarını, bu nedenlerle Trabzon İli Akçaabat İlçesi Helvacı Mahallesi 111 ada 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile kamu orta malı mera olarak özel siciline kaydedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır....
Dava konusu taşınmaz tapuda davacı ... adına mera niteliği ile kayıtlı olup, mera tahsis çalışmaları sırasında mera kaynakları arasına alınarak tahsis edildiği anlaşılmaktadır. 4342 sayılı Mera Kanununun 9. maddesinde 4916 sayılı Yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; " Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak ve kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce ... Bakanlığından izin alınır" hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce ... Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta, değinilen biçimde işlem yapılmadığından dava konusu taşınmaz mera kaynakları arasına alınamaz....
Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan, Hazine adına tescil edilmesi gerekirken belediyeler adına tescil edilen ve belediyelerce konut veya işyeri yapılmak üzere bedelsiz olarak veya bedeli karşılığında gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerine tahsis edilen, daha sonra Hazine tarafından ilgili belediye aleyhine açılan davalar sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilerek mera, yaylak ve kışlak özel siciline yazılan, fakat daha sonra bu Kanun hükümlerine göre mera, yaylak ve kışlak vasfı değiştirilerek Hazine adına tescil edilen taşınmazlardan; herhangi bir kamu hizmeti için gerekli olmayan, Hazinece herhangi bir tasarrufa konu edilmeyen ve halen tapuda Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar, tahsis tarihindeki arsa değerine devir tarihine kadar geçen süre için yasal faiz eklenerek belirlenecek bedelin ilgililerce Hazineye ödenmesi kaydıyla adlarına tahsis yapılanlara devredilir” hükmü getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kangal Asliye Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 14/05/2014 NUMARASI : 2013/187-2014/266 Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2013 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mera komisyon kararının iptali ile dava konusu taşınmazların mera olarak sınırlandırılması isteğine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 6. maddesi hükmüne göre, mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi işlemlerini Tarım ve Köy işleri Bakanlığı yapar....
Uygulamayı yapacak merci ise valilik onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir. Aynı Kanunun 3. maddesinde yapılan tanımlamalara göre, Tahdit; çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisi olduğuna karar verilen yerlerin sınırlarının usulüne uygun olarak ülke nirengi sistemine dayalı 1/5000 ölçekli haritalar üzerinde belirtilmesini ve bu sınırların arazi üzerinde kalıcı işaretlerle işaretlenmesini, Tespit; bir yerin mera, yaylak ve kışlak arazisi olup olmadığının resmi evrakla ve bilirkişi ifadeleri ile belgelendirilmesini, ifade eder. Tahsis, 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde; çayır, mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden ya da müştereken yararlanılmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılması olarak tarif edilmiştir....
Davalı köy, taşınmazların öteden beri mera olarak kullanılan yerler arasında kaldığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. Dava konusu taşınmazlar tapuda hali arazi niteliğiyle davacı Hazine adına kayıtlı olup, mera tahsis çalışmaları sırasında mera kaynakları arasına alınarak tahsis edildiği anlaşılmaktadır. 4342 sayıl Mera Kanununun 9. maddesine 4916 sayılı yasanın 27. maddesi ile eklenen 7. fıkra ile; “Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında veya Hazinenin özel mülkiyetindeki arazilerin mera, yaylak veya kışlak olarak tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınır” hükmü getirilmiştir. Görüldüğü üzere, bu nitelikteki bir yerin 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesinden yararlanılarak mera kaynakları arasına alınması anılan yasa hükmü uyarınca tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınmasına bağlıdır....
Taşınmazın mera ve yayla olarak sınırlandırılmasını isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya belediye tüzel kişiliklerine aittir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alınmış olduğundan, devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla dava açma hakkının varlığını kabul etmek gerekir....
Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler mera olarak sınırlandırılma,yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, mera olarak sınırlandırılmasını,haksız elatmanın giderilmesini ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır....