Dava, mera tahsis kararının iptali, müşterek kullanımın tespiti ile elatmanın önlenmesi ve taşınmazların ... adına tescili istemlerine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 1. maddesinde kanunun amacı “… daha önce çeşitli kanunlarla tahsis edilmiş veya kadimden beri kullanılmakta olan mera, yaylak, kışlak ve kamuya ait otlak ve çayırların tespiti, tahdidi ile köy veya belediye tüzel kişilikleri adına tahsislerinin yapılmasını, belirlenecek kurallara uygun bir şekilde kullandırılmasını, bakım ve ıslahının yapılarak verimliliklerinin artırılmasını ve sürdürülmesini, kullanımlarının sürekli olarak denetlenmesini, korunmasını ve gerektiğinde kullanım amacının değiştirilmesini sağlamaktır” şeklinde açıklanmıştır. Mera Kanununun 6. maddesine göre mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahdit ve tahsisi ...nca yapılır. Uygulamayı yapacak merci ise ... onayı ile oluşturulacak olan mera komisyonu ve komisyona bağlı olarak çalışan teknik ekiplerdir....
Mahkemece, davaya konu taşınmazın binanın bulunduğu alanın ev yapılmadan öncesinde bağ olarak kullanıldığı, mera ile bağ arasının işaretle ayrılmış olduğu, evin bağ olarak kullanılan kısımda kaldığı bu alanın davalıya dedesinden ve babasından intikal ettiği, davaya konu taşınmazın bulunduğu alanın mera vasfını kaybettiği, meraya dönüştürmenin oldukça masraflı olacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava mera sicilinde kayıtlı ve krokiye bağlanmış 2311 sayılı mera parseline elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan 08.10.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda davalının komşu parselde bulunan evinin 7,26 m2 tecavüzlü olduğu belirlenmiştir. Meraya tecavüz sabit olduğuna göre davanın kabulüne karar vermek gerekir iken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Mera, bir veya birden fazla köy halkına bağımsız ya da birlikte kullanmak üzere tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis kararı olmamasına rağmen kadimden bu yana hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin, mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarruf hakları bulunmayan taşınmazlardır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında, kamu malı niteliğindeki mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu 3 ve 4.madde). Meralar, Devletin sadece nezaret ve muhafaza yetkisi bulunup, tahsis şekli keyfi bir şekilde değiştirilemez. Meraların tahsis amacının nasıl ve hangi yol izlenerek değiştirileceği 4342 sayılı Mera Kanununun 14 ve 15. maddelerinde düzenlenmiştir....
Uyuşmazlık, Tarım İl Müdürlüğü tarafından açılan davada, meraya verilen zararın tazmini istemine ilişkindir. 4342 sayılı Mera Kanununun 4.maddesinde meraların hukuki durumu belirlenmiş, 5.maddesinde ise mera olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6.maddede tesbit ve tahdit işlemlerinin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca yapılacağı bildirilmiştir. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan meralarda Hazinenin mülk sahibi olarak dava açma hakkı vardır. Mera Kanununun 6.maddesinde mera, yaylak ve kışlıkların tesbit, tahdit ve tahsisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiş olup, bakanlığın yetkisi tesbit, tahsis ve tahsisin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan anılan bakanlığın genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma ya da sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır....
Mera Kanununun 6.maddesinde mera, yaylak ve kışlıkların tesbit, tahdit ve tahsisinin Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiş olup, bakanlığın yetkisi tesbit, tahsis ve tahsisin değiştirilmesi ile sınırlı olduğundan anılan bakanlığın genel mahkemede mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma ya da sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı açık bir hükümle tanınmamıştır. Aynı yasanın 19.maddesi, Bakanlığa, meraya bir tecavüz (haksız fiil) olduğunda sadece durumu (il veya ilçe müdürlükleri kanalı ile) Valilik ya da Kaymakamlığa bildirme yükümlülüğü getirmiş olup, gerekli işlemlerin yasalar çerçevesinde bu makamlarca yerine getirileceği öngörülmüştür. 4353 sayılı Maliye Vekaleti Baş Hukuk Müşavirliğinin ve Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takip Usullerine Dair Kanun gereğince Hazine avukatları, genel bütçeye dahil bakanlıkları davada temsil edebilir....
zorunlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın kabulünü, davalının taşınmazlara müdahalesinin önlenmesini, taşınmazın kal'ine ve kal (mera haline getirme) masraflarının davalıdan tahsilini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mera, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan taşınmaz bölümleridir. Mera yaylak ve kışlak gibi kamu malı niteliğinde ve Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle ilgili uyuşmazlıklar ya tahsisin varlığı veya kadim kullanma biçiminin belirlenmesi suretiyle çözümlenir. Bu gibi davalarda dava konusu yerin belli bir köyün mülki sınırları içersinde kalmış olmasının önemi yoktur. Başka bir anlatımla dava konusu yer belli bir köyün idari sınırları içinde kalsa bile o köye yapılan bir tahsis yoksa veya o köyün kadim kullanma hakkı bulunmamakta ise sırf taşınmazın o köyün idari sınırları içinde bulunması hak bahşetmez....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da Hazinenin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2239 KARAR NO : 2022/1738 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİGADİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/07/2022 NUMARASI : 2022/458 ESAS DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Mera KARAR : İlk derece mahkemesinin 26/07/2022 tarihli kararına karşı davacı orman idaresi tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı orman idaresi dava dilekçesinde özetle; 115 ada 28 ve 131 ada 2 parsel sayılı taşınmazların orman olmasına rağmen Hazine adına ham toprak vasfı ile tespit edildiğini ve mera olarak tahsis edildiğini beyanla taşınmazların mera tahsis ve tapu kayıtlarının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tescilini ve çekişmeli taşınmazın kaydına tedbir konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; "…6100 Sayılı HMK.'...