"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : MERA, YAYLAK VE KIŞLAĞA İLİŞKİN DAVALAR -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, yaylak iddiası ile açılan elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,20.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Dava konusu 145 ada 56 parsel sayılı taşınmaz 05.12.2009 tarihinde kadastro çalışmaları sonucu mera olarak sınırlandırılmış olup Mera Komisyonu tarafından 06.04.2012 tarih ve 7 nolu kararı ile mera olarak tahsisi edilmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu Ziraat mühendisi ..... ve yine talimat ile Ziraat Mühendisi .... tarafından düzenlenen raporlarda dava konusu 56 parselin mera vasfında olduğu ve üzerindeki yapıların kalıcı nitelikte olduğu, kal'i gerektiği bildirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.08.2005 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve meranın aidiyetinin tespiti ve birleşen dava ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen 25.06.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, kadim yararlanma hakkına dayalı olarak meraya elatmanın önlenmesi, meranın aidiyetinin tespiti ve meranın davacı köy adına özel siciline tescili istemiyle açılmıştır....
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, meraya el atmanın önlenmesi, yıkım ve eski hale getirme isteklerine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk 3.2.1. Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına, bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa ... olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar, özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz (Mera Kanunu m.3-4)Meralar üzerinde, aidiyet iddiasıyla, elatmanın önlenmesi, tapu iptali mera olarak sınırlandırma veya tespitin iptali ve mera olarak sınırlandırma davaları açılabilir. Mera yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Hükmü, davacı Hazine temyiz etmiştir. 4342 Sayılı Mera Kanununun 3.maddesinde yapılan tanıma göre “yaylak; çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir”. Yasanın 4.maddesine göre de mera, yaylak ve kışlakların kullanma hakkı bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olup, bu yerler devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceği gibi amacı dışında da kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz ve sınırları daraltılamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Dava, 4342 sayılı Kanun'un 4/4 maddesine ve TMK 683 maddesine dayalı vasfı bozulan meranın eski hale getirilmesi bedelinin tahsili ve men istemine ilişkindir. Mera ve yaylaya el atma nedeniyle elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat isteme hakkı kural olarak Hazine ile yararlanan köy veya Belediye tüzel kişiliklerine aittir. Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4)....
Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2007/737 - 2008/235 Esas ve Karar sayılı dosyası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, hükmün Yargıtay 8. Ceza Dairesi tarafından onararak kesinleştiği görülmüştür. Davacı Hazine vekili davalıların mera parseline elatmalarının belirlenmesi üzerine meydana gelen zararı ve eski hale getirme bedelini de mahkemeden aldıkları tespit kararı ile belirledikten sonra meraya elatmanın önlenmesi, kal ve tazminat istemli eldeki bu davayı açmıştır. Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen 13.10.2014 tarihli fen bilirkişilerin krokili raporunda davalı ... tarafından 107 ada 669 sayılı mera parselinin A harfi ile gösterilen kısmına daha önceden el atıldığı ancak bu yerin terk edildiği, davalı ...'...
O köy veya belediye insanlarının mera, yaylak ve kışlaktan ayrık düşünmek, mera, yaylak ve kışlaktan yararlanmalarını yasaklamak mümkün değildir. İnsanların yaylaktan yararlanırken taşkınlığa kaçmadan bazı yapılar yapması da olağandır. Bu gibi yapıların nitelikleri 4342 sayılı Mera Kanununun 20.maddesinde gösterilmiş, o yerlerin bulunduğu köy ve belediye halkının yayladan yararlanırken 442 sayılı Köy Kanununda öngörülen inşaatlar yapabilecekleri, Valiliklerden izin alınması koşuluyla imar mevzuatına göre yapılacak, ancak kullanma amacına uygun mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınak ve ağıllar veya benzerlerini yapabilecekleri hükme bağlamıştır. Eldeki çekişmede önemli olan mahkemece yıkımına karar verilen yapıların niteliğinin saptanması, bunların 4342 sayılı Mera Kanununun 20.maddesi kapsamında yararlanma amacına yönelik yapılmış yapılar olup olmadığının belirlenmesidir....