Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
Mahkemece davanın kabulüne, fen bilirkişi ....’in 19/09/2017 tarihli raporunun eki krokide gösterildiği şekilde davalıların 118 ada 63 ve 78 sayılı mera parsellerine elatmalarının önlenmesine, diktikleri meyva ağaçlarının kaline karar verilmiştir. Hükme karşı davalılar ..., ... ve ... istinaf talebinde bulunmuştur. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından davalıların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararını davalılar ..., ... ve ... temyiz etmiştir. Dava, meraya elatatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.04.1997 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.06.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalıların 189 parsel sayılı mera parseline maden atıkları dökerek elattıklarını, elatmalarının önlenmesini, meraya yığılan maden artıklarının kaldırılmasını veya meranın temizlenmesi için sarfı gereken 37.552.98 TL.nin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalı şirket ve davalılardan ... davanın reddini, davalı ... ..., maden atıklarının dikkatsizlikle ve sadece 625 m2 yere döküldüğünü, davanın reddini savunmuştur. Diğer davalı... savunmada bulunmamıştır....
Tüzel Kişiliği 132 parsel sayılı mera parselini davalıların sürerek kullandıklarını iddia ile davalılar ..., ... ve ... tarafından yapılan bu elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalılar ... ve ... açtıkları ve eldeki dava ile birleştirilen davada elatmaya konu yerin kendi zilyetliklerinde olduğunu ileri sürerek mera kaydının iptali ile adlarına tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece davalılar ... ve ...'in meraya elatmasının önlenmesine, birleştirilen davanın ise reddine karar verilmiştir. Hüküm, davalı birleştirilen davanın davacısı ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıda açıklanan neden dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Davacı Köy Tüzel Kişiliği meraya elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Elatılan mera alanı mahallinde yapılan keşifte 103.400 metrakare olarak belirlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.01.2011 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, 118 ve 135 sayılı mera parsellerine davalının inşaat ve kuyu yaparak elattığını, meraya elatmasının önlenmesini ve muhdesatların yıkılmasını istemiştir. Davalı, kuyuları kendi taşınmazına yaptığını, meraya tecavüzünün olmadığını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve yıkım istemine ilişkindir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2325 KARAR NO : 2023/68 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAVAŞTEPE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/08/2022 NUMARASI : 2022/32 ESAS DAVA KONUSU : Mera, Yaylak Ve Kışlağa İlişkin Davalar (Mera Tespit KARAR : İlk derece mahkemesinin 15/08/2022 tarihli kararına karşı davalı Hazine vekili tarafından kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olmakla yapılan inceleme sonucunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı orman idaresi dava dilekçesinde özetle; çekişmeli 120 ada 2 parsel sayılı taşınmazın mera olarak sınırlandırıldığını ancak çekişmeli taşınmazın bir kısmının kesinleşmiş orman tahdidi içinde kaldığı gibi eylemli orman niteliğinde olduğu iddiasıyla dava konusu taşınmazın 3.kişilere devir ve temlikiyle, üzerine ayni hak ve tesisinin önlenmesi için tapu kaydına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir. 27/06/2022 tarihli ara karar ile "…her...
Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). 31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “...tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2009 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve kal, eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; elatmanın önlenmesi ve kal istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, eski hale getirme bedelinin davalıdan tahsiline dair verilen 22.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 23.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.07.2007 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi kal, eski hale getirme bedeli ve ecrimisil istenmesi üzerine bozma ilamına da uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedeli yönünden kabulüne dair verilen 17.01.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yerel mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı doğrultusunda hüküm kurulmuş olmasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanunun 13/J maddesi gereğince hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 17.04.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.09.2003 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.02.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava mera vasfındaki 2275 parsel sayılı taşınmaza davalıların elatmasının önlenmesi,kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili istemi ile açılmıştır. Davalılar taşınmazı ... köyü tüzel kişiliğinden kiralayarak kullandıklarını, meraya elatmadıklarından davanın reddine savunmuştur. Mahkemece; davacı Hazine tarafından ... köyü tüzel kişiliği aleyhine açılan ......