ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/11/2022 NUMARASI : 2020/86 ESAS, 2022/523 KARAR DAVA KONUSU : Elatmanın Önlenmesi, Eski Hale Getirme, Bedelin Tazmini ve Kal KARAR : Tokat 2....
3091 sayılı yasanın 9.Maddesi gereğince; müdahalenin men’ine ve mera vasıflı yerin Osmancık Tarım ve Orman Müdürlüğüne teslimine karar verildiğini, taşınmazla ilgili men kararı ve teslim tutanağı olmasına rağmen taşınmaz üzerinde kalıcı yapılar bulunduğu, tahliyesinin yapılmadığı ve taşınmazın fiilen kullanıldığı tespit edildiğini, 4342 sayılı Mera Kanunun 4.Maddesine göre meralar özel mülkiyete geçirilemez ve amacı dışında kullanılamayacağını, Mera kanunun 4.Maddesi devamında “Amaç dışı kullanılmak suretiyle vasıfları bozulan mera, yaylak ve kışlakları tekrar eski konumuna getirmek amacı ile yapılan masraflar sebebiyet verenlerden tahsil edilir” denildiğini, bütün bu nedenlerle davalının taşınmaza müdahalenin men’i ve taşınmaz üzerindeki kalıcı yapıların kaldırılması için bu davayı açmak zorunlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın kabulünü, davalının taşınmazlara müdahalesinin önlenmesini, taşınmazın kal'ine ve kal (mera haline getirme) masraflarının davalıdan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 11.10.2006 gününde verilen dilekçe ile meraya elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R_ Dava, meraya elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. HUMK.un 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasa ile değişik 8/1 ve 26.9.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5236 sayılı yasanın 19.maddesi ile getirilen ek 4.madde uyarınca, davanın açıldığı tarih itibariyle Sulh Hukuk Mahkemesi, değeri 5.490.00 YTL’ye kadar olan davalara bakmakla görevlidir....
Mera, bir veya birden fazla köy ve kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanmaz, sınırları daraltılamaz. (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4). Meraya el atmanın önlenmesi davası kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzelkişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu atında olan yerlerden olması nedeniyle Hazine tarafından açılabilir. Kural olarak meraların kuru mülkiyeti Hazineye, yararlanma hakkı köy ve belediyelere aittir....
Mahkemece dava konusu yerin orman olduğu davanın ormanlık alandaki orman ürünlerinden yararlanmaya yönelik olarak açıldığı ve orman ürünlerinden yararlanma hakkının kime ait olduğu hususunun çözümlenmesinin talep edildiği, bu nedenle olayın 6831 sayılı Orman Kanununun 37 ve 40. maddelerinin birlikte değerlendirilmesi ile çözümlenmesi gerektiği, uyuşmazlıkların çözümünde insiyatif ve tercih hakkının orman idaresine ait olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Bilindiği üzere mera, hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Meraların kullanım ..., bir veya birden çok köy veya belediyeye bırakılabilir. Kuşkusuz bu tür yerler, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Ancak davacı hakka dayalı olarak el atmanın önlenmesini (zilyetliğinin korunması) ve ecrimisil isteminde bulunabilirse de kal istemi açısından mevcut davacı zilyetliğinin korunması taşınmazın aynına yönelik tasarruf işlemi olduğundan davacı mera parselinin mülkiyet sahibi olmadığından kal isteminde bulunamayacaktır. Bu itibarla mahkemenin, davacının hakka dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil (zilyetliğin korunması) istemi açısından taşınmazın mera vasfında ve kamu malı niteliğinde bulunduğu, davacının mülkiyet sahibi olmadığı aktif dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki ret gerekçesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece; iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak ve toplanmış taraf delilleri birlikte tartışılıp değerlendirilerek uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçe ile davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Dava, meraya vaki müdahalenin önlenmesi, kal, ot ve toprak bedeli ile eski hale getirme bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre; 1-Davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkeme evvelce, davalının husumet ve zamanaşımı iddialarına dayanarak davanın reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki meraya elatmanın önlenmesi ve kal davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30.09.2014 gün ve 2014/8240 Esas, 2014/10694 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, kadim meralarına davalının yayla evi yapmak yoluyla elattığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesini ve yayla evlerinin kal’ini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Karar, Dairemizce dava konusu taşınmazın davacının kadim merası olduğu, davanın kabulü gerekçesiyle bozulmuştur....
Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder. Meraya elatmanın önlenmesi davası, kadim yararlanma hakkı olan köy veya belediye tüzel kişiliği ya da taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olması nedeniyle ... tarafından açılabilir. Aynı şekilde, bir yerin mera olduğu iddiasıyla köy veya belediye tüzel kişiliğinin ya da ...nin tapu iptali ve sınırlandırma istemiyle dava açmasına olanak vardır. Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir....
Meradan yararlanma hakkı olan köy ve belediyeler yoksun kaldıkları yararlanma nedeniyle haksız elatmanın kaldırılmasını, hayvanlarının yararlanamaması sebebiyle ot bedelini, mülkiyet hakkı sahibi olan Hazine ise, haksız elatmanın giderilmesi ve bunun dışında 4342 sayılı Mera Kanununun 4/4 maddesine dayanarak meralarda meydana gelen tahribat sebebiyle eski hale getirme masraflarının tahsilini haksız eylem sahibinden isteyebilir. Başka bir ifade ile köy ve belediyelerin eski hale getirme masraflarını, Hazinenin de ot bedelinin tahsilini talep etmesine olanak yoktur. 4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu belirlenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerinin GıdaTarım ve Hayvancılık Bakanlığınca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır....